Dr. Gündoğdu, “Son deprem, bilinen 1999 depreminde tetiklenen Marmara’daki fayların harekete geçmesinden ibaret. Gerilmiş bütün faylarda zaman zaman böyle olaylar olabiliyor. Bu da onlardan biri. 1999’da Marmara’daki bütün faylar tetiklendi. Bu depremler; tetiklenen faylardaki hareketlerden, biriken enerjinin açığa çıkmasından ibaret. Bu depremler olumlu değil. Bir haberci şeklinde almak gerekir. Oradaki fay 1999 depreminde tetiklendi. Hatta o depremin (Gölcük depremi) büyüklüğünü USGS (Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu) 7.8 olarak verdi. Marmara’da sürekli depremler oluyor. Yalova açıklarında, Saroz açıklarında olan depremler hep bu bakımdan. Kırılmasını beklediğimiz Kuzey Anadolu fay zonu Silivri açıklarında. Orta kısımdaki fayın kırılacağını düşünüyoruz. Eldeki veriler bunu gösteriyor. Bu son deprem Marmara içinde olan bir deprem. Silivri açıklarındaki 26 Eylül 2019’daki 5.8 büyüklüğündeki deprem gibi bunu da uyarıcı bir deprem olarak almak gerekir. Kuzey Anadolu fayı, yılda 2-2.5 santimetre hareket ediyor. Bu hareketlenme sonucunda İstanbul için hesapladığımız yedinin üzerinde bir deprem. Bu İstanbul için çok büyük tehlike ve büyük felaket oluşturacak bir büyüklüktür“ dedi.
İstanbul’da kentsel dönüşüm için mutlaka devlet desteği olması gerektiğini belirten Dr. Gündoğdu, “Avcılar çok tehlikeli bir yer. Çok araştırma yapıldı. Büyük bir tehlike altında olduklarını söyleyebilirim” diye konuştu.
OLASI İZMİR DEPREMİ
Dr. Oğuz Gündoğdu, Ege Denizi’nde art arda yaşanan ve en büyüğü 5.3 büyüklüğünde olan depremlerin bölgede sık görülen ‘düşey’ değil, ‘doğru atımlı’ olduğuna dikkat çekerek, şunları anlattı:
“Ege depremlerin doğru atımlı olması pek beklenmez. Ege’de genelde düşey depremler olur. Burada dikkat edilmesi gereken husus; Sisam yani İzmir depreminin tetiklendiği bir fayın mı harekete geçtiği. Benim tahminim öyle oldu. Bu son depremlerin hep doğru atımlı oluşunu, kırılmanın bir tetiklenme sonucu enerji boşalması olarak nitelendirebiliriz. Sisam veya İzmir depreminde hemen bütün faylar harekete geçti. Doğru veya düşey atımlı depremlerle enerjilerinin bir çoğunu boşalttılar. Bir tek İzmir fayı hareket etmedi. Orada İzmir fayı var. Kıyıdan boydan boya İzmir Yarım adasını geçiyor. Bu faydaki enerjide hiçbir kıpırdanma yok. İzmir fayının hiçbir hareket göstermemesi bizde deprem beklentisini arttırıyor. İzmir’deki faylar İstanbul’daki gibi çok büyük değil. Olası İzmir depreminin büyüklüğü ile ilgili bir şey diyemem ancak hasar verici deprem olacağı kesin.”