Anadolu’yu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu kar bassa, metreyi aşan boyuta varsa, İstanbullular kendilerine yağmadan kışın geldiğini kabullenmezdi.
Şimdi farklı bir durum var.
Anadolu’da ve Doğu’da yine aynı kar yağışı sürüyor ama son bir kaç gündür İstanbul’a düşen 10-15 santimlik kar kentliyi sıkıntıya soktu.
Televizyon ekranlarından izliyoruz. İstanbul’un kent merkezindeki ulaşım aksları, otobanları adeta dondu. Metrobüsler, otobüsler çalışamaz hale geldi. Özel araçlar ve sürücüleri, tüm uyarılara rağmen çıktıkları yollarda mahsur kaldı.
Hasılı, İstanbul’da bir kar yağışıyla, yöneticilerin o meşhur sloganda vurguladıkları gibi, ‘her şeyin güzel olmadığı’ görüldü.
Oysa, biz biliyoruz ki, yaşattığı tüm sıkıntılara rağmen aslında kar temizlik, su kaynaklarımız için bir gereklilik, tarladaki ürünlerimiz için bereket demekti.
Bu açıdan kar yağışını asla esaret gibi görmemeliyiz.
Elbette, yaşamın olağan akışını bozuyor, alışkanlıklarımızı etkiliyor ama dibe vuran barajlarımız için bol kar yağışına da ihtiyacımız var. Çiftçimizin tarladaki ürününün bereketli olması için toprağa yavaş yavaş işleyecek kadar kar birikintisi gerek.
Yazı susuz ve kuraklık tehlikesi ile geçirmemek için kar yağışını dört gözle bekliyorduk.
Şimdi yağdı, yağmaya da devam ediyor.
Arayıp, kar bulamayan, yağmur bekleyen kentlerimiz için de bu son yağış büyük bir nimetti.
Bursa da aylardır yağmur ve kar bekleyen illerimizin başında geliyordu. Kentin iki büyük su kaynağı Doğancı ve Nilüfer barajlarındaki durum yaz için tehlike sinyalleri veriyordu.