Özdal, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Dün sabah gazetedeyim, telefonum çaldı.
Arayan Cumalıkızık Minibüs Durağı’ndan Mehmet Güler idi.
“Mustafa Bey, kaynak su almaya gelenler yüzünden Cumalıkızık’da adım atılacak yer yok. Ormanlık alandan Otosansit’e kadar 6, 7 kilometrelik araç kuyruğu oluştu. Kendi durağımıza aracımızı sokamıyoruz. Müşterilerle kavga etmeye başladık. İnanın sabah 05,30’da geldim, yüzlerce araçlık kuyruk vardı. Sanki 17 günde, insanlar susuzluktan ölecek. Olacak iş değil. Yazın bunları lütfen.”
Efendim hadise şu:
17 günlük kapanma nedeniyle kaynak su satın almak için Bursa’nın dört bir yanından binlerce insan Cumalıkızık’a akın ediyor.
Bu insanlar araçlarıyla geldikleri için, ilçenin trafiği de haliyle allak bullak oluyor.
İş öyle bir noktaya gelmiş ki, jandarma bölgede düzen sağlamaya çalışmış ancak nafile.
Tabii bu durumdan sadece minibüsçüler değil tüm mahalle olumsuz etkileniyor.
Cumalıkızık böyle de kentin ve hatta ülkenin diğer yerleri farksız mı?
Önceki gün bir kasabın önünde onlarca insan kuyruk oluşturmuştu.
Bu manzarayı gören, memlekette et kıtlığı olduğunu sanır.
Terminallere hücum edenler, havaalanlarına koşanlar, marketlere akın edenler, çiçekçileri tıka basa dolduranlar, şarküterleri ana baba gününe döndürenler…
Kapanma kararı alındıktan sonra memlekette durum budur.
Yani, 17 gün kapanacağız ama öncesinde sokaklar, caddeler, çarşılar, AVM’ler, meydanlar lebalep kongreleri andırıyor.
Korkarım Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan da olacağız.
Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal’ın yazısının tamamı için tıklayın…