Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyumun açılışına; Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın yanı sıra birçok yerli ve yabancı akademisyen katıldı. İki gün sürecek programın açılış konuşmasını yapan Başkan Mustafa Dündar, “Tarih ve kültürümüzün bir parçası olan Yörüklerimizin unutulmaya yüz tutan maddi, manevi değerlerini tekrar hatırlayacağız. Osmanlı’nın temelinden bu yana Yörükler bu ülkenin hamurudur. Yörükler, Bursa’da buluşarak bir felsefe içerisinde 3 kıtaya barış ve huzuru götürmüştür” dedi.
YÖRÜKLERİN TARİHİ…
Uluslararası Orta Asya’dan Anadolu’ya Yörükler Sempozyumu’nun konuşmacılarından İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Şahin de, Osmanlı’nın ilk başkenti olan Bursa’nın kültür ve uygarlık değerleri bakımından zengin bir şehir olduğunu söyledi. 1071 Malazgirt zaferinden sonra yaklaşık iki asır, Orta Asya’dan Anadolu’ya kitleler halinde göç eden Türk kabilelerinin önemli bir kısmı Oğuz veya Türkmen adıyla bilindiğini vurgulayan Şahin, “Daha sonra bunlar Anadolu’nun batısında yaşayanları, yaşadıkları hayat tarzından dolayı Yörük adıyla bilinmeye başlandı. Ancak burada Yörük ve Türkmen kavramlarını ayrı ayrı düşünmemek gerekir. Yörüklerin tabiata zarar vermeden icat etmiş oldukları yaşam tarzlarını da ele alacağız” dedi.
OTURUMLAR…
Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Özlem Doğuş Varlı ile Ersen Varlı’nın ‘Yörük Müziği’ dinletisinin ardından oturumlar başladı. Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üçler Bulduk’un yönettiği ilk oturumda; Türk tarihinin en eski Yörükleri, konar-göçerlik ve Hunlar konusunda katılımcılara bilgiler verildi. İkinci oturumda ise; Anadolu’da göçerlerin yerleşme, barınma ve beslenmeleri üzerine etnografik değerlendirmeler ile Atatürk ve Yörükler konuları ele alınırken, günün son oturumunda, Kırgızistan Bilimler Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Amantur Caparov, Kırgız ve Türk konar-göçerlerinin geleneksel hayvancılık kültürüyle ilgili sunum yaptı.