Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) çalışma ziyaretinde bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Oktay, “Anavatan ve garantör ülke olarak, hak ve hukuk mücadelesinde Kıbrıs Türk halkını desteklemeyi, üzerimize düşeni yapmayı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdüreceğiz. Maraş konusunda KKTC hükümetine tam destek verdik. Bundan sonra da desteğimizi her şartta devam ettireceğiz. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı ile hükümetin ortak çalışma kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Biz Kıbrıs konusunda çözüm iradesinin yanında, çözümsüzlüğün, belirsizliğin ve haksızlığın karşısındayız. Türk tarafı her zaman Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümden yana olmuştur.” vurgusunda bulundu.
“KKTC’yi yalnız bırakmamızı kimse beklemesin”
Oktay, artık gerçeklerle yüzleşme vaktinin geldiğini belirterek, “KKTC’yi yalnız bırakmamızı kimse beklemesin. Ada’da rüştünü kanıtlamış iki ayrı halk, iki ayrı demokrasi ve iki ayrı devlet vardır.” diye konuştu.
Artık zamanın ve toplumun ruhundan uzak bir şekilde, federasyon temelinde müzakere etmenin Kıbrıs halkına zaman kaybettirmekten başka bir şeye yaramayacağının altını çizen Oktay, “İki devletli çözümden başka Kıbrıs’ta çıkış yolu yoktur, bu konuda netiz. Çözüm için egemen eşitliğe dayanan, iki devletli çözüm müzakere edilmelidir.” dedi.
Oktay, ziyareti Türkiye’den geniş bir heyetle gerçekleştirdiğine dikkati çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Türk milletinin selamlarını getirdiğini aktardı.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve ortak gündemdeki konular hakkında değerlendirmelerde bulunduklarını vurgulayan Oktay, öncelikli olarak Türkiye’nin milli davası olan Kıbrıs meselesi olmak üzere Maraş açılımı ve Doğu Akdeniz’e dair son gelişmeleri ele aldıklarını belirtti.
Oktay, gelecek dönemde fikir birliğiyle atılacak adımların değerlendirildiğini vurgulayarak, ikili ilişkilerin, iş birliğinin daha da güçlendirilmesine ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile ortak mücadeleye yönelik görüş alışverişinde bulunduklarını ifade etti.
“Federasyon modeli sonuç vermemiştir”
KKTC’nin Ada’yı çözümsüzlüğe mahkum etmek isteyen zihniyet karşısında bugüne kadar çözüm yolunda üzerine düşeni iyi niyetle yaptığına işaret eden Oktay, Ada’da çözümün ancak hukuk ve gerçekler üzerine inşa edildiği takdirde sürdürülebilir olacağının altını çizdi.
Oktay, 1968’den beri federasyon temelinde sürdürülen müzakere sürecinde yeni bir sayfa açılması gerektiği konusunda çok net ve kararlı olduklarının altını çizerek, “Tarih şahittir ki federasyon modeli sonuç vermemiştir. Bunun müsebbibi Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’dır. Ayrıca Rum tarafı, yıllardır açık şekilde gücü ve refahı Türk tarafıyla asla ve asla paylaşmak istememektedir. Bugün de istememektedir, yarın da istemeyecektir. Bunun sinyallerini görüyoruz.” diye konuştu.
“5 artı 1” toplantılarının martta yapılacağının gündeme geldiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile görüşebileceğini dile getirdiği bir ortamda “kapalı kapılar ardından meydan okumanın kimsenin haddine olmadığının” altını çizen Oktay, şöyle devam etti:
“Türkiye önce masada gereğini yapar, söyleyeceklerini söyler, söylediklerinin arkasında sonuna kadar durur. Eğer masada çözüm kalmazsa çözüm neredeyse gereğini orada yapmaktan zerre çekinmez. Geçmişte de böyle olmuştur, yarın da böyle olacaktır.”
“Çağrımız AB’nin daha tarafsız, hakkaniyetli, adil yaklaşım benimsemesidir”
Oktay, KKTC halkının 2004’te Annan Planı’na “evet” demesine karşın Rum tarafının “hayır” dediğini anımsatarak, çözümü kimin istemediğinin ortada olduğunu, kimin bencillikten, tek taraflı gizli ajandalardan yana olduğunu dünya alemin gördüğünü dile getirdi. Ancak uygulamada tam tersinin gerçekleştiğini belirten Oktay, Rum tarafının Avrupa Birliği’ne (AB) alınmasının bunun bir örneği olduğuna, AB’nin yıllardır Rum tarafı ve Yunanistan’ın sözcüsü gibi davrandığına işaret etti.
Bunun çözüme katkı sağlamayacağını belirten Oktay, “Buradan çağrımız AB’nin daha tarafsız, hakkaniyetli ve adil bir yaklaşım benimsemesidir.” dedi.
Oktay, Rum tarafının, Maraş Bölgesi’nin mevcut statüsü değiştirilmeden ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına, uluslararası hukuka uygun olarak sahil şeridinin halkın ziyaretine açılmasını dahi sindiremediğini ifade etti.
“Türk tarafının, tüm Kıbrıs halkının lehine Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik samimi girişimleri, Rum tarafının ‘maksimalist’ talepleriyle baltalanmıştır.” diyen Oktay, halen de bu tavırların sürdüğünü vurguladı.
“Çağ dışı olan KKTC’ye uygulanan ambargolardır”
Türk tarafının “çözüm, diplomasi, hak ve hakkaniyet” dediğini, Rum tarafının ise “asimilasyon ve çağ dışılıktan” söz ettiğini belirten Oktay, şunları kaydetti:
“Çağ dışılığın ne olduğunu öğrenmek mi istiyorsunuz? Çağ dışı olan KKTC’ye uygulanan ambargolardır. Asıl çağ dışı olan 1571’den beri Ada’nın asli unsuru olan Kıbrıs Türkünün haklarının 2021’de hala yok sayılmaya çalışılmasıdır. Bir işgal varsa o da doğal kaynaklar dahil, her konuda Kıbrıs Türkünün görmezden gelinen her türlü haklarının işgalidir. Biz bu çifte standarda seyirci kalacak değiliz.
Bugün AK Parti Grup Toplantısı’nda, Sayın Cumhurbaşkanımız da net şekilde ifade ettiler; ‘Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz’. Meydan okumalara, masada diyalog, istişare, açılım deyip sonra basının karşısında aslan kesilenlere pabuç bırakmayız. Biz masada da sahada da aslan olmayı çok iyi biliriz, oluruz da gerektiği zaman.”
Oktay, Kıbrıs Türk halkının da Tatar’ı Cumhurbaşkanı seçerek iki devletli çözüm iradesini açıkça ortaya koyduğunu, tüm tarafların bu iradeye saygı göstermesi gerektiğini belirtti.
“Bu saygıyı görmediğimiz yerde biz, Türkiye olarak gerekeni yaparız, bunu da herkes böyle bilmelidir. Gerek Ada’da gerekse Doğu Akdeniz’de barış, güvenlik, istikrar ve refahın hakim kılınması için Kıbrıs Türk halkının her daim yanında olacağız.” diyen Oktay, bu anlayışla ortak hedeflere ulaşmak için gelecek dönemde daha büyük şevk ve heyecan içerisinde birlikte çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
AA