Açıkçası… Bugüne kadar bir işçi sendikası kongresi görmedik. Karşılamasıyla, salon düzeniyle, delegesiyle ve coşkusuyla bambaşka bir kongre oldu.
Farkı…
Daha fuayedeki karşılamayla kendini gösterdi. Dev tablo içinde konukları karşılayan kadın ve klasik müzik çalan yaylı sazlar iyi düşünülmüştü.
Salonda…
Fabrikadaki işçi kızlar ve erkekler giyimleriyle baloya gelmiş gibiydiler. Yüzü gülen delegenin coşkusu ve mutluluğu tezahüratlarla gümbür gümbür yansıdı.
Kısacası…
Türkiye’nin ilk kadın sendika başkanı Selda Tekman farkını yansıttı. Gördük ki, kadın eli değince sendika kongresi emekçinin düğününe dönüşebiliyor.
İşte…
Böyle bir ambiyansta Türk Metal Sendikası Genel Başkan Pevrul Kavlak da sendika lideri olarak farkını gösteren coşkulu bir konuşma yaptı.
“Daha tezgahın kulpundan tuttuğum ilk gün, bu işi kafama koymuştum” diye başladı ve ilkeleriyle devam etti:
“Yalnız yürümek yerine, tüm emekçilerle birlikte yürümeyi tercih ettim. Tek başıma kazanmak yerine tüm emekçilerle birlikte kazanmayı tercih ettim. Haksızlıklarla, sömürüyle tek başıma mücadele edemeyeceğim için, birlik olmayı, örgütlü olmayı tercih ettim.”
Sonra…
Sendikal yaşama farklılık getirdiği yeni nesil sendikacılık anlayışını özetledi:
“Türk Metal klasik bir sendika değildir. İlklerin, yeniliklerin sendikasıyız. İş örgütlenmeye gelince kimse elimizden kurtulamaz. İş toplu sözleşmeye gelince hakkımızı almadan o masadan bizi kimse kaldıramaz. İş direnmeye gelince de kimse sırtımızı yere getiremez.”
Yeni hedeflerin işaretini verdi:
“Bunlar bize yetmez. Biz, klasik olanla yetinemeyiz. Hayatın, yenilendikçe yaşamaya değer olduğuna inanırız. Yani değişimden ve yeniliklerden korkmayız. Sosyal sendikacılık anlayışımız işte bu düşüncenin ürünü.”
Bir kez daha anladık…
Sendikacılık ilkesiyle, hedefiyle, üretimden gelen gücüyle, yöntemleri ve söylemleriyle gerçekten değişiyor.
O değişim Türk Metal Bursa Şubesi kongresine de yansıdı.
Alinur Aktaş: Türk Metal’in birliği
Kongrede… Delegelerin coşkusu ve sendikadan memnuniyeti siz alan konuşmacıların da gündemindeydi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş gördüğü tabloyu şöyle tanımladı:
“Salona girerken canlılığı görünce ‘Çift liste mi var?” diye sordum. Türk Metal’in birliği dediler. Bu birliği ve coşkuyu ülke sathına yayarsak her şey çok farklı olur.”
İlk kadın sendika başkanı Selda Tekman: Bu yeni açılımın başlangıcı
Kongre için… Podyum Davet salonunu seçen Türk Metal Bursa Şubesi Başkanı Selda Tekman başlı başına Genel Başkan Pevrul Kavlak’ın ifade ettiği yeniliği temsil ediyor.
Türkiye’nin metal iş kolundaki ilk kadın sendika başkanı olarak sergilediği farklılığı mesajıyla da destekledi.
Dedi ki:
“Sözlerim, Türk Metal’e üye 25 bin kadın emekçinin de sözleri. Burada hissettiğim gurur, duyduğum heyecan yalnızca bana ait değil.”
Kadın emekçileri unutmadı:
“Onlar; çeliği nakış gibi işleyen, direncin sembolü haline gelmiş, yeri geldiğinde acıyı bal eyleyen, yeri geldiğinde, bir savaşı kazanan son mermiyi sırtlayan, yeri geldiğinde hayatı bir güneş gibi ısıtan örgütlü emekçi kadınların da gururu ve heyecanıdır.”
Tarihe not düştü:
“Türk Metal Sendikası’nın bir şube genel kurulunda, Şube Başkanı sıfatıyla ilk kez bir kadın konuşuyor. Bunun, yeni açılımın başlangıcı olduğunun hepimiz farkındayız.”
Konukların mesajlarında farklılık vardı
Katılımın da, coşkunun da yüksek olduğu Türk Metal Bursa Şubesi kongresinde konuklar da farklılığa dikkat çektiler.
Örneğin…
AK Parti Bursa milletvekillerinden Ahmet Kılıç, istihdam artışı ve “Türk Metal ayrıcalığına” dikkat çekti. Emine Yavuz Gözgeç ise, “Kadın Kolları Başkanlığından gelen milletvekili olarak kadın şube başkanıyla gurur duyduğunu” ifade etti.
Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem selamlama yaparken, İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu da, “Genel Başkanı kadın olan partiyiz” dedi.
Gazeteci Vedat Yücebaş’tan zulmü anlatan tarihe tanıklık kitabı: Sopot
Yıllarca… Anadolu Ajansı ve Hürriyet Bursa’da haber peşinde koştu. Başarılı haberler ve köşe yazılarına imza atan meslektaşımız Vedat Yücebaş bu kez yaşanmış dramları anlattığı kitabıyla ziyaretimize geldi.
Çünkü…
Sopot-Kurşun Erkek İçindir adını verdiği kitabı, 1944 yılında ailesinin yaşadığı Makedonya’da dedesi Seydi ve amcası Hüseyin Seydiu’nun başlarından geçenleri anlatırken göç etmiş ailelerin dramını da yansıtıyor.
Dahası…
Dönemin Makedonya’sındaki zulüm, gözyaşı ve eziyeti tarihe tanıklık olarak kayıt altına alan, Türkçe-Arnavutça çift yönlü basılı Sopot’un yayın koordinatörlüğünü ise bir başka başarılı meslektaşımız Sibel Bağcı Uzun yaptı, Bursa’nın yayınevi Majör’den yayınlandı.
Dahası…
Toplumsal eksikliğimiz aile günlüklerini tarih arşivine kazandırmada örnek özelliği taşıyor.
Vedat’ı candan kutluyor ve devamını diliyoruz.
Dostları unutmadı: Abdi Gazioğlu’na Mektuplar
Özkan İrman sanayici ve yazar olarak üretmeye devam ediyor. Ürettiklerini de, Bursalı yazarlara destek olmak için kurduğu Majör Yayınevi’nden yayınlıyor.
25. kitabı Süs de meslektaşımız Sibel Bağcı Uzun editörlüğünde çıktı.
Kitap…
4 yıl önce dağdaki bahçe evinde çıkan yangında kaybettiğimiz ve Bursa’nın unutamadığı Dr. Abdi Gazioğlu’na ailesiyle dostlarının yazdıkları mektuplardan oluşuyor.
Sayfaları karıştırırken çok duygulandık.