Jeoloji Mühendisi İlkay Kartal, yenilenen yönetmelikleri ve değişen teknolojileri doğru etüt ederek kentteki projelere destek veriyor. Aynı zamanda Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olan Kartal, Bursa’daki durumu değerlendirdi. Kartal’a göre vatandaşlarda bilinç seviyesi ve kentimizde deprem riski farkındalığı günden güne artıyor.
∆ Sayın İlkay Kartal, deprem riski ile ilgili çalışmalarınızda zemin etütleri yapıyorsunuz. İnşaatları yapan kişiler, proje sahipleri ya da vatandaşlar size danışıyor mu?
◊ Evet danışanlarımıza hem bilgi veriyoruz hem de projelere katkıda bulunuyoruz. 1999 depreminden önce jeoloji mühendislerinin herhangi bir görevi yoktu ama bu büyük depremden sonra jeoloji mühendisleri projelerde görev almaya başladılar. O büyük felakette bir sürü binanın yıkılması, zemin sıvılaşmasından dolayı yapıların toprağa batması çok ürkütücüydü. Bu olaylar bize gösterdi ki, herhangi bir değer alınarak çözülen statik projelerin bu şekilde olamayacağının kanıtı oldu. Yönetmelikler değişti, jeoloji mühendisleri daha aktif görevler almaya başladılar, zemin etütleri yapılıp raporlanmaya başlandı.
∆ Jeoloji mühendisleri zemin etüdü çalışmalarını nasıl yapıyor?
◊ Jeoloji Mühendisleri, belediyelerin belirlediği bazı değerleri kullanıyorlardı. Ancak daha sonra parsel bazında zemin etütleri kullanılmaya başlandı. Yani, bir yeni bina yapılırken sadece o binanın oturacağı binanın zemin etüdü yapılmaya başlandı. Sondajlar, yerinde deneyler, laboratuvar analizleri sonucunda raporlar hazırlanıyor artık. Her parselin kendi ayrı değeri, zemin emniyet değerleri hazırlanmaya başlandı. Böylece statik projeler de artık daha detaylı bir şekilde hazırlanır oldu. Bu projeler hazırlandıktan sonra, zeminlerdeki olası sıvılaşma durumları önceden keşfedildi ve bina oturma gücünün yeterli olmadığı yerler tespit edildi. Kısacası raporlamalar teknik anlamda işe yaradı. Hatay ve Maraş’ta yaşanan felaketten sonra yer ivmelerine baktığımızda, bizim hesaba kattığımız değerlerin üstünde ivme değerleri gördük. Bu nedenle güncellemeler gerektiğini vurguladık. 2018 yılında onaylanan deprem yönetmeliği değişti ve bu değişiklikler bizlere bildirilecek. Bizim odamız da bunu yakından takip ediyor. Eski yönetmelikte, bir alanda tek bir sondaj yeterli oluyordu ama yeni yönetmelikte en küçük alanda bile en az 3 sondaj yapılması zorunluluğu getirildi. Bu sayede kalite ve kontrol artacaktır.
∆ Bursa’daki zeminin durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
◊ Bursa’daki zeminde iyi olan ve kötü olan yerler var. Genellikle Uludağ’ın yamaçlarında yerleşimler vardı. Ancak ovaya doğru gerçekleşen yerleşimlerin olmaması gerekiyordu. Zemininde su olan yerlerde ve tarımın yapıldığı yerlerde yerleşimin tercih edilmemesi gerekiyor. Ancak bu alanlarda zemin incelemeleri yapıldığında riskli zeminlerin var olduğunu fark ediyoruz. Bu alanlarda zemin iyileştirmesi yapılabiliyor.
∆ Zemin iyileştirme ihtiyacı olan yerlerde ne gibi çalışmalar yapılıyor?
