Ankara’nın havası sürekli değişiyor. Geçen hafta başka beklentiler vardı, hafta sonu başka seçenekler ortaya çıktı. Koalisyon arayışlarında AK Parti-MHP beklentisi yayıldı.
Biz de…
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’u arayıp “MHP koalisyona giriyor mu?” diye sorduk.
O da önce süreci anımsattı:
“Ortada henüz bir şey yok, çünkü daha Meclis açılmadı. Meclis açılsın, milletvekilleri yeminlerini etsinler, TBMM Başkanı seçilsin… Bunlar olduktan sonra Sayın Cumhurbaşkanı en çok milletvekili çıkaran parti olması hasebiyle AKP’yi yeni hükümeti kurmakla görevlendirecek.”
Gündemi işaret etti:
“Daha görevlendirme yapılmadan sosyal medyada, gazete köşelerinde, televizyonlarda değişik hükümet senaryoları yazılıp çiziliyor. Bakanlıklara varıncaya kadar isimlendirmeler yapılıyor.”
Şu tanımı yaptı:
“Detaylı asparagas haberleri.”
Muhtemelen bu hafta konunun şekillenebileceğini kaydedip MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçim gecesi açıklamasını anımsattı:
“En uygunu AKP-HDP koalisyonu. Bize göre yıkım olan çözüm dedikleri süreci tamamlarlar. Olmuyorsa AKP-CHP olabilir. “
Şu tespiti paylaştı:
“13 yıllık AKP iktidarında toplum kutuplaştırıldı, kamplara ayrıldı. Yeniden normalleşme için ana muhalefetle 13 yıllık iktidarın büyük koalisyon yapmalarında yarar var.”
Peki…
MHP ne yapacak,? Büyükataman soruya cevap verirken, “Bir görüşme tabii ki mümkün. Biz hassasiyetlerimizi çok açık ortaya koyduk” dedi ve ekledi:
“Genel Başkanımız dillendirdi… Sayın Cumhurbaşkanı’nın Anayasal çerçeveye geri dönmesi lazım. Yolsuzlukların üzerine gidilmesi ve çözüm sürecinden vazgeçilmesi lazım.”
Araya girip…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “nerede oturacağına kendisinin karar vereceği” anlamına gelen ve “anayasa dışına çıkmadığı” açıklamasını anımsattık.
O da şunu söyledi:
“Kendisi bilir… Yetkilerimi biliyorum diyerek Anayasa’yı ihlale devam edecekse, normalleşme hayal olur. Bedeli de Erdoğan’a ağır olur.”
Şu sözleri önemli:
“Devlette inatlaşma olmaz. Türkiye demokratik laik sosyal hukuk devleti. Anayasa yürürlükte olduğuna göre Cumhurbaşkanı da buna göre vaziyet alması, hizayı buradan alması gerekir.”
Sonrasını da söyledi:
“Bunlar olmadığı takdirde sonu kargaşa olur, kaos olur, yeni kriz olur. Türkiye’nin de buna tahammülü yok.”
Son sözü şu oldu:
“İçerideki ve bölgemizdeki gelişmeler bir an önce normalleştiren, kucaklayan koalisyon kurulması gerektiğini gösteriyor. En doğrusu da AKP-CHP koalisyonu olur. Mantıklısı bu.”
Ankara’da 2 farklı koalisyon gündemi
Ankara kulislerinde iki farklı gündem var. Gündemlerden resmi olanı bugün TBMM’nin açılması ve milletvekillerinin yemin etmeleriyle başlayacak.
Yemin töreninin ardından DA TBMM Başkanı seçimi var. Böylece, hükümet kurulması için Anayasa’nın öngördüğü 45 gün süreyi başlatacak.
Resmi olmayan gündemdeyse, partilerin diyalog komisyonları tarafından iyi niyet çerçevesinde sürdürülen ve zaman zaman pazarlık havasına bürünen görüşmeler var.
Fakat, resmi gündem bugünden itibaren öne geçecek.
MHP’de üzüntülü hafta sonu
MHP İl teşkilatı hafta sonu önce, İl Başkan Yardımcısı Mustafa Genç’in vefat haberiyle sarsıldı.
10 gün önce Eğitim Mahnallesi’ndeki evinin bahçesinde dut toplarken ağaçtan düşen Genç vücudundaki kırıklar nedeniyle tedavi görüyordu. Fakat yemek yerken öksürükten boğulup yaşamını yitirdi.
Pazar günü Genç’i toprağa veren MHP’liler iftar saati de, milletvekili adayı ve İnegöl eski ilçe başkanı Fikret Fidan’ın kalp krizi geçirdiğini öğrendiler.
Yüksek İhtisas Hastanesi’nde stent takılan Fidan’ın sağlık durumu iyi.
En farklı seçim yorumu: Meclis’in yüzde 47’si AK Parti!
Koalisyon arayışlarında dikkat çeken bir durum var. Bazı çevreler; AK Parti’nin seçimde yüzde 41 ol alıp Meclis’teki çoğunluğu kaybettiğini anımsatıp, koalisyon hükümetini AK Parti dışındaki yüzde 60’lık kitlenin kurması gerektiğini savunuyorlar.
Buna karşın…
Seçim sonuçları ve parlamentoya yansımasına yönelik bugüne kadarki en çarpıcı değerlendirme AK Parti Bursa eski Milletvekili Sedat Kızılcıklı’dan geldi.
Daha doğrusu…
Mesleği mali müşavirlik olduğu için Kızılcıklı farklı bir hesaplama yaptı:
“Seçimde oyların yüzde 41’ini alan AK Parti’nin Meclis’te 258 milletvekili var. Böylece, Meclis’in yüzde 46.9’unu, yani yüzde 47’sini oluşturuyor.”
Diğer partilerin hesabını da yaptı:
“CHP 132 milletvekiliyle Meclis’in yüzde 24’ünü, MHP ve HDP de 80’er milletvekiliyle yüzde 14.5’erlik bölümlerini oluşturuyorlar.”
Şuna dikkat çekti:
“CHP, MHP ve HDP toplamı yüzde 53 yapıyor. Fakat 3 partinin bir araya gelmesiyle bu rakama ulaşılıyor. Oysa AK Parti tek başına yüzde 47.”
Şunu ekledi:
“Yani, sandıkta alınan yüzde 41’i dışarıda bıraktığınız zaman Meclis’teki temsil hakkının da yüzde 47’si dışarıda kalıyor.”
Düşüncesi şu:
“Yüzde 47’nin dışarıda kalması da demokrasi açısından başka sorunlara yol açar. Onun için parlamentonun yüzde 47’sini oluşturan bir partiyi nasıl dışlayabilirsin?”
Tahmini ise şu:
“Bana göre muhalefet AK Parti’siz koalisyon olamayacağını gördü. Onun için önce olmazı gösteriyorlar. Üç benzemez üzerinden konuşuyorlar.”
Beklentisi ise şu:
“Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından anladığım kadarıyla, artık mazeretleri kalmadı. Denedik olmadı diyecekler. O nedenle AK Parti ile koalisyon görüşmeleri yakında daha olumlu başlar.”
Adını da söyledi:
“Bana göre 3 seçenek kaldı. Ya AK Parti-CHP, ya AK Parti-MHP, ya da erken seçim.”