TAHA TÜTÜNCÜ
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyesi memurlar, toplu sözleşme taleplerini Bursa’da düzenlenen 7. Bölge Mitingi’nde haykırdı. Bursa’daki üyelerin yanı sıra Eskişehir, Balıkesir, Sakarya, Kütahya ve Bilecik’ten gelen Birleşik Kamu-İş’li memurlar, toplu sözleşme taleplerini Şehreküstü Meydanı’nda duyurdu. Bölge mitinginden önce Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun üst düzey yöneticileri, Olay Medya’yı ziyaret etti.

Ziyarette; Birleşik Kamu-İş adına Genel Başkan Orhan Yıldırım, Genel Sekreter Şükrü Balun, Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Şenol Eyüboğlu, İl Başkanı Engin Yurdakul ve Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona’nın katıldığı ziyarette, kamu emekçileri taleplerini dile getirdi. Sendika olarak dört temel taleplerini ‘grev hakkı, yoksuluk sınırında maaş, gerçek enflasyon oranında zam ve vergide adalet’ başlıklarıyla sıralayan Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, bu taleplerin karşılanmadığı bir masada kalmayacaklarının altını çizdi.

MEMURDAN DÖRT TALEP
Toplu sözleşme görüşmelerinde masaya oturacak 3 sendika arasında yer alan Birleşik Kamu-İş’in Genel Başkanı Orhan Yıldırım, temel taleplerini Olay’a açıkladı:
1- Sendika yasasında grev hakkının tanınmasını istiyoruz. Memur iş bırakırsa Türkiye’de sistem durur. Bundan korkuyorlar.
2- Kamu çalışanlarının maaşları 84 bin liraya ulaşan yoksulluk sınırının altına düşmemeli.
3- Adil vergi düzenlemesi: Ocak’ta yüzde 15’ten başlayan vergi dilimi ekimde yüzde 27’ye çıkıyor. Verdikleri zammı yıl içinde vergiyle geri alıyorlar.
4-Enflasyon zam oranını aştığı andan itibaren, oluşan fark aydan aya maaşa yansıtılmalı.
“MEMURLAR İŞ BIRAKIRSA TÜRKİYE DURUR”…
Yeni toplu sözleşme süreci öncesinde örgütlü mücadeleyi sahaya yaydıklarını vurgulayan Yıldırım, “Birleşik Kamu-İş olarak Türkiye’nin en büyük üçüncü konfederasyonuyuz. Temmuz ayından itibaren 11 ilde basın açıklamaları yapıyoruz. İlk talebimiz, sendika yasasında grev hakkının tanınması. Memurlar koordineli bir şekilde iş bırakırsa Türkiye’de sistem durur. Bundan korkuyorlar. Bu hakkın verilmemesi kabul edilemez” dedi. Grev hakkı kadar ekonomik gerçekliğin de dikkate alınması gerektiğini belirten Yıldırım, “İnsanca yaşayabilecek bir hayat istiyoruz. Kamu çalışanlarının maaşları 84 bin liraya ulaşan yoksulluk sınırının altına düşmemeli” diye konuştu. Vergide adaletsizliğin olduğunu da kaydeden Yıldırım, “Memur için ocak ayında yüzde 15’ten başlayan vergi dilimi ekimde yüzde 27’ye tırmanıyor. Verdikleri zammı yıl içinde vergiyle geri alıyorlar. Biz adil ve sabit oranlı vergi istiyoruz, yüzde 15’e sabitlenmesini talep ediyoruz. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalı” ifadelerini kullandı. Maaşlardaki reel kayıplara da dikkat çeken Yıldırım, TÜİK’in sepet açıklamamasına da sert tepki gösterdi. Yıldırım, “Ocakta memura yüzde 6 zam verdiler. Oysa sadece ilk 6 ayda gerçekleşen enflasyon yüzde 16.50 bin lira maaş alan bir memurun 6 ayda 15 bin lira kaybı oldu. Bu yüzden yeni talebimiz aylık bazlı enflasyon farkı. Aylık enflasyon gerçekleştiği anda maaşlara yansıtılmalı. Biz bu dört talebin karşılandığı masada imzayı birinci günden atarız. Aksi takdirde o masada kalmamız mümkün değil” şeklinde konuştu. Kira artışlarının da memuru belini büktüğünü vurgulayan Yıldırım, “Kira artışları sadece büyükşehirlerde değil, artık anadolunun birçok kentinde de ciddi bir sorun haline geldi. Eskiden kiralar yüksük diye memurlar İstanbul’a gitmek istemezdi. Ama şimdi her yer İstanbul oldu. Bugün bir memur, maaşının neredeyse yarısını kiraya ayırıyor” dedi.

“BAZI SENDİKALAR ÇALIŞANLARI TEMSİL ETMİYOR”…
Hükümete yakın bazı sendikaların çalışanları temsil etmediğini savunan Yıldırım, “Yıllardır o masaya oturan konfederasyonlar ağzını açmadı, hak alamadı. Bizim amacımız bu düzeni bozmak. Milletvekilleri kendi hakları için nasıl birleşiyorsa, memurlar da birleşilmeli. Senin üye olduğun konfederasyon o masada ağzını açmıyor. Sesini yükseltmiyor. Çalışma bakanı ‘vermem’ dediğinde ‘vermek zorundasın’ demiyor. Masadan kalkmıyor ya da o masayı devirmiyor. Biz bu konuda sesimizi duyurmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“YARI ZAMANLI ÇALIŞMA BİR İSTİHDAM OYUNU”…
Yarı zamanlı çalışma uygulamasını da eleştiren Yıldırım, “Bizim istediğimiz bu değildi. Yarım maaş, yarım emeklilik, yarım sosyal haklarla kim nasıl yaşayacak? Bu sistemle bir kadın memur 3 çocuk yaparsa, toplam 18 yıl yarı zamanlı çalışacak ve emekli olamayacak. Tek maaşla geçinen bir anne bu uygulamadan yararlanamaz. Özel sektör, tam zamanlı çalıştırdığı kişilere yarı zamanlı çalışıyor gösterip yarım maaş verecek. İş güvencesi ortadan kalkacak. Kadınlar işten uzaklaştırılacak. İşverenler kadın çalışan istemeyecek. Bu düzenleme aslında bir istihdam oyunu. Çalışan sayısı artmış gibi gösterilecek ama gerçekte iş güvencesiz bir nesil yaratılacak. Ayrıca, yarı maaşlı sisteme geçmek yerine, çocukları olan kadın memurlara devlet kreş desteği sağlamalı. Kadın hangi kreşi isterse oraya çocuğunu versin. Gerçek çözüm budur” diye konuştu.

Flipboard