Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Önümüzde… Türkiye’nin en büyük yerel gazetesi Olay’ın pazartesi günü verdiği Yapı&Yaşam eki var.
Açıkçası…
Olay İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali İnan yönetiminde, titiz bir çalışma ve büyük bir emekle hazırlanan yayın, bir gazete eki olmanın ötesine geçip kent belgeseli olmuş. Daha yazının başında emeği geçen arkadaşlarımızı kutluyoruz.
Konu da…
Bursa’nın yaşamsal gerçeği olarak karşımızda duruyor: Kentsel Dönüşüm. Okurken de, tanıklık ettiğimiz değişim gözümüzde canlandı.
Zaman zaman yazıyoruz…
Ahmetpaşa Mahallesi’nde doğup büyüdük, ikametimiz de burada. O bakımdan, Altıparmak-Merinos arasındaki bölgeyi iyi biliriz.
O yıllar…
Tüm evler bahçeliydi. Küçük bahçelerde meyve ağaçları, kümesler vardı; domates, biber, maydonoz, marul, fasulye yetiştirilirdi.
Her mahallede dutluk vardı. Bu dutluklar çocuklar için oyun alanı, gençler için buluşma yeriydi. Dut yapraklarıyla evlerde ipekböceği beslenirdi.
Bursa’daki iki büyük dönüşümün ilki Altıparmak’ta yaşandı. Caddenin iki yanındaki ikişer katlı ahşap Bursa konakları 1960’lı yılların ortalarından itibaren teker teker kayboldu, yerlerine 8’er katlı apartmanlar yükseldi.
İkinci dönüşüm…
Merinos Fabrikası çalışanları için kurulan Bursa’nın ilk yapı kooperatifinin inşa ettiği Merinos Evleri’ydi. Tek, iki ve dört katlı evlerin tümü bahçeliydi.
Şimdilerde Valilik ve İl Milli Eğitim’in bulunduğu yerde odun depoları vardı. Oradan İpekiş’e kadar geniş caddenin adı İlkbahar Caddesi’ydi, 1970’lerin sonuna doğru Almanya’nın Darmstadt’ıyla kardeş kent olunca adı Darmstadt Caddesi oldu.
İkinci dönüşüm de…
Bir dönem Bursa’nın en modern bölgesi olan Merinos Evleri’nde gerçekleşti.
Fakat…
Hem Altıparmak, hem Merinos Evleri dönüşümü kötü örnek oldu, sevimli Bursa yerine, ucube binalar yükselen kötü planlanmış kent geldi.
O bakımdan…
Deprem Bursa için büyük bir tehdit, ama bu yapılaşma kent için daha da büyük tehdit. Tek kurtuluş, Bursa modeli olacak dönüşümde.
Başka yolu yok.
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…
Güzel düşünceler ama bir yandan kent hızla çarpık yapılaşma ile yok oluyor. Örneğin, Namazgah karınca dere sk dere kenarında yapılan Erol saçmaci evleri, hem mahallenin yeşil dokusunu hemde yaşanılabilir bir yer olmasını yok etti. Bu vb mahalleler yıkıcı bir deprem sonrası müdahalenin imkansız olacağı, haritada yerlerinin bile bulunmasının olanaksız olacağı canlı mezara girilen yerler konumunda. Bursa hızla betonlaşıyor ve buna belediyelerin verdiği ruhsatlar sebep oluyor. Yazık.