◊ Öncelikle kentsel dönüşüm projelerinin Bursa’da hızla sürdüğünü söylemekten mutluluk duyuyorum. Beton ve demir anlamında ömrünü tamamlamış projelerde yıkıp yeniden yapma çalışmaları güven veriyor. Yeni projelerde ise önce zemin etütleri yapılıyor ve eğer ihtiyaç varsa zemin iyileştirmesi yapılıyor. Binanın bir yükü ve zeminin taşıma kapasitesi var. Bu binanın kat sayısına göre ve betonarmesine göre statik yük hesabı yapılıyor. Eğer bizim yaptığımız sondajlarda, zeminde bu statik yükü karşılayamayacak değerler varsa raporlarımızda bu değerleri belirtiyoruz. İyileştirme ihtiyacı ortaya çıkarsa zeminin durumuna göre bir proje hazırlanıyor. Bu projede; fore kazık sistemi uygulanabiliyor. Ayrıca “jet grout” denen yöntemle toprağa yüksek basınçlı çimento enjeksiyonları da yapabiliyoruz. Son zamanlarda, plastik kazık dediğimiz yöntemi de kullanıyoruz. Küçük yapılar için düşük basınç kullanarak yapılan enjeksiyonlar uyguluyoruz. Bütün bunların yanında “deep soil mixing” denen, sıvılaşmayı engelleyici toprak ve çimento karıştırma yöntemimiz de var. Bu çalışma da düşük basınçlı enjeksiyon yöntemleriyle yapılmaktadır.
∆ Anlattığınız yöntemleri mevcut yapılar için de yapmak mümkün mü?
◊ Elbette bu da mümkün, mevcut yapıların temellerinin açılması gerekir. Oraya girebilecek makinelerin ve uygulanacak yöntemin doğru seçilmesi gerekir. Ama sıfır bir binanın oturacağı zeminin iyileştirmesini yüzde 100 görürüz ama var olan bir binanın zemin iyileştirmesi için bunu söylemek mümkün değildir. Çünkü orada ulaşamayacağınız noktalar olabilir ve bu da verimliliği düşürür.
∆ Bir zemin etüdü şirketinin hazırladığı raporlar hangi kuruma sunulur?
◊ Bizim gibi şirketlerin hazırladığı raporlar, zemin etüdü yapılan yerin bağlı olduğu belediyeye sunulur. O belediyedeki mühendisler bu raporları incelerler. Daha sonra o raporlar yapı denetim şirketlerine ulaştırılır. Yapı denetim de o raporları inceleyerek projenin devamlılığını sağlar. Bizim yazdığımız raporlarda yer alan gerekli uygulamaların yapılıp yapılmadığını da yine yapı denetim şirketleri kontrol etmek zorundadır. Bu denetimler çok önemlidir. Prosedürlerimize göre, vatandaşlar doğrudan zemin etüdü yapan şirketlere giderek kendi arsası, yeri, arazisi için bireysel bir raporlama yaptırabilir. Biz, oranın kesitini alarak zemin profilini çıkartmak için birden fazla sondajlar yapıp size zeminin nasıl bir zemin olduğunu söyleyebiliriz.
∆ Sayın İlkay Kartal, bir Jeoloji Mühendisi olarak Bursa’daki üniversitelerde de bir jeoloji mühendisliği bölümü olması fikrini destekler misiniz?
◊ Elbette desteklerim. Biz, Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi olarak dört farklı ilde çalışmalar yapmaktayız. Bursa, Yalova, Balıkesir ve Çanakkale’deki çalışmalarımız esnasında Balıkesir ve Çanakkale’deki üniversitelerde jeoloji mühendisliği bölümleri olduğunu gördük. Ancak Bursa’da bu bölüm yok. Bursa hem fay açısından, hem sıcak sular açısından hem de nüfus açısından çok önemli bir bölge. Eğer Bursa’da da olursa hem araştırmaların arşivlenmesi açısından hem de şehrimizin jeolojik yapısı hakkında yeni bilimsel makalelerin yazılması açısından oldukça faydalı olacaktır. Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak bu anlamda adımlar atıyoruz.