Bakan Kirişci, Adana DSİ 6. Bölge Müdürlüğünde, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu’nun da katılımıyla, deprem bölgesindeki barajların durumu ve Adana’daki arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Felaketin, 10 ili kapsaması, art arda 2 büyük depremin olması ve Mısır’dan Gürcistan’a kadar geniş bir coğrafyada hissedilmesi nedeniyle diğerlerinden ayrıştığını anlatan Kirişci, şu ifadeleri kullandı:
“En son yapılan çalışmalarda 108 bin kilometrekarelik bir coğrafyayı ve 13 milyonluk nüfusu etkilediği gözlemlenmektedir. Bulgaristan’ın yüzölçümü dikkate alındığında, bunun tam 108 bin kilometrekarelik alana denk geldiğini ifade edebiliriz. 100 bin kilometrekarelik Güney Kore için de depremin etkilediği alanla ilgili mukayese bu manada yapılabilmiş olur. Nüfus bakımından ise Avrupa’nın pek çok ülkesinin nüfusunun üzerinde bir nüfus etkilenmiştir.”
Kirişci, deprem uzmanlarına göre, depremlerin sismik cihazlarla ölçülmesinden bu yana dünya üzerindeki fay hatlarında, böylesine bir kırılmanın yaşanmadığına işaret ederek, “Fayın kırılma uzunluğuyla ilgili de rekor olduğunu, 500 kilometrelik uzunluğa tekabül ediyor, bu yönüyle dünyada ilk olduğunu ilgili uzmanlar ifade etmektedir. Bu nedenle, 6 Şubat depremlerini sadece ülkemizde değil, dünyada da ‘asrın felaketi’ olarak tanımlıyoruz. Bilim insanları da bunu teyit ediyor.” diye konuştu.
Depremin hemen ardından bakanların, AFAD’ta bir araya gelerek, durum değerlendirmesi yaptıklarını ve görevlendirildikleri illere intikal edip çalışmalara başladıklarını anımsatan Kirişci, kendisinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Adana’ya geldiğini söyledi.
Kirişci, iklim şartlarının ve ulaşımdaki aksamaların, ilk yardım ekiplerinin deprem bölgesine ulaşmasını zorlaştırdığını dile getirerek, “Bu da bu depremin diğer depremlerden ayrışan önemli özelliği oldu. Bütün kurumların gayretiyle arama kurtarma çalışmalarına ivedilikle başlandı. Sadece kurumlarımız değil, ülkemizin dört bir yanından deprem bölgesine ilk yardım ekipleri ulaştı. Bu ekiplere uluslararası yardım ekipleri eklemlendi. Zor zamanlarda bir olduğumuzu tüm dünyaya gösterdik. 85 milyon bir ve beraber bu zorluğu da aşacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
“Barajlarla ilgili dezenformasyon, arama kurtarma çalışmalarını olumsuz etkiledi”
Bu süreçte vatandaşlara sağ salim ulaşma mücadelesinin yanında dezenformasyonla da mücadele etmek durumunda kaldıklarını vurgulayan Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Barajlarla ilgili dezenformasyon ne yazık ki arama kurtarma çalışmalarını olumsuz yönde etkiledi. Bu yaygaraları çıkaranlarla, yardım tırlarını, enkazları yağmalayanları aynı grupta değerlendiriyoruz. Bunların gerçek insan olup olmadıkları konusunda bizim bir değerlendirmemiz ve bu şekilde açıklamamız olmuştur. Deprem bölgesi ve yakın çevresinde 140 baraj ve gölet var. Bunların 110’u barajdır, 30’u da gölettir. Hiçbir tesisimizde baraj güvenliğini tehdit eden bir durum söz konuşu değildir. Aynı bölgede özel sektör tarafından işletilen 172 hidroelektrik santraliyle ilgili de herhangi bir sorunun bulunmadığını belirtmek isterim. Barajlarımız, DSİ ekiplerimiz tarafından her gün kontrol edilmektedir. Bölgedeki baraj ve göletlerin 140’ına da ulaşılmış olup 132’sinde acil müdahaleyi gerektirecek bir duruma rastlanmamıştır. Su sızıntısının bulunmadığını da belirtirken, 8 barajımız takip altındadır. Bunlardan Malatya Sultansuyu Barajı ve Osmaniye Arıklıkaş Göleti’nin suyunu boşalttık. Atatürk Barajı ve Yarseli Barajı’yla ilgili iddiaların da asılsız olduğunu, yerinde yaptığımız incelemelerde kamuoyumuzla paylaştık. 3 gün önce Atatürk Barajı’nı, dün de Hatay’da Yarseli Barajı’nı yerinde teknik ekibimizle inceledik. Kretlerde çatlaklar var ama bu çatlaklar her zaman olan bir şey. Ama bu çatlakların barajın tehlike doğuracağı noktasında asla değerlendirilmemesi gerektiğini, bütün kamuoyuna duyurmak istiyorum.”
