Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Tam 9 dev konut projesi…

Bu projelerden “barınma ihtiyaçları” için konut alan 3 bin 888 kişi var. 2021’den 2025’e uzanan süreçte Atış Yapı’nın Babylon 1-2-3, Smart 1-2-3-4-5 ve Carrefour projelerinden konut almışlar.

Gelin görün ki…

Atış Yapı’nın iflas sürecine girmesiyle mağdur duruma düştüler, ev sahibi olma umutları yıkıldı.

Çünkü…

Kimi projelerde konkordato öncesi devredildiği için arsa yok. Kimi projelere hiç başlanmamış. Yalnızca Smart 1-2-3 projelerinde kaba inşaatlar bitmiş.

Üstelik…

Yurt dışında, özellikle Körfez ülkelerinde de pazarlandığı için, yabancıların etkilenmesiyle ülke itibarı söz konusu.

Yani.

Önümüzde Bursa’nın kanayan yarasına dönüşen çok özel bir durum var.

Nitekim…

Atış Yapı Mağdurları adına sözcüleriyle sohbette şunu vurguladılar:

“Biz yatırım için maketten ev satın almadık. Geçmişteki referanslarına güvenip, barınma ihtiyacımızı karşılamak için Atış Yapı projelerinden anlaşmalarımızı yaparak ev satın almak istedik.”

Bu noktada…

Konkordato sonrası projelerin TMSF’ye devredilmesini umut verici kabul ediyorlar. Çözümün olduğuna da inanıyorlar:

“Bu projelerin yeniden ayağa kalkması mümkün. Biz de mağdurlar olarak bunu talep ediyoruz.”

Dikkat çektikleri şu:

“Bu projelerin hayata dönmesi yalnızca 3 bin 888 mağdurun değil; betoncusundan elektrikçisine, cam, mobilya, demir ve diğer alanlarda destek veren yüzlerce taşeron firmanın da kurtulması demek.”

Özellikle…

Kaba inşaatı biten projelerdeki ticari alanların satılmamış olmasını avantaj görüyorlar. Başta kamu herkesten yardım bekliyorlar:

“Senetlerimiz devredildiği için ödemeye zorunlu olarak devam ediyoruz, ama konutlarınız yok. Morallerimiz de psikolojimiz de bozuldu.”

İstedikleri, toplumsal felakete dönüşmeden çözüm bulunması. Bunun için de umutları TMSF’de.

Süreç sonuçlanana kadar senetlerin durdurulması da beklentileri.”

Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın köşe yazısının tamamını okumak için tıklayın…