7 yaşında annesi Nazmiye hanım ile birlikte Bursa’ya göçen Hacı Rasim Öztat, buradaki ilk yıllarında Nazmiye hanımın evde yaptığı tulumba tatlılarını başında taşıyıp satarak ticaret hayatına atıldı. 1920 yılında Bursa’nın Yunan işgaliyle birlikte Yunan askerleri tatlılarına sık sık el koydu. Oğlunun üzülmesine dayanamayan annesi 9 yaşında bir şekercinin yanına çırak olarak verdi. Kısa sürede işi öğrenen Rasim Öztat, dayısının da desteğiyle 1928 yılında Bursa’nın ilk pastanesi olan Ulus Pastanesi’ni açtı. Kurulduğu günden itibaren 95 yıldır aralıksız hizmet veren pastaneyi şimdilerde ailenin üçüncü kuşak üyesi Akile Öztat işletiyor.
Bursa’nın meşhur kestanelerini tülbentlere sarıp, kazana sıkıca dizip kaynatan Öztat, ürettiği kestane şekerini güzel kutulara koyup hediyelik olarak ilk satışını yaptı. Kestane şekeri beklediğinden çok daha sevilmesiyle dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e ikram edildi. Ankara’dan Bursa’ya gelen pek çok siyasi dönüşte araçlarının bagajlarını kestane şekeri ile doldurdu. Ayrıca Mudanya’ya gelen Missouri Gemisi’ndeki ABD askerleri, evlerine kestane şekeri ile döndü, böylelikle kestane şekerinin lezzeti okyanus ötesine ulaştı. Hacı Rasim Öztat, Ulus Pastanesi’ni 1975 yılında oğlu Hilalettin Öztat’a devretti. 1983 yılında Monde Sellection yarışmasına katılan Hilalettin Öztat Roma’da Altın Madalya alıp, yaptıkları damla sakızlı lokum ile birinci olunca Türk lokumunu dünya tanıdı.
İlk olarak tülbentlere sarılıp yapılmış
Hacı Rasim Öztat’ın ilk kestane şekerini, kestaneleri annesinin tülbentlerine sarılı bir şekilde şekerle kaynatarak yaptığını söyleyen Akile Öztat, “1928 Yılında rahmetli kayınpederim Hacı Rasim Öztat tarafından açılıyor. Bizde üçüncü kuşak olarak devam ediyoruz. Kestane şekerinin yapılışı tabi ki çok zor, o zamanlarda evlerde tatlı olarak yapılıyormuş. Evlerde yapılanlar kırık olarak, muhallebi kıvamında yapılıyor, kayınpederim ise ben bunu nasıl duble olarak yaparım diye düşünüyor ve uzun uğraşlar sonrasında duble kestane şekerini yapıyor. Herkes kestaneşekerinin tadını beğeniyor ve bunun yoğun talebinden dolayı diğer ürünlere dahi yetişemez hale geliyor. Kestane şekeri o zamanlar evde yapılırken dağılıyor ve muhallebi kıvamında oluyor, kayınpederim uzun uğraşlar sonucunda tülbentlere sarıyor ve kestaneleri, şeker ile kaynatıp kestane şekerini yapıyor” şeklinde konuştu.
Atatürk’ün sofrasından, Amerika’ya uzanan lezzet
“Ankara’ya Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kestane şekeri bizim pastanemizden gidiyormuş ve tadını çok beğeniyormuş. 1941 yılında Mudanya’ya Amerikan gemisi geliyor ve alabildikleri kadar kestane şekeri alıyorlar. O yıllarda meclisten bir sürü siyah araç geliyormuş ve tüm araçları doldurup gidiyorlarmış”
Tarifi aile sırrı olarak saklanıyor
Ulus Pastanesi’nin kendi ürettiği ve patentini aldığı Mareşal Pasta tarifinin, aile içinde saklandığını ve hiçbir şekilde aile dışındaki kimseyle paylaşılmadığını aktaran Öztat, “Mareşal pastamız ise özel ve lezzetli bir pastamızdır, krema ve kabartma tozu yoktur. Kayınpederim Hacı Rasim bey diyor ki, ben öyle bir pasta yapacağım ki yiyenler bunun tadını unutamayacak. Hayalini başarıp pastayı yapıyor kat kat olarak ve ismini Mareşal koyuyor. Bazı meslektaşlarımız bu pastayı yapmaya çalışıyorlar ama yaptıkları pastanın Mareşal pasta ile uzaktan yakından alakası yok. Onların yaptıkları klasik yaş pasta kıvamında. Pastanın tarifi Ulus ailesinin sırrı ve bugüne kadar hiç kimseye tarifini vermedik” dedi.
Türk lokumu dünyaya tanıtıldı
Yaptıkları damla sakızlı lokum ile Monde Sellection yarışmasında altın madalya kazandıklarını ve dünyanın Türk lokumu ile tanıştıklarını belirten Öztat, “Vatanımızda, Osmanlı’dan kalma Türk lokumu meşhur fakat eşim rahmetli 1983 yılında Hilalettin Öztat Fransa’da bir yarışmaya katıldı ve birinciliği aldı. Bu madalyayı aldıktan sonra yaptığı lokumu Bursa’da herkes tattı” diye konuştu.