“Asi Nehri’nde anlık kontroller yapılıyor”
Vahit Kirişci, ülke sınırları dışındaki barajları da anlık olarak takip ettiklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Suriye rejimi kontrolündeki Al Rastan Barajı’ndaki çalışmalar nedeniyle barajın kapakları açılmış. Bu durum yerel kaynaklardan öğrenilir öğrenilmez DSİ ekipleri Asi Nehri’nin debisini kontrol etmeye başladı. Nehrin debisi saniyede 15 metreküp iken, bu 130 metreküp saniyeye yükselmiş. DSİ ekiplerinin müdahalesiyle Asi Nehri Türkiye’ye giriş yapmadan Afrin Kanalı’na yönlendirilmiş ve su seviyesi 103 metreküp saniyeye geriletilmiştir. Şu an itibarıyla Asi Nehri’nin debisi 91 metreküp saniyeye kadar düşmüş olup, DSİ ekiplerince anlık kontroller yapılmaktadır. Herhangi bir risk söz konusu değildir.”
“Adana, depremi en az hasarla atlatan ilimiz olmuştur”
Depremler sonrası Adana’daki son duruma ilişkin de bilgi veren Kirişci, kentte sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, gönüllü teşekküller, vatandaşlar, kamu kurum ve kuruluşları, bakanlar, milletvekilleri ve AK Parti’li yetkililerin katılımıyla tam bir işbirliği ve koordinasyon içinde çalışmaların başarıyla yürütüldüğünü anlattı.
Kirişci, yıkılan 13 binanın ardından ilk müdahalelerin yapıldığını aktararak, “Adana, depremi en az hasarla atlatan ilimiz olmuştur. Bu binalarda arama kurtarma çalışmaları, bir bina hariç tamamlanmış. Kubilay Apartmanı’nda enkaz çalışmaları yürütülüyor. Burada birtakım teknik güçlükler olduğu için gecikme yaşanıyor. Şu ana kadar 34 vatandaş enkazdan sağ olarak çıkarıldı. Adana’da, şu an itibarıyla 378 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.” dedi.
“35 bin vatandaşın güvenli şekilde barınması tesis edildi”
Kentte, AFAD koordinasyonunda 350 personelin arama kurtarma çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü bildiren Kirişci, çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi:
“Hasarlı binalarda kalan 13 bin vatandaş, kurumların misafirhaneleri başta olmak üzere, konaklama tesislerine yerleştirildi. Belli başlı merkezlerde 4 bin çadır kurularak 22 bin vatandaşın buralarda barınması sağlandı. Adana’da 35 bin vatandaşın güvenli şekilde barınması tesis edildi. Toplanma alanlarındaki vatandaşlarımızın elektrik, beslenme ve güvenlik gibi tüm ihtiyaçları, AFAD koordinasyonunda kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşları aracılığı ile giderilmektedir. Günlük, 500 personelle, 100 bin kişilik yemek dağıtımı gerçekleştirilmektedir. Hasar tespit çalışmaları sonucunda Adana’da 17 binanın ağır hasarlı, 70 binanın orta hasarlı, 460 binanın az hasarlı olduğu tespit edildi. 1235 binanın hasarsız olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Altını çizmek istediğim husus şudur: Az hasarlı ve hasarsız olan binaların sayısı 1700 civarındadır. Vatandaşlarımıza şu çağrıyı yapmak istiyoruz: e-Devlet üzerinden kendi binalarıyla ilgili bu sorgulamayı yapabilirler ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce kendi binaları noktasında bir değerlendirme yapılmışsa bunu görebilirler. Binalarının durumu hakkında en doğru ve sağlıklı bilgiyi almış olurlar.”
Kirişci, Tarım ve Orman Bakanlığının deprem bölgesindeki çalışmalarına da değinerek, Bakanlığının tüm birimlerinin AFAD koordinasyonunda teyakkuz halinde olduğunu dile getirdi.
Bakan olarak kendisinin sahada yer aldığını ve 4 bakan yardımcısının da bu süreçte görev aldığını anlatan Kirişci, şunları paylaştı:
“Tüm birimlerimizden destekler sağlanıyor, 8 genel müdürümüz de sahada, onların ekipleri de sahada. Tarım ve Orman müdürlüklerimiz, 10 ile destek vermeye devam ediyor. Bu çerçevede acıların hafifletilmesi için tüm çabalar sergileniyor. 11 bin 938 personelimiz, 1 uçağımız, 1 T70 Sikorsky tipi ve 4 Bell 420 tipi helikopterimiz olmak üzere 6 hava aracımız, 4 bin 376 makine ve ekipmanımız, arama kurtarma çalışmalarında görev alıyor.”
“Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait 6 bin 700 adetlik konaklama imkanı depremde zarar gören vatandaşların hizmetine tahsis edildi”
3 yangın söndürme uçağı ve 3 helikopterin İskenderun Limanı’ndaki yangını söndürme çalışmalarını başarıyla gerçekleştirdiğini bildiren Kirişci, “Dün, limanda incelemelerde bulundum. Yangın tamamıyla söndürülmüş, soğutma ve temizlik çalışmalarına da başlanmış. Ülke olarak bu kadar acının ve felaketin içinde sergilenen büyük bir başarı olarak ifade etmekte yarar görüyorum.” diye konuştu.
Bakan Kirişci, ülke genelinde Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait yerlerde 6 bin 700 adetlik konaklama imkanı olduğunu belirterek, bu yatak kapasitesinin depremde zarar gören vatandaşların hizmetine tahsis edildiğini anlattı.
Depremzedelerin gıda güvenliğinin önemini de vurgulayan Kirişci, “İnsanlara deprem anında gelişigüzel gıdanın verilmemesi, gıda güvenliğini temin etmek için 27 farklı ilden 34 araçla, 266 personel, 10 ilde 925 gıda denetimi yapmıştır.” ifadesini kullandı.
Kirişci, depremzedelere 10 bin 100 ton odun dağıtıldığını, ihtiyaç halinde bu dağıtımlara devam edileceğini söyledi.
Barınakları zarar gören hayvanlar için de 1000 hayvan çadırının 10 ile gönderildiğini ifade eden Kirişci, şöyle konuştu:
“İl Tarım ve Orman müdürlükleri eliyle 984 ton hayvan yemi, ilgili olan birimler tarafından dağıtılmıştır. Yaralı hayvanların kesilmesi için Et ve Süt Kurumu (ESK) koordinasyonunda veteriner hekim ekiplerimiz mobilize edilmiştir. ESK tarafından 80 ton et deprem bölgelerine teslim edilmiş, 20 ton et ürünü de sevkiyata hazır hale getirilmiş, 2 ton peynir ve 5 ton süt ürünü dağıtılmıştır. Çaykur, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), TİGEM, TÜRKŞEKER, Atatürk Orman Çiftliği gibi iştiraklerimiz ve regülasyon kurumlarımız da kendi görev alanlarında olmasa bile çadırdan konteynere, jeneratörden elektrikli ısıtıcıya, yemek dağıtım araçlarına ve seyyar tuvaletlere varana kadar, depremzedelerin ihtiyacı olan bütün araç ve gereçleri karşılama yolunda gayret sarf etmiştir.”
“Hasarlı binalara yaklaşmayın”
Bölgedeki vatandaşları hasarlı binalar konusunda da uyaran Kirişci, “Artçı sarsıntılar devam etmektedir. Lütfen son kontrollerimiz çerçevesinde hasarlı olduğu bilinen binalara girmeyin. Hasarlı binalara yaklaşmayın. Hasar tespit çalışmaları tamamlanıncaya kadar toplanma alanlarında bir arada olunması önemli. Acil bir durumda 112 çağrı merkezine ulaşmalarını, cadde ve sokakları itfaiye, ambulans ve iş makineleri için boş bırakmalarını istirham ediyorum.” diye konuştu.
Kirişci, yardım kampanyalarının ve dağıtımlarının AFAD tarafından koordine edilmesinin önemine işaret ederek, ülkenin birçok bölgesinden gelen yardımların resmi kurum ve kuruluşlar eliyle insanlara ulaştırıldığına dikkati çekti.
“Yaklaşık 1800-1900 binada hasar durumu veya hasarsızlık durumu tespit edildi”
Adana’nın depremi az hasarla atlattığını belirten Kirişci, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Adana, gerek sağlık alanında gerekse ihtiyaçların tedarik edilmesi ve bunların ilgili illere ulaştırılması konusunda kara yolu, hava yolu her türlü taşımacılık noktasında bir hat görevi ve lojistik merkez olarak bu fonksiyonunu başarılı şekilde icra etmektedir. Bütün birimlerimiz teyakkuz halinde. Hastanelerimizde hasta ziyaretleri, cenaze merasimleri ve merasimler sonrası taziyeler bütün teşkilatlarımız, bizler ve bakan arkadaşlarım tarafından eksiksiz yapılmaya gayret edilmektedir. Biz millet olarak acının paylaşıldığında küçüleceğine, mutluluk da varsa, bunun da paylaşıldığında büyüyeceğine inanan, kadim bir milletiz. Bu çerçevede acıları dindirme ve hafifletme konusunda vatandaşlarımızla bir arada olarak bunu gerçekleştirmiş olacağız. Depremin ilk dakikalarından itibaren personeliyle ve tüm imkanlarıyla seferber olan bütün birimlerimize STK’lara, teşkilatlarımıza ve emeği geçen herkese milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Rabb’im bir daha bu acıları bize göstermesin. Bundan sonraki süreç Adana’mız için toparlanma olmalı. Hızlıca gündelik hayata yeniden tutunmak ve alışmak için çalışmalarımıza başlamalıyız.”
