Yıllarca… Her 24 Nisan yaklaştığında gözümüzü ve kulaklarımızı Amerika başta olmak üzere Avrupa liderlerinin yapacakları açıklamalara çevirdik. Ermeni Tehciri’nin yıldönümün açıklamalarında soykırım denmemesi için çaba gösterdik, özel eylemler planladık.
Fakat…
1915 olayının 100. yıldönümünde beklenmedik çıkış Papa’dan geldi. Soykırımı açıkça ilan eden Papa’ya daha sonra Avrupa Parlamentosu kararı eklendi.
Peki, bu gelişmeler ne anlama geliyor?
Soruyu…
Uzun yıllar Dış Türkler Başkan Yardımcısı olarak Avrupa’da yaşayan Türklerin sorunlarıyla ilgilenip organize olmalarını sağlayan, bugün de AK Parti Bursa Milletvekili Adayı olan Gürsel Dönmez’e sorduk.
O da…
Olay Televizyonu’nda cuma akşamı konuk ettiğimiz Her Açıdan programında “tarihsel simetriye” dikkat çekerek söze başladı:
“1878-1915 arasında Ermeni sorunu yaşadık. 100 yıl sonraya gelelim… 1978’le bugün, yani 2015 arasında Kürt sorunu ortaya çıktı.”
Şunu özellikle vurguladı:
“Bu iki sorunun evreleri, muhtevası, arka planı, ön planı, görüneni, görünmeyeniyle benzerlikler var. Ermeni meselesinde yaşadığımız evreler ve şablon 100 yıl sonra bugün tekrar uygulanmak istendi.”
Ardından…
“Bunu yapmak isteyen odakların unuttuğu bir şey var” deyip şuna dikkat çekti:
“Ermenilerle, bin yıllık komşularımızla sorun içine düşmemiz biraz kolay olmuş. Bunu biraz da dönemin şartları zorlamış. Sarıkamış, Balkan savaşı, Çanakkale hep arka arkaya aynı süreçte olmuş.”
Şöyle devam etti:
“Herkes size tekme vurmak istemiş. İçerideyse Ermeni vatandaşlar arasında huzursuzluk had safhaya çıkmış.”
Şunun altını çizdi:
“Bu gibi ortamlarda yapılacak en iyi iş, kavga eden tarafları ayırıp birbirinden uzaklaştırmaktır. Osmanlı da bunu yapmak istemiş. Tehcir bu. Fakat yolculukta geniş çaplı ölümler olmuş.”
Bugüne geldi:
“Aynı şablonu 1978-2015 arasında Kürt kardeşlerimiz üzerinden uygulamak istediler. Ama unuttukları bir şey var. Kürtler Müslüman. Üstelik Batı’da yaşayan bizlere nazaran daha dindarlar.”
Şuna da işaret etti:
“Belki boğaz boğaza gelip kavga ederiz, ama günün sonunda barışmak zorundayız. Çünkü kader bizi bir potada eritmiş.”
Yorumu şu:
“O projeler tutmadı. Bugün Ermeni kartıyla bizi sıkıştırmak istiyorlar. Biz eninde sonunda kendi iç dirliğimizi sağlayacağız.”
İktidar değişikliği mi isteniyor?
Ermeni sorunu konusunda akademisyen olarak araştırmaları bulunan AK Parti Bursa Milletvekili Adayı Gürsel Dönmez’le konuşmamızda, Batı’da bir anda ortaya çıkan Ermeni soykırımı desteği ile ilgili spekülasyonları anımsattık.
Özellikle de…
Bazı Batı ülkeleriyle Amerika’nın Türkiye’de iktidar değişikliği için harekete geçtiğine dair yorumları anımsattık.
Şu cevabı verdi:
“Ola ki, Türkiye’de bir iktidar değişikliği oldu… Emin olun Batı’da belli başlı mahfiller 40 gün, 40 gece düğün yaparlar.”
