Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Işık, 15 Temmuz gecesinin çok karanlık başladığını belirtti.
Işık, “Gece ne kadar karanlıksa, sabah o kadar aydınlık oldu. Türk demokrasi tarihinin en önemli gecesini yaşadık. 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece, Türk demokrasi tarihinin en önemli gecesi oldu. Türk demokrasisinin olgunluk seviyesine ulaştığını, aslında o gece bir kez daha teyit etmiş olduk.” dedi.
“Yaşananları tarih yazacak”
Bakan Işık, Bir daha böyle bir şeyin yaşanmaması için ellerinden gelen her tedbiri aldıklarını belirten Işık, şunları kaydetti:
“Bunun, bir FETÖ’nün darbe teşebbüsü olduğu ilk andan itibaren aslında anlaşılmıştı. TSK’nın içine sızmış, asker üniforması giymiş hainlerin Türkiye’yi küresel birtakım güç merkezlerinin uydusu haline getirmek, onların emrine sunmak, onların adeta bir maşası yapmak konusundaki attıkları adım, Allah’a şükür başarısızlıkla sonuçlandı. Türkiye çok aydınlık bir sabaha uyandı. Tabii o gece yaşananlar, ileride çok detaylı yazılacak, anlatılacak. İnsanlar o gece kimin ne yaptığını, kimin ne yapmadığını bunları tarih yazacak.”
“Bundan sonrasını PKK düşünsün”
Bakan Işık, FETÖ’nün darbe girişiminin ardından terör örgütü PKK’nın yine Diyarbakır, Mardin gibi birçok ilde bombalı araçlarla saldırılar düzenlediğinin ve Elazığ’da da il emniyet müdürlüğüne yönelik saldırıda sivillerin de yaşamını yitirdiğinin anımsatılması üzerine, PKK’nın özellikle sivillere yönelik saldırılarını değerlendirdi.
“Şunu, PKK’nın çok iyi bilmesi lazım ki bugün Türkiye Cumhuriyeti 15 Temmuz gecesinden çok daha güçlüdür. En azından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içerisine sızmış hainler, kendi içerisinden çok büyük oranda temizlenmiştir ve PKK’nın içeriden destek alma imkanı ortadan kalkmıştır.” ifadesini kullanan Işık, şunları söyledi:
“Bundan sonrasını PKK düşünsün, bundan sonrasını PKK’nın yöneticileri düşünsün. Bu açıdan milletimizin özellikle bölge halkımızın güvenlik güçlerimizle çok sıkı bir işbirliği yapmasının, bölgemizin geleceği açısından da çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu hainlerin eylem yapmalarına fırsat vermeyecek çalışmaları, devlet, millet el ele yapmalıyız. Halkımız, bu konudaki haberdar olduğu hazırlıkları en yakın güvenlik gücüne bildirme noktasında eminim çok hassas ama şu dönemde bu hassasiyetini biraz daha artırmaları çok yerinde olacak.”
Milli Savunma Bakanı Işık, terörle mücadelenin kesintisiz devam edeceğinin altını çizerek, “Nasıl 23 Temmuz’da giriştikleri haince süreçte çok ağır bedeller ödediler, şimdi 15 Temmuz’dan sonra da bu yaptıklarının çok ağır şekilde karşılığını alacaklar, bedellerini ödeyecekler. Burada hiç tereddüt taşımıyoruz. İnşallah bu konuda halkımızla el ele bu hainlerin ihanetlerini boşa çıkaracağız. Nasıl FETÖ ihanetini boşa çıkardıysak, PKK ihanetini de boşa çıkaracağız.” diye konuştu.
“Akıncılar’dan kaçacaklardı”
Bakan Işık, “Bunlar darbenin başarısız olduğunu anladıkları anda üç Casa uçağını hazır ettiler, Akıncılar’dan kaçacaklardı. Sayın Başbakanımızın o emrinden sonra pist vurulmamış olsaydı, bilin ki bugün darbecilerin neredeyse tamamı yurtdışına kaçmış olurdu.” dedi.
“Etkinliği daha da düşürüldü”
Dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kanun hükmünde kararnamelerle TSK’nın yapısında yeni düzenlemelere gidildiği hatırlatılarak, “Genelkurmay Başkanının görev ve yetkileri ile kuvvet komutanlıkları arasındaki bağlantılar yapıldı. Bunlarla neler amaçlandı, yeni düzenlemeler neler getiriyor?” sorusu üzerine Bakan Işık, bir musibetin bin nasihatten iyi olduğunu bildirdi.
Çoğu demokratik ülkede Savunma Bakanlığına verilen görevi yüzde 50’den fazla sivillerin yürüttüğüne dikkati çeken Fikri Işık, “Ama Türkiye’de tamamen askerin hakim olduğu bir Milli Savunma Bakanlığı vardı, bakanlık maalesef tedarik başkanlığı konumunda veya bir şube müdürlüğü konumunda işler görüyordu.” dedi.
Işık, yapılan düzenleme ile MSB’nin etkinliğinin 1987’de daha da düşürüldüğünü belirterek, bütün bunların bilindiğini ve değiştirilmesi gerektiğinin konuşulduğunu ifade etti.
Düzenlemelerin hedefi
Işık, bu düzenlemelerin üç temel hedefinin olduğuna işaret ederek, şu görüşlere yer verdi:
“Bunlardan birincisi, 15 Temmuz itibarıyla MSB’nin fiili görevlerini de üzerine almış Genelkurmay Başkanlığının üzerindeki gereksiz yükleri alıyoruz, Genelkurmay Başkanlığını kendi askerin asli işlerine döndürüyoruz.
Batı demokrasilerinde MSB’nin yapması gereken işlerin yüzde 90’ından fazlasını bizde Genelkurmay yapıyor. Kağıt üzerinde MSB yapıyor gibi gözüken işleri de MSB’ye atadığı kadrolarla yine emir komuta zinciri içerisinde kendisi yapıyor. Bu, demokratik ülkede anlaşılamayacak, izah edilemeyecek bir durum. Öncelikle Genelkurmay Başkanlığını bu aşırı yükten kurtarıyoruz. İkinci olarak MSB’yi yeniden yapılandırıyoruz. MSB’yi yeniden yapılandırırken, MSB’nin tamamen askerlerden oluşması ne kadar yanlışsa, tamamen sivillerden oluşmasının da yanlış olacağını düşünüyoruz. Bütün demokratik ülkelerde savunma bakanlıkları, askerlerle sivillerin birlikte çalıştığı, iç içe çalıştığı bakanlıklardır. Biz bu anlayışla MSB’nin görev, yetki ve sorumluluklarını, Genelkurmayla olan kesişmelerini, hatta Genelkurmayın bir alt kümesi olmaktan kurtarıyoruz. Gerçekte birlikte çok iyi çalışan, güvene dayalı bir çalışma yapan iki ayrım kurum haline getiriyoruz. Bu Türkiye açısından son derece önemli.”
“Kapalı yapılar birbirine kuşkuyla bakar”
Askerle sivilin iç içe çalışmasının özellikle Türkiye açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Işık, şunları ifade etti:
“Kapalı yapılarda birbirlerine karşı her yapı kuşkuyla bakar. Birlikte çalışma önce kuşkuları ortadan kaldırır. Birbirini daha iyi tanımayı ve daha anlayışla yaklaşmayı, hatta birbirine daha sevgiyle yaklaşmayı sağlar. Asker sivil ilişkilerinin çok rasyonel bir düzleme oturması için zeminin güçlenmesi için birlikte çalışmayı çok önemsiyoruz. Asker sivil iç içe olacak.”