Bakan Fidan: Gazze’nin ümit ve desteğin yanında aksiyona ihtiyacı var

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Gazze’nin ümide ve desteğe ihtiyacı var. Fakat bütün bunlardan öte aksiyona ihtiyacı var. Bu savaş İsrail-Filistin savaşı değil küresel demokrasiye bir meydan okuma” dedi.

Bakan Fidan: Gazze’nin ümit ve desteğin yanında aksiyona ihtiyacı var

Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde düzenlenen “Olağanüstü D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı”nın açılışında konuştu.

Gelecek hafta D-8’in kuruluşunun 27. yılını kutlayacaklarını dile getiren Fidan, Teşkilatın 1,2 milyar kişiyi, toplam gayrisafi yurt içi hasılası 5 trilyon dolara varan 3 kıtadaki farklı ülkeleri bir araya getirdiğini söyledi.

Bakan Fidan, “Bugün D-8 ülkeleri Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya, Pakistan ve Türkiye olarak İstanbul’dan Filistin’e desteğimizi en güçlü şekilde duyuruyoruz.” dedi.

Bu teşkilatın barış, diyalog, işbirliği, adalet, eşitlik ve demokrasi olmak üzere 6 ilke üzerine kurulduğunun altını çizen Fidan, dünya birçok farklı engelle ve belirsizlikle mücadele ederken bu ilkelerin giderek daha fazla önem kazandığını vurguladı.

Fidan, bu Olağanüstü Bakanlar Konseyi Toplantısı’nın Filistin için daha fazla destek seferberliği ve dayanışmayı göstermek amaçlı düzenlendiğini belirterek, “Şu anda bugünden itibaren Gazze’nin ümide ve desteğe ihtiyacı var ama bütün bunlardan öte aksiyona ihtiyacı var. Bu savaş İsrail-Filistin savaşı değil küresel demokrasiye bir meydan okuma.” diye konuştu.

“İsrail kıyımının devam etmesi, toplumsal gerilimi tetikliyor”

Fidan, uluslararası sistemin ikiyüzlülük ve bazı ülkelerin körlüğü nedeniyle çöküşe geçtiğine dikkati çekti.

Son 8 aydır Gazze’de gözlerinin önünde gerçekleşen gelişmelerin normların ve değerlerin erozyonunu gösterdiğini ifade eden Fidan, “İsrail kıyımının devam etmesi, toplumsal gerilimi ve halkların öfkesini tetikliyor. Uluslararası sistem, bir çözüm getiremediği sürece aslında İslam dünyası olarak bu probleme sahip çıkmak ve kalıcı bir çözümün liderliğini yapmak bize düşüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Fidan, Türkiye olarak bölgesel problemlerin bölgesel çözümlerle çözüleceğine inandıklarına işaret ederek, bu yaklaşımın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) içinde de yansımasını bulmasının memnuniyet verici olduğunu söyledi.

Savaşın ilk günlerinden bu yana İİT’nin kararlı biçimde adımlar attığını ve bu bölgesel sorun nedeniyle İslam dünyasının ilk kez bu kadar kararlı duruş gösterdiğini ifade eden Fidan, kasım ayında İİT ve Arap Ligi içinde temas grubu kurduklarını ve birçok farklı kıtaya, ülkeye seyahat edip üst düzey toplantılar yaptıklarını anlattı.

Fidan, bu adımların somut sonuçlarını görmenin son derece önemli olduğunu belirterek, “Politikalarını değiştiren ülkeler ve Filistin’in adil davasını kabul eden ülkeler var. İslam İşbirliği Teşkilatına ilaveten İslam Dünyası, Arap Ligi, Türk Devletleri Teşkilatı ve Körfez İşbirliği Konseyi gibi teşkilatlarda da adımlar attı.” değerlendirmesinde bulundu.

