Avatar
Yusuf Kayışoğlu

Bursa’ya 30 yıllık ambargo!..

İpeğiyle ünlü Bursa; (tabii geçmişte, çünkü bugün artık ipekböceği de yok, ipekböceğine hayat veren dut ağaçları da) meğerse Yavuz Sultan Selim Şah İsmail kapışmasına kadar sadece ipeğin geçiş noktasıymış.

İran’dan gelen ipekler Bursa üzerinden Avrupa’ya sevk ediliyormuş.

Ergün Kağıtçıbaşı’nın anlattığı bir not bu…

İki Türk’ün savaşı Bursa’yı ipekçilikte bir hayli gerilere götürmeye başlayınca Bursalılar ipek üretimi için kolları sıvamışlar.

Dut ağaçları boy vermeye başlamış önce…

Sonra ipekböcekleri…

Böylec Bursa, Yavuz Selim’in İran’a koyduğu 30 yıllık bir ambargonun meyvelerini toplamaya başlamış…

Bursa sanayisinin önemli tanıklarından birisi olan Ergun Kağıtçıbaşı, Uludağ Üniversitesi’nden çıkan yeni kitabının tanıtımında anlattı bunları.

Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek’in de katıldığı toplantıda Kağıtçıbaşı’nın aktardıkları arasında başka notlar da vardı…

Ama en dikkat çekici olanlardan birisi buydu…

Gerçi…

Bugünün Bursa’sı Yavuz Sultan Selim 30 yıllık ambargo döneminden çok da farklı değil.

Elindeki değerlere karşı yine hoyrat…

Verimli ovasını kaybetmek için elinden gelen ne varsa onu yapıyor.

Bir zamanlar ovanın ortasında gür ormanları hatırlatan şeftali bahçelerinin bulunduğu yerlerde şimdi siteler filizleniyor.

Sermayenin ham maddeye, pazara yakın olma arzusu, Bursa gibi meyve sebze ambarı olan kentleri hızla betonlaşmaya götürdü.

Tabii…

Bu durumun birden çok nedeni var.

Bu nedenler arasında yıllarca komünist işi denilerek, adeta yasaklanan demiryollarının sanayiye sağlayacağı avantajın göz ardı edilmesi de var.

Denizciliğin geliştirilememesi de var.

Geleceği okuyamama da var.

Misal, sanayinin yükünü hafifletecek ulaşım araçlarının önemi kavranmış olsaydı bugün Anadolu’nun terk edilmiş birçok şehrinin verimsiz topraklarında bacası tüten sanayi kuruluşları olacaktı.

Çocukluğumuzda kıyısından köşesinden yakaladığımız dutlu Bursa da bu sayede gelecek kuşaklara kendisini saklayabilecekti.

Bursa’da sadece ipekböceğinin adı değil, kendisi de olacaktı.

 

MHP’de üç ilçede değişim…

 

6 Aralık’ta Keles’te, 7 Aralık’ta Kestel’de ilçe kongrelerini gerçekleştiren MHP’de bir hafta aradan sonra üç ilçede birden kongre var.

Cumartesi günü birer saat arayla Gürsu ve Yenişehir kongreleri gerçekleştirilecek.

Pazar günü ise sıra Osmangazi’de olacak.

Gürsu’da İlçe Başkanı Suat Ermiş’in rakibi olarak kulislerde Ahmet Alkan’ın ismi var.

Ancak, Ermiş’in tek aday olma ihtimali de olabilir deniliyor.

Yenişehir’de ise tek adaylı bir kongre söz konusu…

İlçe Başkanı Celal Çekil’in yeniden aday olmadığı kongrenin tek adayı Nihat Doğan…

Pazar günü ise MHP’de dengeleri değiştirecek bir kongre söz konusu…

Uzun süredir ilçe başkanlığını sürdüren Adem Dönmez aday değil…

Osman Gümüş’ü işaret ediyor.

Dönmez’in aday olmadığı MHP Osmangazi kongresinde Osman Gümüş’ün rakibi ise bir önceki kongrede Dönmez’le seçim yarışına girmiş olan Selami Hacılar.

Osmangazi’de seçimi kazanan, 22 Şubat’taki il kongresinde de belirleyici olacak gibi…

Osmangazi’nin yanına Yıldırım’ı koyan sonucu da ilan etmiş olacak çünkü…

Hafta sonu kongreleriyle beş ilçe kongresini geride bıkaracak MHP’de Kestel’in ardından Yenişehir ve Osmangazi ilçe başkanları da değişmiş oluyor.

MHP’De ilçe kongreleri kadar öne çıkan bir organizasyon daha var.

20 Aralık’ta Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Orhangazi Salonu’nda konferansları var.

Konferans konuşmacılarından birisi de Ak Partili dört bakanın yolsuzluk iddiaları sonucu görevlerinden ayrılmalarına neden olan 15-17 Aralık operasyonunlarının aktörlerinden birisi olan Rıza Sarraf‘ın tazminat davası açıp sonra vaçgeçtiği MHP Genel Başkanı Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın…

 

İki okulun hikâyesi…

 

Aynı sıraları farklı dönemlerde paylaştığımız şimdilerde ünlü bir binicilik hocası olan Cemil Oğuz haber vermese…

Öğrencilik serüvenimizin ilk okulu olan Atıcılar İlkokulu ile Zafer İlkokulları’nın yıkıldığını öğrenme şansımız belki de hiç olmayacaktı.

İki okulun yerinde şimdi yeller esiyor.

Bahçesinde koştuğumuz, çekinerek sınıfına girdiğimiz iki okulun kalıntıları kalmış biraz…

Binlerce anı da okullarla birlikte yok olup gitti tabii ki…

Muhtemeldir ki…

Yeni bir okul yapılacak buraya…

Hani…

Rantı yüksek bir mahallede olsaydı, binlerce öğrenciye ev sahipliği yapan iki okulun arsalarının üzerinde site mi yapılacak endişesi taşıyabilirdik.

Neyse ki…

Okul alanı o kadar rant yaratacak bir konumda değil.

Ortaya çıkacak rantı yine binlerce öğrence yiyecek sanırım!..

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X