İddiaya göre, kapıcı olarak çalıştığı apartmanda, bir kat malikiyle kavga eden E.D., tazminatsız kovuldu. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan kapıcı E.D., binada kaloriferci, konut kapıcısı ve bahçıvan olarak çalışırken iş akdine haksız olarak son verildiğini öne sürdü. Hafta sonu tatilleri ile bayram tatillerinde de sürekli çalıştığını, ancak bu çalışmaların karşılığının kendisine ödenmediğini, ayrıca kalorifercilere verilen 1 kilo yoğurdun da davacıya verilmediğini, parasının da ödenmediğini dile getirdi. Davalı işveren ise davacının talep etmiş olduğu alacakların bir kısmının zaman aşımına uğradığını, davacının davalı işyerinde üst üste iki gün mazeretsiz olarak işe gelmemesi sebebi ile haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etti. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Davalı apartman yönetimi, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Emsal nitelikte bir karara imza atan Yüksek Mahkeme, kapıcının herhangi bir apartman sakinine sataşması halinde kovulmasının önünü açtı. Kararda; kat maliklerinin her biri aynı zamanda kapıcının işvereni konumunda olduğu hatırlatıldı. Kapıcının işverene sataşmasının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2 d maddesi uyarınca haklı fesih sayılacağı vurgulandı. Kararda, kapıcının bir kat malikine sataşması sebebiyle açılan ceza davasında ceza aldığına dikkat çekildi.
Kararda şöyle denildi:
“Somut olayda davacı işçinin çalıştığı sitedeki bir kat malikine yönelik eylemi nedeniyle ceza yargılaması neticesinde, davacı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Davacının kabul ettiği eyleminin (kat maliklerinin aynı zamanda davacının işvereni konumunda kabul edilmesi gerektiğinden) işverene karşı sataşma olarak kabulü ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2 d maddesi uyarınca haklı fesih sayılarak kıdem tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece gerekçesiz olarak kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”
İHA