Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:

İnsanın aklı almıyor… Bir ulaşım projesi, bir kentin ulaşımını bu kadar bozup insanların yollarda kalmalarına yol açabilir mi?

Doğal olarak “Olur mu öyle, ulaşım projesi ulaştırmak için yapılır” denecek.

Gelin görün ki…

Bursaray’ı son durağı Emek’ten Şehir Hastanesi’ne ulaştıracak metro projesi başından beri Bursa’ya Mudanya Yolu’nda bile bile eziyet çektiriyor.

Düşünün…

Emek’ten Geçit İstasyonu 900 metre. Oradan Balat girişi 1 kilometre. Toplamda 2 kilometre mesafe. Kazma-kürekle 6 ayda bitecek iş 3 yıldır bitmedi.

Mudanya Yolu’nu kullananlar 3 yıl her iki yönde ulaşabilmek için çile çekti.

O süreçte…

Siyasetçi “Bu iş uzadıkça hesabı bizden soruluyor, tepki bize geliyor” dedi, müteahhidin bir kulağından girip diğerinden çıktı. Genel Müdür neredeyse 2 ayda bir gelip “Hadi bitirin” dedi, dinlemedi. Bakan sık sık “Bitsin artık” uyarısı yaptı, bitirmedi.

Arkasında nasıl bir güç varsa, kimseyi dinlemiyor.

Okullar açılırken…

Vali Mahmut Demirtaş bir pazar günü Geçit’te sandalyeyi çekip oturmasa o yol da açılmazdı.

Şimdilerde…

Hattın Emek-Geçit arasına açmak için yoğun bir çalışma var. Açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapacağı için müteahhit bu defa işi sıkı tutuyor, izleyenlerin gözlerini yaşartacak kadar hızlı çalışıyor.

Ancak…

Geçit İstasyonu’nu bitirebilmek için Bursa’ya eziyete devam ediyor. Bunu da, içeride rahat çalışabilsin diye Geçit İstasyonu önünde şerit daraltarak yapıyor.

Elbette…

Çalışanın iş güvenliği her şeyden önce gelir, ama iftar saatinde, üstelik çalışanlar çalışmazken yolu daraltmanın mantığı var mı acaba? Kapatılan şeritte vinçler duruyor, ortada kimse yok.

Geçit’te iftar saati sıkışan trafik Akpınar’a kadar şişiyor.

Biri de çıkıp, “Kapattığın şeridi hiç olmazsa iftar saati aç da millet yoluna gitsin” demiyor.

İlle Vali Bey’in sandalyeyi çekip başında oturması mı gerekiyor?

Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…