Bursa’da koruma altına alınan tarihi köprü ilgi bekliyor

Olay Gazetesi Yazarı İzzet Eğin, Mustafakemalpaşa Taşköprü Mahallesi’nin muhtarı Recai Bakü’nün mahallelerindeki tarihi köprüyle ilgili talebini kaleme aldı…

Bursa’da koruma altına alınan tarihi köprü ilgi bekliyor

Eğin, yazısında şu ifadeleri kullandı:

İlk köşe yazımı yayınladıktan sonra, değerli Olay okuyucularından ve çevremden çok sayıda olumlu tepki aldım. Telefonlar, e-postalar, sosyal medya mesajları… Tebrik edenler, destekleyenler ve özellikle şehrimizde yaşanan eksiklikleri dile getirmeye devam etmemi isteyenler…

Arayanlardan biri de doğup büyüdüğüm Mustafakemalpaşa Taşköprü Mahallesi’nin muhtarı, değerli kardeşim Recai Bakü’ydü. Genç yaşına rağmen çalışkanlığı ve sorunların çözümündeki iletişim becerisiyle takdir ettiğim biri… Hal hatır sorduktan sonra laf lafı açtı, köydeki gelişmeleri konuştuk.

Birden aklıma yıllardır çözülemeyen o mesele geldi: Köyümüze adını veren tarihi taş köprü… “Köprünün durumunda bir gelişme var mı?” diye sordum. Recai, konuyla ilgili çeşitli görüşmeler yaptığını anlattı ve “Ağabey, sen de köşende dile getirirsen elimiz kuvvetlenir” dedi. O anda, hem köyüme olan vefa borcumu ödemek hem de bu tarihi mirasın sesi olmak için yazmaya karar verdim.

Çocukluğum bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Üzerinden dereye atladığımız, kemerlerinden yüzerek geçtiğimiz, bayramlarda gençlerin poz verdiği, rahmetli babamdan nice hikâyeler dinlediğimiz köprü… Babamın en çok anlattığı, “Gazete okumak için köprüden otobüs geçmesini beklerdik” hikâyesi hâlâ kulağımda çınlıyor.

Bursa’ya 90, Mustafakemalpaşa’ya 16 kilometre uzaklıktaki köyümüz, ismini yapım tarihi bilinmeyen, 3-4’ü büyük, diğerleri küçük toplam 15-16 kemerden oluşan, tek parça taştan yapılmış köprüden alıyor. 1960 yılında tadilat görmüş, yıllarca kervanların ve İstanbul–İzmir araç geçişlerinin yolu olmuş. 1976’da D573 Bursa–Balıkesir karayolu açılınca şehirlerarası görevini tamamlamış ama köylünün hayatındaki yeri bitmemişti. Tarlaya giden yol, hayvanların meraya geçişi, çocukların dere eğlencesi hep bu köprüden olurdu.

Ta ki 1996’nın kışına kadar… Dere taşmış, su köy meydanına kadar ulaşmış, çekildiğinde ise iki büyük kemerin yıkıldığı görülmüştü. Yıllar içinde toprak birikintileri küçük kemerleri doldurmuş, tarih yavaş yavaş yok olmaya başlamıştı. Yetkililer geldi, inceledi, projeler çizildi ama sonuç alınamadı. Köylü kendi imkânıyla tehlikeli bir metal geçiş yaparak hayatını idame ettirdi.

Recai’den öğrendiğime göre, 2018’de Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu projeyi onaylamış, Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü (Bursa) ve ilçe belediyesinin gerekli kamulaştırmayı yapması bekleniyormuş. Umarım bu bekleyiş daha fazla uzamaz. Çünkü bu köprü yalnızca taş bir yapı değil; bir köyün hafızası, bir tarihin sessiz şahidi…

Olay Gazetesi Yazarı İzzet Eğin’in yazısının tamamı için tıklayın…

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X