Yakından tanıklık ettiğimiz için biliyoruz, zor bir süreç oldu. İnterbank’tan kaynaklanan borç nedeniyle Cavit Çağlar büyük sıkıntı yaşadı, cezaevi gördü.
Yaşamı boyunca tek ilkesi “Bursa’ya daha fazla yatırım, daha çok kişiye ekmek” olan Çağlar yanında çalışan bizlerin motivasyonun yükselten anlayışla mücadelesini tamamladı ve borcun kat kat fazlasını ödeyip TMSF ile helalleşti.
Yine de…
Hakkında spekülasyonlar çıkarmak isteyenlere suskunluğunu da dün Hürriyet gazetesinde yayınlanan röportajıyla bozdu. Hem yaşananları anlattı, hem yeni hedeflerini açıkladı.
Örneğin…
Mudanya Yolu üzerinde, kapatmak zorunda kaldığı iki fabrikasının yerinde gerçekleştirmek istediği en büyük hayalini şu sözlerle dile getirdi:
“Şu anda en büyük hayalim olan üniversite kurma işine odaklandım. Projesini hazırladık, Cumhurbaşkanımıza sunduk. Vakıf kuruluşu için de harekete geçtik.”
Şu bilgileri verdi:
“Bursa’da şehrin merkezinde yer alan iki eski fabrikamızın yeri var. Burası 500-600 bin metrekarelik bir alan. Buraya 25-30 bin öğrenci kapasiteli bir üniversite kuracağız. Büyük bir kompleks olacak.”
Devam etti:
“İçinde İstinye Park gibi bir alışveriş merkezi, hastane ve bir de aşevi kurmak istiyorum. Altında da 10 bin araçlık bir otopark yapacağız. Özellikle Rusça eğitimi konusunda iddialı bir üniversite düşünüyoruz.”
Şunu da ekledi:
“Ayrıca tıp fakültesi, hukuk fakültesi de olacak. En büyük hayalim bu, o nedenle çok heyecanlıyım, bütün tecrübelerimi bu projeye aktaracağım.”
Ardından…
Yaşamının yeni dönemine ilişkin şu düşüncelerini aktardı:
“6 fabrika vardı, birini devrettik, Yeşim Tekstil devam ediyor, diğerlerini kapattık. Yeşim Tekstil’i bilabedel 20 yılda hep yanımda olan, kale gibi arkamda duran ortağım ve kuzenim Şenol Şankaya’ya devrettim.”
Ardından…
Çağlar Grubu kapsamında bundan sonra turizm ve medyada yola devam edeceğini vurgulayıp şunu da katardı:
“Şu anda biri İstanbul’da biri de Bursa’da iki otelimiz var. Şimdilik bunlarla yolumuza devam ediyoruz.”
Röportajda…
Rusya ile uçak krizinin aşılmasındaki rolünü borcunun kapanmasında devletin jesti görenlere de cevap verdi:
“Ne jesti, aksine ben TMSF’ye jest yaptım. Çünkü artık bu meseleyi kapatmak, kurtulmak istiyordum. 317 milyon dolar borcum vardı. 20 senede 3 katından fazla para ödedim.”
Şunun da altını çizdi:
“Rusya meselesine gelince… Bu tarz ilişkileri olan herkes elinden geleni yapar. Benim de durumum bu. Rusya krizini iki liderin sağduyusu ve ülkelerinin geleceğini düşünmeleri çözmüştür.”
Çağlar: Nasıl hafifledim anlatamam
7 Ocak 1999’da isteği üzerine İnterbank’a el koyulduğunu anlatan Cavit Çağlar duygularını Hürriyet gazetesindeki röportajında şöyle aktardı:
“20 yıldır sırtımda 100 kiloluk ağırlıkla geziyordum. Şimdi borçlarımın tamamını ödedim. Nasıl hafifledim, nasıl mutluyum anlatamam, kuşlar gibi özgürüm.”
Hakkında 500 dava açıldığını, hepsinden beraat ettiğini anımsatıp şunu söyledi:
“TMSF Başkanı Muhiddin Gülal’a özellikle teşekkür ediyorum, çok yapıcı. İyi niyete bakıyor, çözüm bulmaya çalışıyor. Bundan önceki yönetimlerle pek uzlaşamadık. Ama yine de TMSF hakkında kötü beyanat vermedim, sabrettim.”
“Cendereden aile birliğimiz çıkardı”
Hürriyet gazetesine verdiği röportajda Cavit Çağlar yaşadığı sıkıntılı yılları anlatırken aile birliğine dikkat çekti:
“Eşim çok müthiş bir insan eve hacizler geldiği zaman daima metanetle durdu. Bir dönem 9.5 ay hapis yattım. Hapse girdiğim gün deniz kenarındaki evimizin perdelerini siyah örtüyle kapatmış ve ben çıkıncaya kadar denize hiç bakmamış.”
Bakışı şu:
“Çocuklarım, ortağım ve dayımın oğlu Şenol Şankaya hep yanımda oldular, moral verdiler. Kale gibi arkamda durdular. Bizi bu cendereden aile birliğimiz çıkardı.”
Onun 48 yıllık ‘belediyecilik’ deneyimi var: Semih Vardarbaş
Gazeteciliğe başladığımız 1977 yılında bilgisayar yoktu, dijital ortamın hayali bile kurulamıyordu. O yıllarda Bursa Belediyesi’nde tüm bilgileri dosyalara konuyor ve bodrumdaki arşivde saklanıyordu.
Örneğin…
Herhangi bir ilgili bilgi gerekiyorsa, memurlar bodruma inip arşivde dosyayı buluyor, sayfalar arasında ya da dev kütüklerde arıyordu.
Buna karşın…
Planlama Müdürü olan Semih Vardarbaş, odasının duvarına astığı Bursa planına bakıp, imar durumunun ne olduğunu şıp diye söylüyordu.
1971 yılında üniversiteyi bitirip başladığı görevinde Semih Vardarbaş’ın işine olan sevgi ve saygısı yanında Bursa bilgisine hep hayranlık duyduk.
12 Eylül döneminde Belediye Başkan Yardımcılığı da üstlenen Vardarbaş, yıllar sonra bu kez siyasi yolla bilgi ve birikimini sunmak üzere Cumhur İttifakı adına AK Parti listesinden Osmangazi Belediye Meclisi’ne aday oldu.
Bize göre…
Siyaset Semih Vardarbaş’ı kazandı. Bursa’nın yeniden planlanacağı bu dönemde O’na çok ihtiyaç olacak.
Mustafakemalpaşa’ya büyük eser bırakıyor
Sadi Kurtulan 2 dönem AK Parti’den seçilip “Hayatımın en büyük onuru” direk tanımladığı Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı olarak görev yaptı.
Kim ne derse desin…
Mustafakemalpaşa’nın çehresini ve kaderini değiştiren işlere imza attı, eserler bırakarak da 31 Mart’ta görevini devredecek.
İşte…
O eserlerden biri bugün açılıyor. Yunus Emre Mahallesi Rüştiye Caddesi’nde yapılan kapalı pazar yeri ve gençlik merkezi otoparkıyla, düğün salonuyla, spor salonuyla, kafeteryasıyla, sanat atölyeleriyle de hizmet verecek.
Sadi Hoca’nın en büyük üzüntüsü ise, ilçe girişindeki spor salonundan tiyatroya kadar her hizmet verecek dev Gençlik Merkezi’ni tamamlayamamak.