2016’daki kalkışmayla, Türkiye’deki demokratik seçimle işbaşına gelmiş hükümeti, 40 yıldır sızdıkları devlet kurumları ve TSK’daki maşaları aracılığıyla, silah zoruyla ortadan kaldırmaya teşebbüs eden FETÖ’cüleri Avrupa’dan alabilmek de mümkün olmadı.
İsveç ve Finlandiya şimdi, Ukrayna işgali sonrası Rusya korkusuyla NATO’ya üye olmaya kalktığında, Türkiye eline büyük bir koz geçirdi.
Yıllardır topraklarında ülkemizin azılı düşmanlarına hamilik yapan ve Türk kökenli teröristlere sınırsız özgürlükler sunan bu iki ülkeyi NATO’ya katmaya Türkiye karşı çıktı.
Veto kozunu öne sürdü.
İsveç ve Finlandiya aylardır Türkiye’yi ikna etmek için yırtınıyor.
Oysa, yapacakları şey çok basit idi.
Teröristlerle aralarına keskin sınırlar koyacaklar, Türkiye’nin istediği kanun kaçaklarını şartsız iade edecekler. Ülkemize uyguladıkları silah ambargolarını kaldıracaklar.
Şimdi, NATO’nun İspanya’daki son zirvesinde hepsini tıpış tıpış kabul ettiler. Türkiye de bunu karşılık vetoyu kaldıracağını duyurdu.
Peki, İsveç ve Finlandiya’nın verdiği sözlere güvenilir mi?
Asla.
Türkiye, mutabakat metnindeki maddelerin tümü hayata geçmeden, kesinlikle bu iki ülkenin NATO üyeliğini onaylamamalı.
AB’nin, ABD’nin Türkiye’ye verdiği sözlerin hangisi yerine geldi ki, NATO’da verilen sözler tutulsun.