Dikkat çekmeyecek gibi değil… Hatta. tekrar gibi olsa da bir kez daha vurgulamakta yarar var.
Geçen yıl Batı Trakya’da Yunanistan’ın Gümülcine kentine gittiğimizde, Türk nüfusun yaşadığı mahallelerin otantik havasından hiçbir şey kaybetmediklerini, Bursa sokaklarında gezer gibi bildik bir ortam olduğunu görmüştük.
Fakat…
Yunan vatandaşların olduğu bölümlerde daha farklı ve modern bir kent yaşamı karşılıyordu.
Ayna manzarayla Makedonya’nın Üsküp kentinde de karşılaştık.
Taş kaplı Arnavut kaldırımı sokaklarda dolaşırken karşılaştığınız her şey tanıdık ve bildik. Yanınızdan geçenler selam veriyorlar. Oturup konuştuğunuzda Bursa’da yaşayan bir yakınları mutlaka çıkıyor.
Öyle ki…
Bursa’yı izlediklerini, bunu da Olay Televizyonu ile yaptıklarını gördük. Çünkü, Olay’ın programlarını bile biliyorlar.
Çarşının ana teması bizim Okçular Çarşısı’ndan hiç farklı değil. Hatta, neredeyse birebir aynı yapılmış denebilecek bir benzerlik söz konusu.
Dahası…
Çarşıdaki dükkanların satış için ürün sunumu ve raf düzeni bile burasıyla aynı. Sanki biri hem buraların, hem oraların dükkanlarında rafları ve vitrinleri düzenleyivermiş gibi.
Üsküp’te dikkat çeken özelliklerin başında Türk bölgelerinde yapıların eski ve bakımsız olması. Buna, evler ve işyerleri yanında kamu binaları da dahil.
Karşılaştığımız en önemli fark şu: Türk mahallelerinde yaşayanlar kesinlikle daha sıcak kanlı ve daha samimi. Hele Türkiye’den, özellikle de Bursa’dan geldiğinizi anladıklarında misafirperverlikte adeta yarışıyorlar.
Zaten…
Bugün ayağa kaldırılan ya da ortaya çıkarılan pek çok ata mirası eserin Bursa Büyükşehir ve Osmangazi belediyeleri tarafından kazandırıldığını söylüyorlar.
Konuşmalarımızda…
Türk nüfusun daha çok tarım ve hayvancılık ağırlıklı iş yaptığını gördük. Galiba bu da kent yerleşiminde kenara doğru yerleşmeyi getirmiş.
Yine…
Kahve alışkanlığı da sabit oturan müşteri profili dahil hiç farklı değil. Türk tipi sosyal yaşam izimizin olduğu tüm coğrafyaya yerleşmiş anlaşılan. Herhangi bir kahvehaneye girseniz, kendinizi Anadolu köyünde hissedebilirsiniz.
Kısaca söylemek gerekirse…
Balkanlar’da yaşamını sürdüren ve birer parçamız olan Türk soydaşlarımız, topraklarında ikinci sınıf bir yaşama mahkum ediliyorlar. Balkanlar’da izimiz olan kentlerde onun için hep aynı manzara var:
Yoksulluk ve geri kalmışlık.
Onun için…
Buralardan pek görülemese de, oralardaki soydaşlarımızın hem umutlarını ve yaşama tutunma arzularını koruyabilmek hem de olabildiğince günümüz yaşam koşullarına ulaşabilmelerini sağlamak hepimizin görevi.
Kimsenin “Bana ne” deme lüksü yok.
Türk markaları yatırıma başlamış
Aslında… Balkanlar ve özellikle de Türk toplumunun geri kalmışlığı olarak baktığımızda şunu görüyoruz:
Başta Büyükşehir olmak üzere Bursa belediyeleri dost elini hiç çekmiyorlar ve yalnız olmadıklarını gösteriyorlar, ama bu da yeterli değil.
Oralardaki Türk toplumunun gelişebilmesi için buralardan yatırım gitmesi gerekir.
Nitekim…
Süt ve süt ürünleri alanında bir Bursa markası olan Sütaş gidip Makedonya’nın Türk nüfusu fazla Kalkandere bölgesinde fabrika satın almış. Aynı ambalajla da ayran satıyor.
Üsküp çarşısındaki kahvehanelerde bir de Uludağ Gazozu karşımıza çok sık çıktı.
