Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) dünyada nükleer güçlerin giderek daha fazla nükleer silahlara yatırım yaptığını açıkladı. Geçen yıl küresel çapta nükleer silahların sayısında yüzde 4‘lük bir düşüş gözlense de devletlerin nükleer silahlarını modernize etme yönündeki girişimlerinde artış görüldüğü kaydedildi.
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bu girişimlerin Başkan Donald Trump hükümetinin geniş kapsamlı stratejisinin bir parçası olduğu belirtilirken, Rusya’da da benzer bir eğilim gözlemlendiği açıklandı.
Alman Haber Ajansı dpa’ya konuşan SIPRI’den uzman Shannon Kile, “Nükleer silahların ulusal güvenlik ve savunma stratejilerinde yeniden önem kazandığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Kile, iki süper gücün silahlanmasında görülen düşüşün, ihtiyaç duyulmayan bazı silahların envanterden çıkarılmasından kaynaklandığını ve bu nedenle söz konusu düşüşün yanıltıcı olduğunu belirtti.
Yalnızca Washington ve Moskova’nın sahip olduğu nükleer silahların sayısı dünyadaki toplam nükleer silah sayısının yüzde 92’sini oluşturuyor. ABD’ye ait nükleer başlıklı silah sayısı 6 bin 185 olarak tahmin edilirken, Rusya’nın yaklaşık 6 bin 500 nükleer silaha sahip olduğu kaydediliyor.
Birleşmiş Milletler’in veto yetkisi bulunan daimi üyelerinden İngiltere’nin 200, Fransa’nın 300, Çin’in de 290 nükleer silahı bulunduğu belirtiliyor.
Bu ülkelerin yanı sıra, İsrail’in sayısı 80-90, Hindistan’ın 130-140, Pakistan’ın ise 150-160 olarak tahmin edilen nükleer silahlarıyla birlikte dünya çapındaki toplam nükleer silah sayısının 13 bin 900’e ulaştığı kaydedildi.
SIPRI, dünya kamuoyunun endişeli gözlerle izlediği Kuzey Kore’nin nükleer silah sayısının ise 20 ila 30 arasında olduğunu tahmin ettiklerini açıkladı.
Ancak enstitü tek başına bu rakamların belirleyici olmadığını, asıl dikkate alınması gerekenin sıcak çatışma durumunda kullanıma hazır nükleer silah sayısı olduğunun altını çiziyor.
SIPRI’den araştırmacılar, dünya çapında faaliyete hazır durumda olan 3 bin 750 nükleer başlıklı silahtan yaklaşık 2 bininin yüksek alarm seviyesinde olduğunu belirtiyor.
YENİ SOĞUK SAVAŞ ENDİŞESİ
Küresel düzeyde nükleer silahların sayısında görülen düşüşte Moskova ile Washington arasında varılan iki anlaşmanın payı büyüktü: Bunlardan ilki 2010 yılında imzalanan “New START” (Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması), diğeri ise 1987’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ile ABD arasında imzalanan INF Anlaşması’ydı (Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması).
New START’ın süresi 2021’de dolarken, önce ABD, sonra Rusya INF’den çekildiklerini açıklamışlardı. Böylece oldukça yakın bir gelecekte nükleer silahlanma yarışını frenleyen bu iki anlaşma geçerliliğini yitirmiş olacak. Bu da “yeni bir soğuk savaş mı yaklaşıyor” endişelerini artırıyor.