DERYA DEMİR PINAR
Koronavirüsle mücadele devam ederken dişhekimleri de filyasyon ekibinde çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’de virüsün en fazla görüldüğü ilk 7 şehir arasında yer alan Bursa’da dişhekimleri, sokak sokak gezerek sürüntü örneği alıyor. Görev tanımı ve süresi belirsiz çalışma programları, koruyucu ekipmana ulaşamama, yüksek risk grubunda olmalarına rağmen düzenli testin yapılmaması gibi sorunlardan yakınan dişhekimleri çözüm bekliyor. Mayıs ayı başından itibaren filyasyonda görevlendirildiklerini ifade eden Dişhekimleri Odası Başkanı Emel Eroğlu, “İlçelerle birlikte 300’e yakın diş hekimi var. Filyasonda ise, sadece merkez ilçelerde 100’e yakın dişhekimi görev alıyor. Bursa Şehir Hastanesi ve Yüksek İhtisas Hastanesi’nde sürüntü alan meslektaşlarımız var. Kabin içinde aralıksız dört saat çalışıyorlar. İlçe sağlık müdürlüklerinde, toplum sağlığı merkezinde çalışan meslektaşlarımız da sahada 16 saat çalışıyor” diye konuştu.
GÜNDE 2 BİN ÖRNEK…
Kontrollü sosyal hayata geçişle birlikte sahada çalışan filyason ekibinin de yükünün ağırlaştığını kaydeden Eroğlu, “Özellikle son günlerde örnek alınan kişi sayısında ciddi bir artış var. Çalışılan saatler değişmekle birlikte son günlerde hasta sayısında önemli bir artış söz konusu. Gündüz, 4 saat içinde Şehir Hastanesi ve Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sadece tek bir hekim arkadaşımız 100-120 hastadan sürüntü alıyor. Haziran ayında bu sayı hastanelerde 60’dı. Sadece bu iki hastaneden günlük 2 bine yakın sürüntü alındığını tahmin ediyoruz. Bu rakamların içerisinde diğer hastaneler ve filyasyon ekibinin aldığı sürüntüler yok” ifadelerini kullandı.
“TEDİRGİNİZ”…
Filyasonda çok ciddi sorun ve risklerle karşı karşıya olduklarını vurgulayan Eroğlu, sürüntü almak, ilaç dağıtmak gibi görev tanımı ve süresi olmayan bir programla çalıştırıldıklarını söyledi. Eroğlu, “TÜİK taramaları, toplu ve riskli sürüntüler, gidilen adreslerin belli olmaması, geç çalışma saatleri ve güvenlik sorunu, kayıt için telefonların kişisel hattan yapılması, kişisel koruyucu ekipmanlarının temini ve kalitesi, yemek verilmemesi, belli bir kota verilmesine rağmen aynı gün tespitlerin yapılıp, sürüntünün alınması gibi bir çok sorunla boğuşuyoruz” şeklinde konuştu.
“YIPRANIYORUZ”…
Görev alanlarının belirlenmesinde idarecilerin kişisel tercih kullandığını belirten Eroğlu, hakkaniyetin olmadığını belirtti. Özellikle havalimanında görevli olan filyasyon ekiplerinin hjiyenik olmayan bir alanda 2 bine yakın sürüntü örneği aldığını söyleyen Eroğlu, “Dişhekimlerinden, çoğu bölgede Halk Sağlığı Uzmanları ve Aile Hekimliği tanımında olan işleri de yapmaları istenmesi, izole ve karantinadaki hastaların takibinin de kolluk kuvvetleri yerine filyasyon ekiplerine yaptırılması bizi çok yıpratıyor. Ayrıca, filyasyon nedeniyle azalan personelle birlikte diş sağlığı merkezlerinde yük artıyor. Öte yandan ödenmesi vaat edilen yüksek tabandan döner sermaye ve covid-19 ödenekleri verilmedi. Düşük maaşlarla çalışmaya devam etmek zorunda kaldık” dedi.
14 DİŞ HEKİMİ VİRÜSE YAKALANDI…
Filyasyonda görevli dişhekimlerinin yüksek risk grubunda olmasına rağmen rutin testlerin yapılmadığını ifade eden Eroğlu, “Duyumlarımıza göre Bursa’da 14 dişhekimi koronavirüse yakalandı. Ayrıca ilçe sağlık müdürlükleri ve toplum sağlığı merkezinde çalışan meslektaşlarımız kişisel koruyucu ekipmana ulaşmakta sıkıntı yaşıyor. Koruyucu ekipmanları kendisi satın alan meslektaşlarımız var. Bu çalışma koşulları artık dayanılamaz hale geldi. Emekli olan ve yakında olacak olan meslektaşlarımız var. Genç meslektaşlar da istifa etme eğiliminde. Yaklaşık 20 dişhekimi emeklilik ve istifa ile kamudaki görevinden ayrıldı” diye konuştu.
“HASTANELER AÇILMALI”
Temmuz ayından bu güne kadar ağız diş sağlığı merkezleri ve hastanelerinin pandemi şartlarına uygun hale getirilmediği kaydeden Eroğlu, şunları söyledi: “Pandemi döneminde ağız diş sağlığı hizmetlerinin devam edebileceği koşullar sağlanmadı, klinik koşulları uygun hale getirilmedi. Dişhekimleri tüm poliklinik hizmetlerini verebilmek için çalışma koşullarının uygun hale getirilmesini bekliyor. Sağlık güvencesi olup ağız diş sağlığı hizmetine ulaşamayan hastalarımız tedavilerinin gecikmesi nedeniyle daha önemli sağlık sorunlarıyla karşılaşıyorlar ve bu sağlık hakkının gaspı demek. O nedenle bir an önce hastane ve merkezlerin hizmete başlaması gerekiyor.”