Yaman Kaya
Yaman Kaya

Bursa’nın yeni vizyonu belli oluyor! Şehir için karar zamanı

Köşe Yazısını Dinle

Dün, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde, Bursa Çevre Düzeni Planı’yla ilgili Büyükşehir Belediyesi’nin süreç bilgilendirme toplantısına katıldık.

Süresi dolan 1/100.000 Ölçekli Bursa 2020 Yılı Çevre Düzeni Planı’nın ardından 2010’dan beri sürdürülen, 2020’de yoğunlaşılan çalışmalara karşın hâlâ şekillenmeyen 2040 planının sonuçlanması için neden sonra gaza basıldı.

Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan, planın gecikmesini, “TOGG’un yer seçimi, pil fabrikası, TEKNOSAB, KOBİ OSB, Soğuksu’daki sanayi oluşumu gibi beklemediğimiz gelişmeler oldu. Sürecin nereye evrileceğini görmek istedik” şeklinde değerlendirdi.

Plana dair bazı görüşler dile getirilse de içerik değil bundan sonra izlenecek yöntemdi dünkü toplantının konusu.

Tüm siyasi partilerin, iş dünyasının, akademik odaların, sivil toplum kuruluşlarının, esnafın ayrım gözetilmeksizin davet edildiği toplantıda nasıl bir Bursa tasarlanmalıdan çok süreç nasıl ilerlemeli konuşuldu.

Zaten ortada plan da yoktu.

Ulaş Akhan, “Sürecin kapalı kapılar ardında yürütüldüğüne dair eleştirilere katılmıyorum. Konuları belki daha geniş tartışabilirdik ama gönlüm rahat” dedi.

Katılımcıların çoğu ise planın son hâlini görmediğini bildirdi.

Bugünden itibaren Bursa Çevre Düzeni Planı’nın tüm paydaşlara iletileceği ifade edildi.

Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde 15 Ağustos’ta bir planlama ofisi açılacak.

Bu ofiste Bursa Çevre Düzeni Planı enine boyuna ele alınacak.

Büyükşehir Belediyesi, yeni planı Aralık’taki meclis toplantısına yetiştirmeyi düşünüyor.

1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı vizyonu “Doğal ve kültürel zenginliğini koruyan ve yaşatan, sektörel çeşitliliğini insan çevre ve bilgi odaklı geliştiren ve yöneten, rekabet gücüne sahip, yenilikçi, yaşam kalitesi yüksek, güvenli ve bölgesinde öncü Bursa” şeklinde belirlenmiş.

Gelin teferruatı geçelim.

Esas meseleye gelelim.

Öncelikle dijital mecralar da kullanılarak bu şehirde yaşayan insanların nasıl bir kent hayal ettiğinin tespit edilmesi ardından siyasi iradenin sorumluluk üstlenmekten çekinmeyerek görüşünü net şekilde ifade etmesi gerekiyor.

Bursa’nın, Türkiye ekonomisinin lokomotif kenti olmayı sürdürmesi isteniyor mu, istenmiyor mu?

Bunun için sanayiciye yeni alanlar yaratılacak mı?

Yerel siyasi irade sanayiyi yok sayarsam risk var saymazsam da risk var yaklaşımından artık sıyrılmalı.

Yeni sanayi alanları planlarsak muhalefetten, akademik odalar ve çevre örgütlerinden tepki alırız; planlamazsak iş dünyasını karşımıza alırız yaklaşımıyla bir arpa boyu yol alınamayacağı unutulmamalı.

Ekonomide öncülüğü kapmak için talepkâr çok şehir var.

Bilimsel verilerin ışığında plansız sanayiyi kentin dışına taşıyarak hem şehri rahatlatmak hem de tarım ve turizmde kalkınmak mümkünken ne şiş yansın ne kebap dersek tarihî bir fırsatı kaçırırız.

İşte tam da bu nedenle yeri geldiğinde sorumluluk almaktan asla kaçınmamalıyız.

Bir planı yapmak ayrı realize etmek ayrı irade gerektiriyor; farkındayız…

Aslında şunu sorgulamalıyız:

Bursa’da bu irade var mı?