Türkiye’ye düşen: Sabırla anlatmak
Gürsel Dönmez, hem akademik anlamda Ermeni konusunun uzmanı olarak, hem Avrupa’yı iyi bilen bürokrat olarak ne yapmamız gerektiğini” de söyledi:
“Sabretmeyi bilenler muktedir olurlar. Biz de sabırla, bıkmadan ve usanmadan Batılılara bunu anlatacağız.”
Ardından, “Ne zaman etkileriz?” sorusunun cevabını verdi:
“Türkiye kendi kendisine yeten, kararlarını alan ülke olduğunda, daha ileri adımlar atmaya başladığında sözümüzün ağırlığı da o oranda artacak.”
Arınç’ın yatırım raporu ve dinlerken canlanan yatırım anıları
Cuma günü… Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, 2011 Nisan ayında, AK Parti Bursa Milletvekili Adayı olarak açıkladığı Bursa yatırımları ile ilgili son durum raporunu dinlerken geçmişe yolculuk yaptık.
Daha açık söylemek gerekirse…
Hafta içinde kaybettiğimiz rahmetli Erdal Çolak’la birlikte Vilayet Muhabirliği yaptığımız dönem gözümüzde canlandı.
Bizim Vilayet Muhabirliği günlerimiz Bursa’da 9 yıl valilik yaparak rekoru elinde bulunduran Zekai Gümüşdiş’in dönemine rastladığı için şanslıydık.
Rahmetli Erdal o dönem Anadolu Ajasi Bölge Müdürlüğü’nde, biz de siyah-beyaz yayınlanan Doğru Hakimiyet Gazetesi’nde çalışıyorduk.
İkimizin de yatırımlar konusuyla çok ilgiliydik. Vali Gümüşdiş de aynı konuda duyarlılık gösteriyordu ve her bilgiyi hazine gibi görüyorduk.
Vali Bey de bunu biliyordu ve bazen çevresine belli etme gereği duyuyordu.
Örneğin…
Kendisi için yatırımlar kitapçığı hazırlatmış ve bundan birer tane de bize vermişti. Bazen, kalabalığın arasında “Çocuklar, hani D19 vardı ya, tamam” der yürüyüp giderdi.
Çevredekiler mesajı anlamazlardı, ama biz hemen siyah ciltli kitapçığı çıkarıp D19’un ne olduğunu bulurduk. Diyelim ki bir sulama projesi, önce sorunu gösteren not bölümüne bakardık “tamam” dediğine göre o ödeneğin geldiğini anlar, ertesi gün de “Filanca sulama projesi için şu kadar ödenek geldi” diye haber yapardık.
Şifreyi çözemeyenler Vali Bey’in özel bilgi verdiğini düşünüp, sitem ederdi.
Zekai Gümüşdiş valiliği döneminde yatırımlar konusunda gerçekten çok duyarlıydı ve her aşamayı yakından takip ederdi. Bu amaçla da yılda iki kez İl Koordinasyon Kurulu toplantısı yapar, tüm daire müdürlerini tek tek dinlerdi.
Bir gün…
Orhaneli Termik Santral inşaatının devam ettiği süreçte yeni müdür atanmıştı. Söz sırası geldiğinde “Efendim göreve başlayalı 2 ay oldu, onun için hazırlanamadım” gibi bir ifade kullandı.
Vali atandığı inşaatın durumunu 2 ayda öğrenemediğine söyleyen müdüre tepki gösterdi. Eleştirirken gözü bir anda Erdal’la oturduğumuz bölüme kaydı.
“Bak gazetecilere sorsam onlar bilir” dedi ve “Öyle değil mi Erdal?” diyerek rahmetliyi seçti.
Erdal Çolak ayağa kalktı ve Orhaneli Termik Santralı’nı sanki o yönetmiş gibi tüm aşamalara dair teknik bilgileri hiç takılmadan takır takır saydı.
Yani, yatırım vaatleri ve programlarını da, takibi de önemli. Arınç bazen özeleştiri yaparak takip ettiğini gösterdi.