Aydın, yazısında şu bilgileri verdi:

Türkiye’nin 18 yaş üstü en çok aşı yapılan ili şu an için yüzde 94.3 ile Muğla gözüküyor.

Covid-19 virüsü ile mücadelenin bugün için tek çıkar yolu gözüken aşılamada Türkiye önceki gün 100 milyon doz aşıyı ulaşarak dünyada bu alanda bir rekora imza atmıştı. Dünyanın en çok aşı yapan 8. ülkesi haline gelen Türkiye vakaları ve ölümleri azaltmak için de olağanüstü bir çaba sergiliyor.

Peki, vaka sayısında iyi olmadığımızı biliyoruz ama Bursa olarak aşılamada ne durumdayız?

Sağlık Bakanlığı’nın günlük aşı ve virüs vakalarının yansıtıldığı tabloya göz attığımızda Bursa’nın 18 yaş üstü aşılamada yüzde 82.2 ile yüksek bir orana ulaştığı görülüyor.

Kentimizin toplum bağışıklığına gidişatı için sevindirici bir oran ama henüz aramızda birinci doz aşısını yaptırmamış yüz binlerce hemşerimiz daha var.

Bursa’da o yüz binlerin aşıdan kaçınması kentimizin tam güvenli bir il olmasını da geciktiriyor.

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’nün artık metro istasyonu önleri ve meydanlarda bile aşı çadırı açtığı bir dönemde halen çağrılara karşılık vermemek, birlikte yaşanan komşu ve hemşerilere de büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyoruz.

Hele, okulların açıldığı ve çocuklarımızın 1,5 yıl aradan sonra öğretmenlerine kavuştuğu bir ortamda aşıdan imtina etmek bize göre büyük bir insan hakkı ihlalidir.

Acaba ülke genelinde sayıları 26 milyonlardan bahsedilen aşı olmamışlar acaba yerli aşı Turkovac’ı mı bekliyor dersiniz?

Keşke öyle bir şey olmuş olsa ama, aşı karşıtlığının da hiç küçümsenmeyecek düzeyde olduğu unutulmamalı.

Acil kullanım onayı aşamasına gelen yerli aşımız için Sağlık Bakanı Fahrettin Koca önceki akşam seri üretime önümüzdeki ekim ayında geçilebileceğini müjdeledi.

Kendi aşımızın devreye alınmasıyla birlikte aşısızların artık daha fazla inat etmemeleri gerekiyor.

Çünkü; kaybedilen her gün, maalesef büyük bir ölüm ve bulaş riskini de beraberinde getiriyor.

Kaldırılan önlem ve yasakların yeniden geri gelmemesi, açılan okullarımızın tekrar kapanmaması için aşı karşıtlarını ikna etmek gerekiyor.

Lütfen, bir daha yaşamak istemediğimiz o kısıtlamaların hayatımızı nasıl zora soktuğunu unutmayalım.

Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…