Aile Mahkemesi’ne başvuran genç kadın, kocasının kendisi ve çocuklarıyla alakadar olmadığını öne sürdü. Kadının davası; mahkemece reddedildi. Davacı kadın kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi de itirazı reddetti. Davacı kadın, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi. Emsal bir karara imza atan daire, psikolojik şiddetin boşanma sebebi olduğuna hükmetti.
Kararda şöyle denildi: “Mahkeme, her ne kadar feragat ile sonuçlanan önceki boşanma davasından sonra gerçekleştiği iddia edilen fiziksel şiddet vakıasının ispat edilemediğine dikkat çekmiştir. Ancak yapılan yargılama ve toplanan delillerden ve tanık beyanlarından davalı erkeğin davacı kadına karşı evlilik birliği boyunca süregelen psikolojik şiddet uyguladığı ve feragatle neticelenen boşanma davasından sonra da devam eden şekilde eş ve çocuklarla ilgilenmediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Evlilik birliğinin sona ermesine sebep olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu anlaşılmakla buna dayalı olarak davanın kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, Aile Mahkemesi hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”
Yargıtay içtihatlarına göre boşanmaya yol açan bazı konular ise şöyle sıralandı:
“Çalışmamak, cinsel ilişki kuramamak, cinsel ilişkiden kaçınmak, eski sevgilisini unutamadığını söylemek, evlilik dışı çocuğu olmak, aşırı içki veya uyuşturucu kullanmak, alay etmek ve aşağılamak, küçük düşürmek ve küçümsemek, başkalarıyla kıyaslamak, çocuğun kendisinden olmadığı ile suçlamak – sadakatsizlikle suçlamak, eşini sevmediğini söylemek, eşinden soğuduğunu söylemek – başkası ile evleneceğini söylemek, aile ile görüştürmemek – aile yanına bırakmak, evden kovmak, doğumunda ilgilenmemek, ağız ve vücut kokusu tedavisinden kaçınmak, beden temizliğine önem vermemek.”