Vakaların 30 bin altına inmesine sevinir olduk

‘Pandemide hepimiz birer istatistik uzmanı olduk çıktık. Gözümüz öyle korktu ki, bir ara 60 bine dayandı. Fakat tam kapanma sonrası vaka sayılarında istenilen kadar olmasa da haftasonu 28 binli rakamlar görüldü.Toplum olarak 30 bin eşiğinin altına inilmesi bile moral oldu.’ diyen Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın bugünkü köşesinden önemli bilgiler aktardı…

Vakaların 30 bin altına inmesine sevinir olduk
Pandemide hepimiz birer istatistik uzmanı olduk çıktık. Gözümüz öyle korktu ki, bir ara 60 bine dayandı.
Ülkemizde bir günde rastlanılan pozitif vaka sayısı 50-60 bin bandında gidip gelince, doğrusu devletin bu işin kontrolünü kaçırdığı kanısına kapıldık.
Fakat tam kapanma sonrası vaka sayılarında istenilen kadar olmasa da haftasonu 28 binli rakamlar görüldü. Yoğun bakım ve hasta sayısına bağlı olarak ölümler de o denli bir azalış yok ama toplum olarak 30 bin eşiğinin altına inilmesi bile moral oldu.
Bu işin hareketliliği azaltmakla ilintili olduğu görüldü.
Ne kadar az hareket, ne kadar kalabalık ortamlardan kaçış olursa vaka sayılarında bu kendini fazlasıyla gösteriyor.
Türkiye pandemi ile mücadeleyi başarmak zorunda. Bunu başaran ülkeler var. Aşılamada hız alan ülkeler maskeyi atıp sokağa çıktı, normal hayat yavaş yavaş geri geldi.
Önümüzde Çin, ABD, İngiltere ve İsrail örneği var.
Bir ara Çin, ABD ve İngiltere‘deki vaka ve ölüm oranları ürkütücü boyutlara ulaşmıştı.
Biz de hareketliliği kısmakla birlikte aşıyı hızlandırabilirsek bu işin üstesinden geliriz. Fakat, 17 günlük kapanma sonrası tatil beldelerine ve kırsala akın gözümüzü korkutmadı değil.
İlk günkü hareketlik azaldı. Güvenlik güçlerimizin kontrolleri arttı. Kentiçi trafikteki sıkışıklığın bir sebebi de bu kontrollere bağlı olarak oluşan kuyruklar.
Sokağa, caddeye, yola çıkmayı azalttığımız müddetçe, çekirdek aile olarak eve kapandığımız sürece bu işi başaracağız.
Nitekim rakamlar hemen bunun etkisini hissediyor. Tam kapanmaya ne kadar çok riayet edersek virüsün yayılım ve bulaş hızını kesmiş olacağız.
Hepimize büyük sorumluluk düşüyor.
Esnafımızın, iş yerlerimizin yeniden açılabilmesi bizim elimizde. Her defasında işyerini kapamak zorunda bırakılan esnafımızı da düşünmek zorundayız.
Virüsle mücadele ederken zam fırsatçılarının elindeki insafsız kozu almak da bizim elimizde.
Fırsatçılık yapan market ve iş yerlerini boykot ederek de mücadeleye katkı vermiş oluruz. Tarla çıkış fiyatının son tüketiciye ulaşana dek 3 katı arttığı bir gıda zincirini kırmak kaçınılmaz görünüyor.
Fırsatçı market ve işletmeleri de bir yere not etmeliyiz.
Vakaların inmesi, hayatın normale dönmesi sonrası da bugünlerdeki davranışlarını hiç akıldan çıkarmamalıyız.
Uzmanlar pandemi ile mücadelede pozitif vaka sayılarını binin altına indirmek gerektiğini belirtiyorlar.
Kentlerimizdeki hareketlilik azaldıkça bunun düşeceği görüldü.
Bayramı çekirdek aile ortamında geçirirsek bunu da yakalamış oluruz.

Bursa’nın aşısı niye milyonu geçemedi?

İlimiz Türkiye‘nin 4. büyük kenti. Etrafındaki 3 büyük şehirde toplam aşı sayıları bir kaç milyon adetle anılmaya başladı. Fakat biz henüz milyonlu rakamları göremedik.
İl Hıfzıssıhha Kurulu ve İl Sağlık Müdürlüğü‘nün bunun sebepleri hakkında doyurucu bir bilgilendirmesi yok. Bursa’da milyonlu rakamlar halen niye görülemedi?
Vatandaş mı aşı olmadaktan geri duruyor? Aşı randevusu almakta sorun mu var? Aşı tedarikinde sıkıntı mı yaşanıyor? Yoksa, ilimizin aşılama altyapısı mı sıkıntılı?
Bütün bunları Bursa kamuoyunun bilmesi gerekmiyor mu?
Ne dersiniz Sayın İl Sağlık Müdürü?
Yurttaşı sadece uyarmakla bu işin sebepleri gizlenemez.
Bursa İstanbul, Ankara ve İzmir‘deki aşı sayılarının neden çok gerisinde?

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X