Sorunun yanıtını birkaç ay sonra öğreneceğiz…

YENİ GES DÜZENLEMESİNE NEDEN TEPKİ VAR?

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK), lisanssız güneş enerjisi düzenlemesine ilişkin yeni kararı Resmî Gazete’de yayınlandı.

Son düzenleme sanayiciler arasında tartışma yarattı.

Enerji malum Türkiye’nin en büyük ihtiyacı.

İran kaynaklı sıkıntıda yaşandığı gibi fabrikaların tekrar şalter indirmemesi için arz güvenliği de sağlanmalı.

Artan maliyetler nedeniyle enerji tüketiminin azaltılması ve Rus gazına bağımlılığın sınırlandırılması bugünlerde Avrupa’nın da bir numaralı amacı.

Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklık ve hızla artan enerji fiyatlarıyla boğuşulurken hükûmetler de yeni çözüm yolları arıyor.

Birçok ülkede klimaların tasarruflu kullanılması maksadıyla düzenlemeler hayata geçiriliyor.

İsviçre’de halka kış için mum ve odun stoklayın çağrısı dahi yapıldı.

Mesele bu kadar ciddi yani.

Elektrik ve doğal gaza üst üste gelen zamların ekonomiye vurduğu darbe ortada.

Bu bağlamda Türkiye’nin dışa bağımlılığının sona erdirilmesi, arz güvenliğinin tesisi, maliyetlerin indirilmesi hayati.

Haliyle ülkenin kendine yetebilmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi gerekli.

EPDK’nın son kararına gelirsek…

Bazı sanayiciler bahsettiğimiz gerekçelerden ötürü güneş enerjisi santrali (GES) yatırımları gerçekleştirdi.

2019’da devlet de yaptığı düzenlemede siz GES kurun, ihtiyaç fazlası üretiminizi bize satın dedi.

Haliyle ihtiyaçtan fazla yatırımlar da yapıldı, bazı arsalar çok değerlendi.

Sanayiciler tamam ancak çok sayıda bireysel girişimci de devlete enerji satmak için ihtiyaç fazlası GES kurdu.

3 yılın sonunda ise devlet yaptığı yeni düzenlemede ihtiyaç fazlasını satamazsınız, bedelsiz olarak bize aktaracaksınız kararını verdi.

Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Burak Özgen, yaptığımız görüşmede, “Lisanssız GES yatırımcıları artık ürettikleri fazla enerjiyi sisteme bedelsiz verecekler. İlgili maddeye göre de bu hesap aylık olarak değerlendirilecek” dedi.

Şöyle devam etti:

“Kışın düşük üretimi, yazın üretim fazlası ile dengeleyecek olan yatırımcı artık bunu yapamayacak. Yatırımın geri dönüş süreci de otomatik olarak artacak.

Fazla detaya girmezsek konunun özü bu.

Kendi tüketimi için üretim yapanlar desteklenecek.

Gerçekle bağı olmayan tüketim tesisi gücü oluşturarak hat ve trafo kaybına neden olanlar, tüketim yapmadan üretim yaparak tarım, hayvancılık ve sanayi üretimlerini akamete uğratanlara dur denilecek.

Gerçek tüketimi olan ve kapasite kısıtı nedeniyle üretim tesisi kuramayan tüketicilerin önü açılacak.

GES kurma hakkının şu ana kadar kötüye kullandığı açıkçası bir gerçek.

Hayvancılık, sulama gibi faaliyet beyan edenler ancak bunu yapmayarak sadece elektrik satanları biliyoruz.

Öte yandan fazla elektriği sisteme satma imkanı gözeterek yatırım yapan gerçek sanayiciler de var.

Kurunun yanında son düzenleme ile açıkçası yaş da yandı.

O sanayicilerin devlete güvenerek yaptığı yatırımlara ne olacak?

Özelleştirilen elektrik şirketleri daha ne kadar kollanacak?

EPDK’nın gerçek üretici ile fırsatçıların ayrımını yapabileceğine inanıyoruz.

Enerjide korkunç bir maliyet artışıyla karşılaşan üreticinin yenilenebilir enerji yatırımından da darbe yememesi gerektiğini düşünüyoruz.

 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X