Kirişci, hasarlı binalara ilişkin bir soru üzerine, bu binaların tek tek belirlendiğini ve dün itibarıyla yaklaşık 1800-1900 binada hasar durumu veya hasarsızlık durumunun tespit edildiğini dile getirdi.
Sahada hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü anlatan Kirişci, şunları kaydetti:
“Bunlar belirlendikten sonra yıkılması gerekenlerin etrafı şeritlenerek giriş ve çıkışlara izin verilmiyor. Devamında bu binalar da yıkılacak. Hükümetimizin, Cumhurbaşkanı’mızın konuya ilişkin yaptığı açıklamalar var, vatandaşlarımızın şimdilik geçici olarak barınmalarını sağlamak için illere göre belirlenmiş iller var. O illerde turizm tesisleri başta olmak üzere oralarda vatandaşlarımızın konaklamaları sağlanacak. Kalıcı olan tesislerimiz yani konutları en kısa zamanda en uygun yerde, konforlu şekilde bu binalar yapılıp teslim edilecek.”
Kirişci, Adana’nın 11 bin 500 yurt kapasitesi olduğunu belirterek, bu kapasiteyi kullandıklarını, başka imkanlar oldukça da bunları kullanacaklarını söyledi.
“Teknik ekibimiz var, bunlar müşterek çalışıp karar veriyor”
Barajlarla ilgili soruyu da yanıtlayan Kirişci, şu ifadeleri kullandı:
“Bu dönem, dezenformasyonun pik yaptığı dönemdir. Denildi ki ‘Atatürk Barajı patladı veya patlayacak. Şanlıurfa ve onun mansabında (köprülerin, barajların, bentlerin ve diğer tüm su yapılarının suyun gidiş yönündeki yüzü) bulunan yerleşim yerleri su altında kalacak.’ Oraya gittim, hem havadan hem de barajın gövdesine inerek baktım. Türkiye, son 20 yılda 276 olan baraj sayısını 992’ye çıkarmış. Bunlara en son Yusufeli Barajı’nı da ekleyerek, adeta ‘dama’ demiş bir ülkenin adı. Baraj konusu, inşası ve yapımı Türkiye’de sıradan bir vaka haline geldi. Kendi mühendis, teknisyen ve işçilerimiz bu konularda dünyada bir numara ve en yetkin ekip. Bu yetmezmiş gibi Suriye rejimi tarafındaki barajla ilgili bilgi dezenformasyon olarak yayıldı. Önceki gece saat 23.30-24.00 sıralarında ‘Altınözü’ndeki baraj patladı, şu an da siz sel altında kalacaksınız. Burada taşkın olacak ve buraları bir an önce terk edin.’ diyen bir ekip türedi. İnsanlar canını kurtarmak adına olay mahallini terk etti. Bu, üzüntü verici bir durum. Dün Yarseli Barajı’na gidip incelemelerde bulundum. Çatlaklar var, teknik ekibimiz var, bununla ilgili birimimiz var ve o birimin içinde belediyelerden de alınmış teknik personel var. Bunlar müşterek çalışıp karar veriyor.”
Kirişci, depremde zarar gören binaların kolonlarının kesildiği iddialarının hatırlatılması üzerine, şu an için bir şey söylemenin doğru olmayacağını belirtti.
Kim suçlu ise kimin hak ettiği cezayı çekmesi gerekiyorsa yüce yargının bu konuda gereğini yapacağını vurgulayan Kirişci, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu tür çalışmaları yürüten savcılarımız devrede. Bu inşaatlarla ilgili dökülen bina artıkları, molozlar bile gelişigüzel dökülmemekte. Her bir binaya ait moloz ayrı bir yere dökülüyor ve başında bir görevlisi var. Molozlar karıştırılmıyor. Çünkü ilerleyen zamanda teknik bir heyet veya bilirkişi inceleme yapmak istediklerinde bunlar sahada hazır olacak ve hukuk devletinin yapması gerekenleri bundan sonra göreceğiz. Bireyler olarak altında o vardı, bu vardı, kolon kesildi şu, bu oldu dememiz şu aşamada bir anlam ifade etmez, doğru da değil.”