Süleyman Demirel bu ülkenin son 50 yılına damgasını vuran ve bu süre içinde en etkili olan çok önemli siyasetçi, çok değerli devlet adamıydı.
Kim ne derse desin, Türkiye’nin imarı onun projeleriyle şahlandı. Baraj ve köprülerle Anadolu’yu ayağa kaldırdı, siyasette efsane oldu.
Şu da bir gerçek ki…
Demirel önceki gece sona eren 91 yıllık yaşamında siyaset alanında en çok demokrasi mücadelesi verdi. Darbeler, muhtıralar gördü, sürgünlere gitti, ama demokrasiden hiç vazgeçmedi, umudunu hiç kesmedi.
6 kez ayrıldığı Başbakanlık makamına 7 kez geri döndü.
Üstelik…
Demokrasi mücadelesini milleti yollara dökmeden yaptı, aksine toplumu sakinleştirerek yol gösterdi.
En önemlisi…
Meydanlardaki rakiplerine hep saygı gösterdi, siyasete uzlaşmayı öğretti, diyalog mimarı oldu. Demokrasinin hafızasıydı.
Hele…
Siyasi krizlerin yaşandığı süreçte Cumhurbaşkanı olarak topluma güvence verdi.
Millet her siyasetçiye “Baba” demez, ama Demirel toplumun baba şefkatiyle sığındığı siyasetçi oldu. Siyaset literatürüne demokrasi, uzlaşma, diyalog mantalitesini gösteren çok önemli deyişler kazandırdı.
Sabah kalkıp da Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in gece vefat ettiğini öğrendiğimizde aklımızdan ilk anda bunlar geçti.
Fakat…
Konu Süleyman Demirel olduğunda akla gelen bir başka isim var: Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar.
Siyaset yaptığı süreçte Demirel’in en yakınındaki kişi olan Çağlar, onu hem en iyi tanıyanlardan, hem de onunla en çok anısı olanlardan biri. Çağlar ailesinin yaşamında Demirel’in yerini bildiğimiz için arayıp başsağlığı diledik.
Daha 5 ay önce annesi Hacer Çağlar’ı toprağa veren Cavit Çağlar duygu doluydu:
Söze…
“Şimdi tam anlamıyla öksüz ve yetim kaldık. Annemiz de, babamız da öldü” diye başladı ve şöyle devam etti:
“9. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız Sayın Süleyman Demirel’in vefatını gece öğrendiğimde vücudumun yarısı gitmiş gibi oldu. Ramazan Bayramı bizim için anasız, babasız geliyor.”
Onu duygulandıran şu:
“13 yaşımda babamı kaybettim. Süleyman Bey bizim babamız gibi oldu. O da bizi evladı kabul etti.”
En yakınında bulunduğu ve siyasi yasakların kalkması için yanında nefer gibi çalıştığı Süleyman Demirel’den öğrendiklerini şöyle sıraladı:
“Barışmayı bilmeyen kavga etmemeli mantalitesini, müzakereciliği ondan öğrendim. En önemlisi, siyaseti ondan öğrendim. Hayatımda çok büyük yeri vardı.”
Şunları da ekledi:
“Dürüstlüğü, hizmeti, affetmeyi, yardımı hep ondan öğrendim. Büyük düşünmeyi de o öğretti.”
İyi bir insan ve mükemmel bir dost olarak tanımladığı Demirel’le ilgili küçük bir sır daha verdi:
“Siyasetteyken her gün sabah 07.00’de evinde kahvaltıyla güne beraber başlar, gece 24.00’e kadar yanında olurdum. Sonrasında da pazartesi günleri hariç hep aradım. Pazartesileri ararsam kızardı.”
Nedenini de söyledi:
“Her pazartesi ‘hayırlı bir hafta’ dilerdi. Onun için kendisi aramak isterdi.”
Siyaset yaptığı dönemde her güne Demirel’in evinde başlayan Çağlar, ayrı kentlerdeyken de Demirel’le görüşmeyi ailesiyle birlikte hep sürdürdü.
Nitekim…
Geçen yıl yaz tatilinde Kıbrıs’taki Artemis Oteli’nde birlikteydiler. O tatilden Nursel ve Cavit Çağlar çiftinin çok güzel anıları ve fotoğrafları kaldı. Çağlar, hastaneye yattığı andan itibaren de Demirel’le ilgili her gelişmeyi en yakından izledi.
HDP hedef büyüttü: Yeni yapıyla en az ana muhalefet!
7 Haziran öncesi seçim süreci HDP’nin barajı geçip geçemeyeceğine odaklandı. Kuşku yok ki, bu da seçim sonuçlarına yönelik en önemli etkenlerden biri oldu.
Araştırmaların baraj sınırında kabul ettiği HDP sandıktan yüzde 13 gibi belki de kendisinin bile beklemediği bir oranla çıktı.
Şimdiyse…
Kendi içinde seçim sonuçlarını değerlendirip analizler yaparken, bir yandan da yeni hedefler doğrultusunda yeni siyasetini belirliyor.
Nitekim…
77 ilden 154 kişinin katıldığı İl Eşbaşkanları toplantısının ana gündemi de bu oldu. Bursa’dan İl Eşbaşkanları olarak Kezban Dumlu ve Yüksel Akgün’ün katıldıkları toplantı dönüşünde Akgün’le sohbet ettik.
Öncelikle…
“MHP seçimde oylarını arttıran parti kabul ediliyor, fakat ilk kez oy kullanan seçmen araştırmasına bakılırsa o da arttıramadı. Onun için, bu seçimin tek kazananı HDP’dir” dedi.
Sonra da…
Artışın nedenlerine yönelik analizlerin yapıldığını ifade etti ve şunu söyledi:
“Seçimde bize bir kredi açıldı. Bunun bilincindeyiz ve gereğini yerine getirmek üzere gerekli adımları atıp hem Meclis grubumuzda, hem de yerelde yeniden yapılanmaya gideceğiz.”
Toplantıya katılan tüm il eşbaşkanlarının mutlu olduğunu kaydeden Akgün yeni hedeflerini de açıkladı:
“Erken seçim mi olur, zamanında mı yapılır bilemiyorum, fakat ilk seçimde hedefimiz en az ana muhalefet olmak. Ona göre çalışıyoruz.”
Bu arada…
HDP Bursa milletvekili adaylarından Nuri Baygındır dün geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Baygındır’ın cenazesi bugün saat 10.00’da Arabayatağı’ndaki Abitler Camii’nden kaldırılacak.
Cevdet Akçakoca tantanacıların elinden nasıl kurtuldu?
Cevdet Akçakoca’yı pek çok kişi İpekiş’ten tanır. Son dönem Bursa’nın önde gelen yeminli mali müşavirleri arasında yer alıyor. Neşeli, sıcakkanlı ve dost canlısı olan Akçakoca bilgi ve birikimini yazarak paylaşıyor.
Fakat…
Hafta başında İstanbul’da başına garip bir olay geldi, Az daha tantanacı adı verilen soyguncuların eline düşüyordu. Yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Harbiye Caddesi’nden Taksim’e doğru bir inşaat perdesinin önünden geçerken önümde iki delikanlı kavga etmeye başladı. Kime saldıracaklar diye çevreme bakarken arkamdan geleni görünce kurbanın kendim olduğunu anladım.”
Kurtuluşu film gibi:
“Anında yumruk ve tekmeyi yapıştırdım, arkamdan gelen de dirseği yedi. Neye uğradıklarını şaşırıp kaçtılar. O kadar gözleri dönmüş ki, gündüz vakti Harbiye’de soyguna kalktılar.”