Güvenilir ve dakik hizmet felsefesiyle büyüyen Bursa markası: Sadrettin Şengül Otomotiv

Otomobil sağlığı, tüketicinin sağlığıdır… Bu mottoyla otomotiv servis hizmetlerini 3,5 yıldır sürdüren Sadrettin Şengül Otomotiv’de 2024 yılı başarılarla tamamlandı. 2025 yılı için de umutlu konuşan Sadrettin Şengül, doğru ve şeffaf hizmet felsefesinden ödün vermeyeceklerinin altını çiziyor.

Güvenilir ve dakik hizmet felsefesiyle büyüyen Bursa markası: Sadrettin Şengül Otomotiv

2024 yılında araç satışları anlamında Türkiye’de yeni rekorlar kırılacağını belirten Şengül, yeni yıldaki işlerinin bu gelişmeye koşut olarak artacağını söyledi. Renault markasının yedek parça ve hizmet markası MOTRİO  ile işbirliğine giden şirket, çalışanlarına verdirdiği eğitimler sayesinde hizmet yelpazesini genişletiyor.

Sadrettin Şengül ile Bursa’da otomotiv özel servis hizmetlerinin geldiği noktayı konuştuk…

Sayın Sadrettin Şengül, otomotiv servis ve bakım hizmetleri sunduğunuz şirketinizi açtıktan sonra kurumsal gelişiminizi özetleyebilir misiniz?

3.5 yıla yakın süredir otomotiv alanında özel servis hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Başlangıçtan bu yana geldiğimiz noktayı değerlendirmek gerekirse hem müşteri tarafında hem de bizim tarafımızda gelişme olduğunu söyleyebilirim. Çalışmalarımız standart servis-bakımmış gibi gözükse de daha fazlası var. İçerik anlamında müşteriyi ne kadar dinlediğiniz ve otomobil teknolojilerinin ilerleme süreçlerine ne kadar uyum sağladığınız çok önemlidir. Kullanıcıların da bu süreçlere uyumu bizi de zaman içinde geliştiriyor. Dolayısıyla hem ekipman hem de hizmet anlamında biz de yol katediyoruz.

Gelecekte önünüze çıkabilecek sorunları öngörerek bazı işbirlikleri yapıyorsunuz. Kendi alanınızda bu markaları nasıl seçiyorsunuz?

Otomobil satış sonrası sektöründe sürekli bir devinim vardır. Bu devinimin en çok öne çıkan başlıklarından biri ‘elektrikli otomobiller’dir. Avrupa ve dünya elektrikli otomobiller çağına çoktan girdi. Bu çağda, otomobil markalarının distribütörlüğü farklı boyuta geldi. Markalar, bayilerini sıfır otomobil satmaya yönlendirdiler. Türkiye’de ise markalar kendi markalarını üretme yoluna gittiler. Sadrettin Şengül Otomotiv olarak yakın zamanda işbirliğine gittiğimiz MOTRİO markası var. Bu marka, Renault markasının iştirakidir. Renault, Avrupa’da kendi yetkili servislerinin haricinde, müşterilerinin aynı kalitede yedek parça ve hizmet alabileceği bir ağ oluşturdu. Bu yine satış sonrası servis ağıdır. Yedek parça ve hizmet ekonomisi sağlayacak müşterileri dışarıda yakalayacak bir girişim bu… Biz de bu ağların hangisinin Türkiye şartlarına uygun olduğunu araştırdık ve MOTRİO’da karar kıldık.

Sizin geçmişteki kurumsal kariyerinizde Renault markasının önemli yeri olduğunu biliyoruz. Bu kariyer geçmişinin MOTRİO’yu seçmenizde etkisi oldu mu?

Elbette Renault’da geçirdiğim yılların MOTRİO  kararında önemli bir etkisi var. Müşteriler için, satın aldıkları otomobilin üreticisinden aldıkları hizmet ve yedek parçanın aynısını daha ekonomik şartlarda elde etmeleri çok etkili oldu.

Müşterilerinizin davranışlarını bir anlamda değiştiren bir anlayışa sahipsiniz. Bu etkileşim karşılıklı mı sizce?

Hem kalite anlamında hem yedek parça anlamında hem de servis hizmetleri anlamında iyisini-doğrusunu vermeye çalışan bir tutumumuz var. Bu noktada bizim müşterilerimizi değiştirdiğimizi, hatta onlara ödevler verdiğimizi söyleyebilirim. Bir yandan da müşteriler bizi değiştiriyor diyebilirim. Çünkü Türkiye’de otomobil satın almak kolay değil. Tüketicinin satın almaya karar verme aşamaları şöyledir; önce bütçeye uygun otomobil, sonra o bütçenin karşılığında donanımı yüksek otomobil, bundan sonra yakıt ekonomisi ve son olarak otomobili değiştirmek istediğinde satışı kolay olan otomobil… Tüketicilerin yüzde 90’ı bu dört kritere göre otomobil satın alır. Bu süreçlerden sonra ise satın alınan otomobilin bakımı gelir. İşte bu noktada biz devreye giriyoruz. Müşterilerimize günü kurtaracak değil de gelecekteki sorunları önleyecek bir kullanım alışkanlığı edindirmeye çalışırız. Otomobile rutin olarak yaptırması gereken bakım-onarımlar ve kaza geçirdiğinde yapması gerekenler… Biz burada bir değişikliğe sokmaya çalışıyoruz insanları. Önemli olan her şeyin en ucuzu ya da her şeyin en markalısı değildir. Bu bizim çalışma felsefemizdir.

