Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davaları açısından emsal bir karara imza attı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, olaydaki hususlarla birlikte diğer kadının mahrem sayılacak mesane patoloji raporunu birlikte olduğu diğer evli erkek ile paylaşmasını zinaya delalet olarak nitelendirdi.
İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, “Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek hukuksal sebeplerine dayalı boşanma talep etti.
“İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğunun kabulüyle tarafların 166/1. maddeye dayalı davalarının kabulüne, zina olgusu ispatlanamadığından kadının TMK m. 161. maddeye dayalı davasının reddine” karar verildi.
Bölge adliye mahkemesince yapılan inceleme sonucunda erkeğin istinaf talepleri reddedildi, kadının ise iştirak nafakası ve manevi tazminatın miktarı yönünden talepleri kabul edildi, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verildi. Hüküm taraflarca temyiz edildi.
Dosyayı temyiz incelemesinde ele alan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bozma ilamında şu ifadelere yer verdi.
“Yapılan yargılama ve toplanan delillerden dava dışı bayan N.D.’nin, evli kadının evde olmadığı zamanlarda sitede bulunan müşterek konuta adına kayıtlı olduğu tespit edilen araçla gelmesi ve site güvenlik defterine ismini Ayşe olarak bildirmesi, mahrem sayılacak mesane patoloji raporunu erkekle paylaşması, erkekle mektuplaşmaları, beraber şarkı söyleyerek kayıt yapmaları ve bunu sosyal ağlar üzerinden paylaşmaları ve erkekle beraber erkeğin aile ziyaretinde çekilmiş fotoğrafları ve yine 07.12.2016-01.06.2017 tarihleri arasında erkekle arasında gece geç saatleri de kapsayan görüşme kayıtları, erkekle N.D.’nin eşi arasında geçen yazışmaların tümü zinaya delalet eder. Davalı-karşı davacı erkeğin zinası kanıtlanmış olup erkeğin bu eyleminin güven sarsıcı davranış kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı kadının zina (TMK m. 161) hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının reddine hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”