AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, ekonomi ağırlıklı yeni bir torba yasanın ayrıntılarını açıkladı. Varlık Barışı’nın 6 ay (31 Aralık 2019’a kadar) uzatmayı teklif ettiklerini belirten Muş diğer düzenlemelerle ilgili de şu bilgileri verdi: ”Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) kanununda da değişikliğe gidiyoruz.
Yedek akçe olarak ayrılan oranları Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu hale getiriyoruz. Yüzde 10 olarak yedek akçenin ayrılmasını teklif ediyoruz. Yurtdışı çıkış harcının 15 Tl’den 50 TL’ye çıkarmayı planlıyoruz. Yurda farklı şekilde sunulmuş, klonlanmış IMEI ile kullanılan telefonlar da 4 ay içinde kapatılacak. Telefonların sisteme dahil olması için bir yıl içinde 250 TL yatırılması halinde sisteme entegre edilecek. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra yurda sokulan klonlanmış IMEI’ye sahip telefonlar hiçbir şekilde iletişime açılmayacak.”
YENİ İSTANBUL YAKLAŞIMI
Mali sistemde bulunan firmaların borçlarının yapılandırılması için bir düzenleme getirdiklerini de kaydeden Mehmet Muş, ”Geçmiş dönemde İstanbul Yaklaşımı olarak yapılan buna benzer bir sistem kurulmasını öngörüyoruz. 2 yıllık sürede şirketler kanunda belirtilen şartlar içinde müracaat etmesi halinde belli başlı teşvikler olacak ve borçlar bankalar tarafından yapılandırılacaktır. Burada bir çerçeve anlaşması ortaya konacaktır” dedi.
MERKEZ BANKASI’NDAKİ DEĞİŞİKLİK KANUNSUZ DEĞİL
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasıyla ilgili konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Muş, ‘Kamuoyunda Merkez Bankası Başkanının değiştirilmesinin ‘hukuksuz’, ‘kanunsuz’ olduğuyla alakalı pek çok açıklama yapıldı. Bunlar doğru değildir. Kullanılan tasarruf Cumhurbaşkanına tanınan yetki çerçevesindedir. Uygulama hukukidir. Bunda herhangi bir tartışma söz konusu değildir’ değerlendirmesinde bulundu.
İSTANBUL YAKLAŞIMI NEDİR?
‘İstanbul Yaklaşımı’, kriz nedeniyle kaynak kaybına uğrayan ve ağır borç yükü altına giren üretici sektörlere, bankalar aracılığıyla kaynak aktarma sürecine verilen isim. Geçmişte Türkiye’nin IMF’den sağladığı kaynağın 3 milyar dolarlık kısmı bankaların sermayelerini güçlendirmede kullanılmıştı.
Bankalara aktarılan bu kaynağın yüzde 60’ı üretici sektörlerde darboğaza girmiş şirketlere kredi olarak dağıtılmıştı. Sistem, darboğazdaki şirketlerin bankalara olan borçlarının, kredilendirmeyle, yeniden yapılandırılması ve ödeme imkanı verebilecek vadede olması esasına dayanacak. Avrupa’da da benzer bir uygulama ‘Londra Yaklaşımı’ adıyla yapılmıştı.

Flipboard