Bütün bunların son derece geniş kapsamlı ve sistemli biçimde İsrail’e baskı yapmak için uygulanan çalışmaların sonucu olduğunu vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:

“İsrail’in savaşı giderek tırmandırma çabaları karşısında bölgedeki kardeşlerimiz giderek tehdit altında yaşamaya devam ediyor. Şu anda Mısır sınırındaki olaylar, Lübnan’ın hedef alınması ve Suriye’deki İran Konsolosluğu’na yapılan saldırılar, hep bu bölgesel taşma etkisinin sonuçları. D-8, İsrail saldırısına karşı bizim dayanışmamızı göstermemiz için bir başka platform. Bu da kardeşlerimizin yanında olduğumuzu gösteriyor.”

Bakan Fidan, “Gazze’ye insani yardımın girişindeki inanılmaz rolünden dolayı” Mısır’ı tebrik ve takdir etti.

“Gazze’deki bu durum, insanlık için bir utanç”

Fidan, İsrail’in uluslararası hukuk çerçevesinde birbiri ardına suçlar işlediğine işaret ederek, “Gazze’deki bu durum, insanlık için bir utanç.” dedi.

Gazze’nin yanında durmanın, “zorbalığa ve baskıya” direnebilmenin herkesin görevi olduğuna dikkati çeken Fidan, “İşgal, ilhak ve yasa dışı yerleşimlere karşı durmak ve insan onurunu yüceltmek zorundayız. D8 ülkeleri olarak Filistin’in yanındayız ve arkasındayız.” diye konuştu.

Fidan, toplantının bu taahhütlerin tekrarlanması için fırsat olduğuna işaret ederek, “Her noktada işbirliğimizin beyanıyla Filistin halkının haklarını güvence altına almak için çalışıyoruz. Hiçbir şüphemiz yok ki Gazze’deki bu katliamı gerçekleştirenler, bir gün hesap verecekler ve Filistin’in barışçıl geleceği yanında duranlar kazanacaklar. Biz, bunun için çok çalışma gerçekleştiriyoruz ve çok çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, bir ülkenin esiri olmaktan çıkmalı”

“Başlangıçtan itibaren iki devletli ve bağımsız, egemen, toprak bütünlüğü olan, 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletini desteklemeye devam ettik.” diyen Fidan, İspanya, Norveç, İrlanda ve yakın geçmişte Slovenya’nın Filistin’i devlet olarak tanımasıyla, yüzlerce ülkenin “tarihi adaletsizliğe” karşı durduğunu ve bir “muhalefet şerhi” koyduğunu belirtti.

Fidan, geri kalan ülkelerin de aynı şekilde davranacağından emin olduğunu söyleyerek, “Bir noktada Filistin, Birleşmiş Milletlere tam üye olacak ve biz bu noktada Filistin devletini tanımaları için diğer ülkelere çağrıda bulunuyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, aslında bu çağrıya kulak vermeli ve bir ülkenin esiri olmaktan çıkmalı.” dedi.

“Bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasından başka bir seçenek yoktur”

Filistin’in her tür siyasi, ekonomik ve yasal desteği hak ettiğini vurgulayan Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu çerçevede bizim çalışmalarımız sürdürülebilir, kesintisiz ve engelsiz bir biçimde insani yardımın Gazze’ye verilmesi ve acil ve kalıcı bir ateşkes için olacaktır. İsrail, her zaman bu ateşkes çabalarını manipüle eden ve reddeden taraf oldu. Hamas, özellikle bu anlamda kalıcı bir barışı yapıcı bir şekilde destekliyor. Bu, tabii ki bir savaş ya da barış çağrısı değil. Adil ve kalıcı bir çözüm sadece ve sadece daimi ateşkes kurulursa olacaktır. Bu, ancak diplomasi ve uzlaşıyla olur.

Bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasından başka bir seçenek yoktur. Bunun için aslında daha önce denenmiş yöntemlerin dışına çıkmalı ve farklı yaklaşımları desteklemeliyiz. Türkiye olarak bu çabaların her zaman yanında olacağız. Geçerli ve uygulanabilir seçenekleri değerlendireceğiz. Filistinli kardeşlerimizin her zaman yanında bulunacağız ve bu yeniden inşa sürecinde de onların yanında olacağız. Filistin’in birliğini destekleyeceğiz.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X