Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkımın en yoğun olduğu bölgelerden Hatay’ın İskenderun ilçesine gelen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk ve Zemin Mekaniği Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Dalgıç, afet nedeni ile sıvılaşma ve çökme yaşanan İskenderun sahilinde incelemelerde bulundu.
Sahillerde bir metre civarında çökmenin yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Hüseyin Öztürk şöyle konuştu:
“Gördüğümüz genel olarak bu bölgede yaklaşık 1 metre gibi çökme nedeniyle artık kıyı ile deniz çok iç içe girdi, buna bir de ekstra rüzgarlar eklendiği zaman sokaklara ve caddeden dolan bir su hareketiyle bundan sonra karşı karşıya kalacağız. Balıkçı barınağının bulunduğu yer zeminde oturmanın yaşandığı yer ve bu nedenle yıkımların burada daha da yoğun gerçekleştiğini gördük. Tabii bundan sonra bu kıyıların su işgalinden engellenmesi gerekecek bariyerler yapılacak herhalde kıyı yapıları güçlendirecektir ama burada hem suni dolguda hem de doğal zeminde oturma var. 6 Şubat’taki depremle beraber bir su harekatı başlamıştı yüzeye doğru ama bugün çökmenin ilerlemesi ve devam etmesi nedeniyle kıyıdan rüzgarlarla bu bölgeye şişirilen suları güneş ve ayında etkisiyle gelip gideceğini görüyoruz. Hatay’daki 6,4’lük depremle bu sürecin biraz daha ilerlediğini görüyoruz ama zaten zemin biraz oynadı oynayacak, bölge titreşimlere dikkat etmek lazım. Şimdi derinleştirme çalışmalar yapılıyor balıkçı barınağında, o da küçük da olsa bazı şeyleri tetikleyebilir ama esas oturmayı oradaki balıkçı barınağında görüyoruz. Bu oturma nedeniyle de artık zeminin aşağı düştüğünü, denizin de artık ona göre pozisyon alıp yükseldiğini görebiliriz.”
“Zemin iyileştirmesi yapmadan yüksek katlı bina yapmamak gerekiyor ama biz yapmışız”
2015 yılında İskenderun Belediyesine zemin iyileştirme yöntemlerini anlattığına vurgu yapan Prof. Dr. Süleyman Dalgıç ise şu ifadeleri kullandı:
“O yıllarda büyük ilgi vardı bu konuya. Fakat şu an görüyoruz ki zemin iyileştirmeleri yeni yapılan yüksek katlı binalarda yapıldı. Ancak yıkılan binalar daha eski. Bunlarda herhangi bir zemin iyileştirme olmadığını düşünüyoruz. Olaylara baktığımızda daha çok dolguların üzerindeki yapılarda zararlar var. Sahil çizgisinin ötelenmesi, kıyı kenar çizgisi üzerine tekrar dolgu yapılıp üzerine bina yapılması hasarların başlıca nedeni olarak gözleniyor. Özellikle sahile yakın ilk sıralardaki yapılarda yoğun yıkım görülüyor. Bunun sebebi zeminde su, gevşek kum var. Beton kalitesi artı demirlerin düz demir olması en büyük etken. Bu alanlarda kesinlikle zemin iyileştirmesi yapmadan yüksek katlı bina yapmamak gerekiyor ama biz yapmışız. Bunun bedelini ağır ödedik, benim de akrabalarım burada vefat etti, üzgünüm.”