Sizin müşteriyi bilinçlendirme çabanızın karşılığı var mı? Değişimi nasıl ölçüp değerlendiriyorsunuz?

Tüketicileri ve kendimizi gözlemliyoruz. Bizim bu bilinçlendirme çabamızı göz ardı edip daha ucuz iş yaptırmaya çalışıp daha sonrasında tekrar bize gelip; “biz yanlış yaptık, sizin dediğiniz doğruymuş” cümleleriyle karşılaştığımız vakalar var. Öncelikle bu vakalar sayesinde bir değerlendirme yapabiliyoruz. Bunun ötesinde bizi devamlı olarak tercih eden müşterilerimiz var. Onlar, kendi yaşadıkları otomotiv sorunlarını yaşayan çevrelerindeki arkadaşlarına anlatıyorlar ve bizi öneriyorlar. O arkadaş, yani üçüncü kişi buraya gelmeden daha ucuz yöntemlerle çözüm bulmaya çalışıyor ve başarısız oluyor. Kısacası bizim müşterilerimizden de böyle geri bildirimler alıyoruz. Değişimi böyle ölçebiliyoruz. İşin başından beri bizi tercih eden müşterilerimizin otomobillerinde ciddi sorunlar çıkmadığını biliyoruz çünkü takip ediyoruz.

Sosyal medyayı çok güzel kullanıyorsunuz. Gerek kampanyaları duyurarak, gerekse mevsimsel bilgilendirmeler yaparak iletişim ağınızı güçlendiriyorsunuz. İşletmeler için sizce sosyal medya ne kadar önemli?

Sosyal medyanın her işletme için doğruyu yansıttığına inanmıyorum. Biz kendi işletmemiz için doğruyu yansıtan paylaşımlar yapıyoruz ve etkileşimleri inceliyoruz. İşletmemizin karakteri ve felsefesi neyse tam olarak aynısını yansıtıyoruz. Bilgilendirme kısmı çok önemli bence. Örneğin kış geldi ve bizler otomobil kullanıcılarına öneriler ve bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Kısaca, satış ya da pazarlama yapmak amacıyla kullanmıyoruz sosyal medyayı. Elbette konvansiyonel medya ve tüketicilerin kendi aralarındaki etkileşim bizim için çok daha değerli. Yani bir grup insanın, kendi arkadaşları arasında, otomobil bakım-onarım konusunda birbirlerine Sadrettin Şengül Otomotiv’i tavsiye etmeleri çok değerli bizim için.

Gelelim 2024 yılına, bu yılın sizin için nasıl geçtiğini ve 2025 yılıyla ilgili projeksiyonunuzu aktarır mısınız?

2024 yılı bizim için Türkiye standartlarını baz alacak olursak iyi geçti. Ama olmamız gereken seviye daha yüksektir diyebilirim. Burada da tesellimiz şu; ‘Avrupa’da çok kötü bir süreç başladı.’ Sektörümüzdeki beş büyük markanın önemli sıkıntıları var. Çin’in piyasaya girmesi Avrupa’nın orta segment otomobil markalarına zarar verdi. Biz henüz Türkiye’de onu yaşamadık çünkü elektrikli otomobiller sektörde henüz büyük yer kaplamıyor. O krize hazırlıklı mıyız diye sorarsak, değiliz. Ancak bugün elektrikli araçlar büyük pay alsa kullanılan araç parkından dolayı dönüşüm 7-8 yıl sürer. Fakat bu durumda da sonrası için kimse Türkiye’de plan yapmaz, yapamaz. 2024 yılının sonunda satılan araç adedine göre pazarda bir rekor daha bekleniyor. 2023 yılında rekor kırılmıştı ve 2024 sonunda yine bir rekor gelecek. Bizde hep şöyledir, bir sonraki yılın iş hacmi, bir önceki yıl satılan araç adedine göre belirlenir. Dolayısıyla 2025’te işlerimizin büyümesini bekliyorum. Çok büyük ekonomik buhran yaşanmazsa projeksiyonumuz bu yönde.

“Boyasız göçük hizmet yelpazemizi genişletiyoruz.”

Sadrettin Şengül Otomotiv’in 19 çalışanı da sürekli eğitimden geçiyor. Şirketin kurucusu ve sahibi Sadrettin Şengül de kendini geliştiren bir yapıya sahip. Servis-onarım işleriyle binlerce kullanıcıya nitelikli otomotiv hizmetleri sunan şirkette “Hasar” birimi bulunuyor. Bu birimde ‘Boyasız göçük onarım’ eğitimi alan çalışanlar işletmenin hizmet yelpazesini genişletti.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X