Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yaklaşık 4 trilyon dolarlık helal ürün pazarının yüzde 80’inin gayrimüslim ülke firmalarında olduğunu belirterek, “Helal ürünlerin sadece belgelendirme pazarının büyüklüğü ise 6 milyar dolar. Bu pazarlara Türkiye ve diğer Müslüman ülke kuruluşlarının yer alması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi. Zeybekci, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Helal Akreditasyon Kurumunun (HAK) Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde 23-25 Kasım’da İstanbul’da gerçekleştirilecek Dünya Helal Zirvesi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Helal” kavramının dini yanı olmakla birlikte uluslararası ticaretin önemli dinamikleri arasında yer aldığına işaret eden Zeybekci, 2 milyara yakın Müslüman’ın yanı sıra temiz ve güvenli olduğu için helal ürün ve hizmetleri tercih eden gayrimüslimlerin de bulunduğuna işaret etti. Helal pazarının gıda, kozmetik, sağlık, turizm, finans ve ilaç sektörlerini barındırdığını ve 4 trilyon doların üzerinde bir değere ulaştığını vurgulayan Zeybekci, Türkiye’nin, her geçen gün büyüyen bu pazarda söz sahibi olması gerektiğini söyledi.
Zeybekci, helal sektöründe pek çok standart ve logo bulunduğunu, İslam ülkeleri arasında ortak bir belgelendirme sistemi oluşturulmasının henüz mümkün olmadığını ifade ederek, bu alanda İslam İşbirliği Teşkilatının bağlı kuruluşu olan İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) standartlarının dikkate alınmasını istediklerini vurguladı. SMIIC’in, gıdanın ardından kozmetik, ilaç ve diğer sektörlerde de helal standartlarını oluşturacağını, ayrıca ortak standartlara dayalı bir akreditasyon sistemi kurulması gerektiğini kaydeden Zeybekci, Türkiye’nin helal sektörüne yönelik talep ve önerilerini dile getireceği Dünya Helal Zirvesi’nde, bu konuların yanı sıra helal ticaret ve vizyonuna yönelik hedefler ile yol haritasının belirleneceğini bildirdi.
Zirve ile eş zamanlı Helal Ürünler Fuarı’nın gerçekleştirileceğini belirten Zeybekci, söz konusu fuara Müslüman ülkeler yanında gayrimüslim ülkelerden de katılım beklendiğini anlattı. Zeybekci, “Helal Ürünler Fuarı’na yönelik 150 stant için talep geldi. Bunların 40’ını ABD, Avusturya ve Brezilya gibi gayrimüslim ülkelerden firmalar oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
Helal pazarında satılan helal belgeli ürünlerin yüzde 80’inin gayrimüslim ülkelerin firmalarınca üretildiğine dikkati çeken Zeybekci, “Yaklaşık 4 trilyon dolarlık helal ürün pazarının yüzde 80’i gayrimüslim ülke firmalarının. Helal ürünlerin sadece belgelendirme pazarının büyüklüğü ise 6 milyar dolar. HAK, 6 milyar dolarlık helal belgelendirme pazarında, Türk belgelendirme firmalarının daha fazla pay sahibi olmasını da sağlayacak. Bu pazarda Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerin daha fazla paya sahip olması gerektiğini düşünüyoruz.” değerlendirmelerinde bulundu.
“İhracatçının maliyetleri azalacak”
Bakan Zeybekci, helal ürün ve hizmetlere isteyen herkesin helal logosu yapıştırdığını, helal kavramının ne olduğunu bile bilmeden bu logonun kullanıldığını da söyledi.
HAK’ın kurulması nedeniyle Müslüman ülkelerden çok olumlu tepkiler aldıklarını bildiren Zeybekci, “Dünyada da ilktir HAK. Türkiye, HAK ile bu alanda kural koyucu ve lider olacak. Helal akreditasyon sisteminin yaygınlaşması için gerekenleri yapacağız. Türkiye’deki akreditasyon sistemi işlemeye başladıktan sonra diğer ülkelerde de zaman içinde işlemeye başlamasını öngörüyoruz.” diye konuştu.
Akreditasyonun, belgelerin itibarını artıran bir mekanizma olduğuna işaret eden ve tüketici nezdinde de söz konusu ürünlerin itibarının artacağını aktaran Zeybekci, HAK’ın helal belgesi veren kuruluşları akredite edeceğini dile getirdi.
Zeybekci, HAK’ın, dünyada ilk olmasına karşın yeterli olmayacağını bildirerek, “SMIIC üyesi ülkelerin de kendi akreditasyon kurumlarını oluşturmalarını isteriz. Akreditasyon sistemi sayesinde HAK veya ilerde kurulması öngörülen diğer akreditasyon kurumlarının akredite ettiği uygunluk değerlendirme kuruluşlarından alınan helal belgesi tüm dünyada kabul görecek. Şu anda firmalar ürünlerini satmak istedikleri her ülkeden belge almak zorunda kalıyor. İhracatçı firmaların maliyetleri HAK ve kurulacak akreditasyon sistemi ile azalacak. HAK bu bağlamda ticaretin gelişmesini sağlayacak, engellerin ortadan kalkmasına vesile olacak. HAK faaliyete geçtikten sonra helal belgeli ürünlere güven artacak, bu ürünlerin belgelendirme maliyeti azalacak.” dedi.
Helal belgesi almanın zorunlu olmadığını vurgulayan Zeybekci, bu durumun HAK faaliyete geçtikten sonra da devam edeceğini vurguladı. Zeybekci, sözlerini şöyle tamamladı:
“İsteyen firma bu belgeyi alacak, istemeyen almayacak. Diğer taraftan HAK, helal standartlarını da belirlemeyecek. Zaten buna yönelik kurallar, standartlar belirlenmiş durumda. Bunlar SMIIC’in belirlediği kurallar çerçevesinde oluşturulmuştur. HAK, bir ürününün helal olup olmadığına karar vermeyeceği gibi helal belgesi de vermeyecek. Helal belgesi veren uygunluk değerlendirme kuruluşlarını HAK denetleyecek, akredite edecek. Helal belgesi veren yurt içinde ve yurt dışındaki uygunluk değerlendirme kuruluşlarını talep olması halinde denetleyecek, akredite edecek.”