İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda görülen duruşmaya, aralarında Kavurmacı ve Güllü’nün de bulunduğu 21 tutuklu sanık ile 25 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Öztürk, mahkemeye dilekçe gönderen eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın davaya katılma talebinde bulunduğu belirtti.
Duruşmada söz alan Maliye Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nın avukatları davaya katılma talebinde bulundu.
Cumhuriyet savcısı, sanıkların mal varlıkları üzerindeki tedbir kararların devam etmesini istedi. Sanıkların kayyum atanan şirketlerinde illegal işlem olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınmasını isteyen savcı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Tahliye taleplerine ilişkin söz verilen tutuklu sanık Ömer Faruk Kavurmacı, hakkındaki tüm delillerin toplandığını savunarak, “Beyanlarım, net ve samimidir. Tutukluluğum süresince beyanlarımla çelişen bir delil elde edilememiştir. 1 Mart 2014’te TUSKON 5. Olağan Genel Kurulu’nda Rızanur Meral’in açılış konuşmasını alkışlamadım, ayağa kalkmayarak protesto ettim. TUSKON’dan ilk istifa eden benim. Buna ilişkin delili de mahkemeye sundum. Hakkımda beyanda bulunan gizli tanığın ifadelerinde somut bir delil yoktur. Tutuksuz yargılanırsam buraya geleceğim konusunda tereddüdünüz olmasın.” diye konuştu.
Sanık Kavurmacı, mal varlıkları üzerindeki tedbir kararlarının kaldırılmasını talep ederek tahliyesini istedi.
Tutuklu sanık Faruk Güllü de FETÖ/PDY üyesi olmadığını iddia ederek, 15 aydır örgüt üyeliğinden dolayı tutuklu olduğunu anlattı.
ByLock gibi şifreli mesajlaşma programları kullanmadığını ve örgütsel amaçlı Digitürk aboneliği iptalinin söz konusu olmadığını savunan Güllü, savunmasında şunları söyledi:
“Kod adım yok, örgüt toplantılarına katılmadım. Örgüte transfer ettiğim para yok. Bank Asya’ya talimatla para yatırmadım. 1 dolar yok. FETÖ/PDY içinde yer aldığımı gösteren delil yok. Mart ayında yurtdışından geldim. Avrupa’da oturma iznim olmasına rağmen 15 Temmuz’dan sonra çekincem olmadığı için ülkeye gelerek burada hayatıma devam ettim. Kaçma düşüncem yok. İkamet adresim sabittir. Tutuklu bulunduğum süre göz önüne alınarak tahliyemi istiyorum.”
Duruşmada söz alan diğer tutuklu sanıklar da mal varlıkları üzerindeki tedbirlerinin kaldırılmasını talep ederek tahliye talebinde bulundu.
Duruşma, sanık avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.
CEZA İSTEMLERİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, firari sanıklar Gülen, Meral ve Günay hakkında, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, “terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçlarından ayrı ayrı 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası ve “örgüt suçu kapsamında özel belgede sahtecilik” suçundan da ayrı ayrı 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan Ramazan Erdem, Serkan Ercan ve Süleyman Tari’ye “örgüt suçu kapsamında özel belgede sahtecilik” ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından 8,5 yıldan on sekizer yıla kadar hapis cezası öngörülen iddianamede, aralarında Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü’nün de bulunduğu 80 sanığın “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, sanıklarla ilgili sunulan deliller olarak da MASAK raporları, şüpheli ifadeleri, sorgu tutanakları ile “Boran”, “Demir” ve “Berat” kod adlı gizli tanık anlatımları, TUSKON 5. Olağan Genel Kurulu sandık kayıt ve hazirun listeleri, iletişim dinleme tutanakları, tanık Yüksel Yılmaz’ın beyanları, ihbar tutanakları, kayyum olarak atanan TMSF raporları, “ByLock” raporları, Bank Asya hesap dökümleri, Digitürk cevap yazısı, il dernekler müdürlüğünce gönderilen dernek üye kayıt listeleri ve sosyal paylaşım tespitleri yer alıyor.
TAHLİYE EDİLİP TEKRAR TUTUKLANMIŞTI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından başlatılan soruşturma sonucunda 8 Eylül 2016’da tutuklanan sanıklardan Ömer Faruk Kavurmacı’nın avukatları, 1 Mayıs 2017’de 5. Sulh Ceza Hakimliği’ne tutukluluğa itiraz başvurusunda bulunarak tahliye talep etmişti. İtiraz dilekçesini değerlendiren hakimlik, dilekçe ekinde sunulan özel bir hastanenin 18 Nisan 2017 tarihli sağlık raporundaki tespitleri değerlendirerek, Kavurmacı’nın tahliyesine karar vermişti.
Silivri Devlet Hastanesi’nin “mahkumun hayatı için kesin bir tehlike arz etmediği” şeklindeki sağlık raporu üzerine İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nce çıkarılan yakalama kararı çerçevesinde yeniden gözaltına alınan Kavurmacı, 17 Haziran 2017’de tutuklanmıştı.