Aslında… İsrail’le anlaşmaya varılmak üzere olduğu haberleri birkaç gündür konuşuluyordu. Önceki gece sürpriz bir şekilde Rusya konusunda da önemli gelişmeler olduğu yolunda bilgiler ortaya çıktı.

Ardından da…

Türkiye dün sabah saatlerinde Mavi Marmara gemisine saldırı nedeniyle ilişkilerini dondurduğu İsrail’le yeniden anlaşmaya vardığını açıkladı.

Akşam saatlerinde de Suriye’de düşürdüğümüz uçak krizi nedeniyle bir anda koptuğu Rusya ile yeniden uzlaşma zemini buldu.

Kuşku yok ki…

İki anlaşma da Türkiye’nin çıkarları için çok gerekli. Ayrıca, bu anlaşmalar İsrail ve Rusya’nın çıkarları için de çok gerekli.

Haberlere göre…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’e yazdığı mektup ikili ilişkilerdeki buzları eritmiş.

Bu noktada…

Elbette son sözleri liderler söylerler. Fakat liderlerin görüşme ya da yazışma aşamasına gelmelerinin öncesinde arka kapı diplomasisi denilen yöntemler devreye girer.

Yani…

Gelinen noktayı, yazılan bir mektubun hemen kabul edilmesi gibi anlamamak gerekir. O son mektup yazılıncaya kadar adeta oya işler gibi ilmek ilmek örülür konular ve pürüzler tek tek çözülüp temizlenir.

Burada da…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat çözüm sürecini üstlenerek gerekli tüm adımların atılması için inisiyatif aldığını görüyoruz. O inisiyatif de dün itibariyle sonuca ulaşmış görünüyor.

O bakımdan…

İsrail’le sabah, Rusya ile öğleden sonra ilişkilerin normale girmesini sağlayan anlaşma/uzlaşma haberlerinin aynı gün gelmesi çok önemli ve arka kapı diplomasinin başarısı olarak görülmeli.

Dahası…

Türkiye’nin iki büyük krizi diplomatik yolla çözebilme başarımsını gösterdi.

Kaldı ki…

Konuşulanlara bakılırsa, iki büyük krizin çözülmesinin ardından iki sorunun daha ortadan kaldırılması için girişimler yapılıyor.

Yeni hedefte, ihtilal nedeniyle aramızın açıldığı Mısır ve komşumuz Suriye ile de görüşme zemini için girişimler var.

Bunları hepsini bir araya getirdiğimizde, ortaya çıkan tablonun adına diplomatik zafer deniyor.

Bir şey daha…

İsrail ve Rusya ile sağlanan anlaşma/uzlaşma sonrası Mısır ve Suriye düğümlerinin çözülmesi için harekete geçilmesi, Türk dış politikasında önemli bir değişim olarak da algılanmalı.

Anlaşılan o ki, sorun temizleme dönemine girildi. Buradaki adres de, Binali Yıldırım’dan önceki dönemi işaret ediyor.

 

Gülten Kapıcıoğlu Ankara’ya çağırıldı

 

Açıkçası… AK Parti’de ilk kez bir sürecin bu kadar ağır işlediğini görüyoruz. İl Kadın Kolları Başkanı Nihal Gökten’in ayrılmasından sonra kimin başkan olacağına bir türlü karar verilemedi.

Önce…

9 Haziran’da Ankara’ya 4 kişilik bir grup davet edildi. AK Parti Kadın Kolları Genel Merkezi’ndeki görüşmelerden sonra iki ayrı grup daha davet edildi.

Sonunda Genel Merkez kararını verdi ve Gülten Kapıcıoğlu’nu görevlendirmek üzere bugün Ankara’ya ikinci kez davet etti.

Sedat Yalçın döneminde İl Başkan Yardımcısı olarak görev yapan ve Karacabey Belediye Meclisi Üyesi olan Kapıcıoğlu davet edilen ilk grupta da yer alıyordu.

 

MHP’de kurultay yok, kongreler ekim ayında başlıyor

 

Merak ettiğimiz noktayı bu sütunlarda paylaştık… 19 Haziran’da mahkeme kararıyla toplanan kurultayda 10 Temmuz’da seçimli kurultay kararı alındı. Çoğunluk sağlanamazsa da 17 Temmuz için karar alındı.

MHP Genel Merkezi de 10 Temmuz’da seçimli kurultay kararını aldı, hatta çoğunluk sağlanamazsa 11 Temmuz’da kurultay yapmak üzere başvurdu.

Seçim Kurulu’nun hangi çağrıyı kabul edeceğini merak ederken dün bambaşka bir haber patladı.

Habere göre…

19 Haziran kurultayında, “kongrenin yapıldığı adresten, üçte iki çoğunluğun sağlanamamasına, kongreyi Genel Başkan’ın açmamasından günde yasa dışı madde eklenmesine” kadar bir dizi itirazı değerlendiren Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi başvuruyu yerinde buldu ve telafisi mümkün olmayan sonuçlar oluşmaması için 10 Temmuz kurultayıyla ilgili tedbir kararı verdi.

Bunun üzerine…

Çankaya İlçe Seçim Kurulu da, “Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi karar verene kadar kurultayın yapılamayacağına” karar verdi.

Gerçi…

Seçim Kurulu kararında Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz yolunun açık olduğu vurgulandığı için henüz hukuki süreçler tükenmedi, ama dünkü kararlar MHP’nin gündeminden 10 Temmuz’da kurultay çıktı.

Bu durumu…

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman yorumlarken, “Aynen söylediğim ve köşenizde yer verdiğiniz gibi oldu” diyerek söze başladı ve şunu söyledi:

“Başından beri hep olmazı zorlayan, farklı hesaba yönelik gayreti gözlemliyoruz. Burada iyi niyet yok. Eğer gerçekten amaçları önce tüzük değişikliği sonra seçimli kurultay olsa hukuka uygun hareket edilir, Genel Başkan’ın iyi niyeti göz ardı edilmezdi.”

Şunu vurguladı:

“Sayın Genel Başkanımız başından beri büyük bir titizlik içinde, siyasete örnek olacak olgunluk ve sabırla süreci götürmeye gayret etti.”

Son durumu şöyle açıkladı:

“Gelinen noktada görülen ve anlaşılan o ki, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı belli olmadan bu sürecin devam etmesi mümkün değil.”

Yani tarih işaret etti:

“Bizim olağan kongre takvimi içien aldığımız karar yürürlükte. 2016 Ekim ayından itibaren ilçe kongrelerimiz başlayacak.”

 

Değişimciler şaşkın, itiraz edecekler

 

MHP Genel Merkezi gelişmelerden memnun, fakat değişim isteğiyle 19 Haziran kurultaylını yapanlar şaşkın.

Nitekim…

çağrı Heyeti Üyesi olarak 19 Haziran kurultayına çağrı yapan 3 kişiden biri olan Mehmet bilgiç dün şunu söyledi:

“Hazirun listemizde 752 delege imzası vardı. Bize göre yeterli sayı. Ama 800’ü geçmemiz gerektiğini söylüyorlar. Eğer öyleyse geçemedik.”

19 Haziran’da kongre divan heyeti oluşmasıyla görevlerinin sona erdiğini anımsatan Bilgiç, dün verilen kararlara da Kongre Divanı’nın hem YSK hem mahkeme düzeyinde itiraz edeceğini söyledi.