Gölcük Tabiat Pakı’ndan topladıkları mantarları yiyen 20 kişilik grup farklı şikayetlerle hastanelere başvurdu. Hastaların en son mantar yediğini öğrenen doktorlar, mantar üzerine çalışmalar yapan Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Elemanı Dr. Ömer Faruk Çolak’tan yardım istedi.
Mantarların toplandığı bölgeye giden Çolak, aldığı numuneleri laboratuvarında inceledi. Çolak, mantarın zehirli ”Paralepistopsis amoenolens” olduğunu belirledi.
Çalışmayla ilgili AA muhabirine bilgi veren Çolak, Türkiye’de şimdiye kadar tespit edilen yaklaşık 2 bin 500 mantar türünden 100’e yakınının zehirli olduğunu ifade etti.
Tespit ettikleri mantar türünün yayılışının ilk Fas’ta sonra Fransa, İtalya ve İspanya’da olduğunu aktaran Çolak, türün daha önce Türkiye’de hiç raporlanmadığını, vatandaşların zehirlenmesiyle mantarın ilk kez Isparta’da tespit edildiğini vurguladı.
“Mantarın dünyada beşinci kaydı Türkiye olacak”
Mantar türünün yeni bir kayıt olarak yakın bir zamanda Türkiye’de yetişen mantarlar arasına alınacağını aktaran Çolak, “Bahsettiğimiz mantarın dünyada beşinci kaydı Türkiye olacak. Nadir görülen bir mantar. Bu tür zehirlenmenin benzeri en son 19’uncu yüzyılda Japonya’da görüldü. Hem zehirlenme sendromu hem de mantar nadir birer örnek.” diye konuştu.
Vatandaşları bilmedikleri mantarları yememeleri konusunda uyaran Çolak, halk arasında bilinen yanlışlar olduğuna işaret etti.
“Kaynatarak haşlayarak mantarı yerseniz zehirlemez, kurtların yediği mantar zehirli olmaz” gibi bilgilerin yanlışlığına değinen Çolak, doğada zehirli türlerle yenilebilen türlerin yan yana yetişebildiğini kaydetti.
Grip olduğunu sanmış
Yedikleri mantardan zehirlenen hastalardan Nurettin Karagözoğlu ise ilk defa mantardan zehirlendiği belirtti.
Bir arkadaşının tavsiyesiyle topladıkları mantarı yedikten bir süre sonra rahatsızlanmaya başladığını anlatan Karagözoğlu, “Grip olmaya başladığımı zannettim. İlk belirtiler şiddetli hapşırma, kırgınlık oldu. Sonra ayaklarımda şiddetli ağrılar başladı. Ayaklarım su toplayarak şişti. Doktor arkadaşları aradık, onlardan bilgi almaya çalıştık. Diğer arkadaşlar da hastanelere müracaat ettiler.” dedi.
SDÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nihat Şengeze de tedavileri süren hastaların sağlık durumunun iyi olduğunu bildirdi.