Üsküp’ün görkemli yüzü: Anıt eserler, İskender heykelleri
Üsküp sokaklarını Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Taha Aydın ve Büyükşehir Belediyespor Başkan Yardımcısı İlhan Satık ile birlikte dolaştık.
Daha doğrusu…
Üsküp ve Balkanlar’da Türk yaşayan kentleri defalarca ziyaret ettikleri için bize mihmandarlık yaptılar.
Gece…
Türk bölgesinden ilerlerken karşımıza dev bir beton kütle çıktı. Piramit gibi de merdivenleri var. Taha Aydın bunun, “Türk bölgesinin görünmemesi için yapıldığını” söyledi.
Kütleyi geçince ışıl ışıl bir meydan önümüzde uzandı. Türk çarşısının loş aydınlatmasına karşı, gündüz gibiydi.
Görkemli anıt yapılardan etkilenmemek elde değil. Çok sayıda müze binası var. Açıkça söylemek gerekirse…
Vardar Nehri’nin öte tarafında tarihi yapılarla çevrelenmiş ışıl ışıl meydanı görünce çok imrendik. Burada toplananlar, büyük bir binanın duvarına kurulan perdeden Avrupa Şampiyonası futbol maçı izliyorlardı.
Su oyunları havuzlarından kaykay yapanlara, el ele tutuşan gençlerden sürekli fotoğraf çeken turistlere kadar herkes vardı.
Vardar Nehri üzerinde Osmanlı Köprüsü olarak da anılan ve Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı muhteşem bir taşköprü var. Kentin hıristiyan yönetimi, daha güzelini yapmak hedefiyle hemen yanına yenisini inşa etmiş, ama olmamış.
En önemlisi…
Meydanın her yerinde dev heykeller var. Tarihteki Makedon Krallığı’nı sergileyen bu dev heykellerin büyük bölümü de efsane kral Büyük İskender’in.
Elinde kılıç uzatanından küheylana binmişine kadar her figür var.
Gelin görün ki…
Geceleri çok iyi aydınlatıldığı için etkileyici bir görkeme sahip meydan, heykeller ve yapılar gündüz gözüyle makyajları dökülmüş gibi sıradanlaşıyor ve hiç dikkat çekmiyorlar.
Kentin hıristiyan bölümündeki modern yapılar, kafe ve sokak şenlikleri de bu taraftaki farkı anlatıyor.
Bir de…
Üsküp’ün başının üstündeki yüksek tepeye dev bir haç yapıp kentin her yetinden görülebilecek şekilde aydınlatmışlar. Bununla da bir mesaj vermeye çalışıyorlar.
Makedon Ekonomi Bakanı Kuçi’den Paşa Yiğit teşekkürü
Osmanlı daha ilk başkenti Bursa’dayken yüzünü Batı’ya çevirmiş ve İstanbul’dan önce Trakya’yı fethetmiş. Hatta bu nedenle başkentini Bursa’dan Edirne’ye taşımış.
İşte…
Bu süreçte, yani Bursa’nın başkent olduğu dönemde, Yıldırım Bayezid’in komutanı Paşa Yiğit Bey fgidip Üsküp’ü fethetmiş. Ancak ilerleyen yıllar içinde Paşa Yiğit Bey’in kabri ortadan kaybolmuş.
İşte…
Bu kabri Bursa Büyükşehir Belediyesi adeta iğneyle kuyu kazar gibi bulmuş. Hem de, Tito döneminde, 1. Dünya Savaşı’nda evsiz kalanlar için doldurulup üstüne binalar yapılan bölgedeki bir kafeteryanın tuvaletlerinin altında bulmuş.
Bu kabri…
Enka Holding sponsorluğunda, çevresini de satın alıp açarak Bursa Büyükşehir Belediyesi yeniden inşa etti. Açılış törenine Bursa kafilesi de katıldı.
Törenin sürpriziyse, Makedonya Ekonomi Bakanı Driton Kuçi’ydi. Üsküplü olan Kuçi törende Türkçe yaptığı konuşmada şu sözleriyle dikkat çekti:
“Ben Üsküplü’yüm. Fakat Paşa Yiğit Bey gibi değerleri bilmiyordum. Bu değerleri bulup Üsküp’e kazandıran Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye teşekkür ederim.”