Açıkçası… Meclis’te son 1 yılda milletvekillerinin yaşadıkları cumhuriyet tarihi boyunca görülmedi. O bakımdan, 25. ve 26. dönem milletvekilleri çok özel şeyler yaşadı.

Bir kere…

7 Haziran 2015’te yapılan seçimlerle oluşan 25. Dönem milletvekilleri bu unvanı yalnızca 5 ay taşıyabildiler. Bu sürede, Meclis 2 oturum dışında toplanamadı ve yasama çalışması yapamadı.

Ardından…

1 Kasım 2015 seçimleriyle oluşan 26. Dönem milletvekilleri ise hiç ara vermeden çalıştı. Meclis hiç kapanmazken, bu dönem yaşananlar demokrasi tarihine geçti.

Örneğin…

Bu dönem milletvekilleri darbe girişimine tanıklık ettiler ve ilk kez ülke genelinde olağanüstü hal ilan eden karara imza attılar.

En kötüsü…

Bu dönem Meclis’in bombalanmasıyla cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşadılar.

Yine…

Milletvekilleri bu dönem ilk kez Güneydoğu’da bölücü kalkışma girişimine tanıklık ettiler. Uluslararası alanda Rusya, İsrail, Suriye krizlerini gördüler.

Paketlerle gelen yasa teklifleri, onlarca gensoru ve soruşturma önergesi de Meclis’in çalışma temposunu hiç düşürmeden çalışmasını sağladı.

Tabloyu…

CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil’le konuşurken, o da yaşadıkları tempoya dikkat çekti:

“25. Dönem hiç açılamayan Meclis 26. Dönem’de hiç kapanmadan çalışıyor. Böylesine yoğun çalışma temposu Meclis’te bugüne kadar hiç görülmedi.”

Şunu özellikle vurguladı:

“Şu son 1 yıl içinde o kadar çok şey gördük ki, artık biri çıkıp ‘Uzaylılar geldi’ dese inanın hiç şaşırmam. Zaten bir tek o kaldı.”

Ardından…

15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında bombalanan Meclis’teki dehşeti anlattı:

“TBMM’de muhalefet kulisinden çıkılan bir bahçe var. Milletvekilleri oturum aralarında burada çay ve kahve içerler. Ben de sık sık bu bahçeyi kullananlardan biriyim.”

Atlatılan tehlikeyi açıkladı:

“Benim hep oturduğum yerde artık kocaman bir çukur var. Bomba buraya düşmüş. Arkadaşlar Meclis bahçesindeki bu çukura Demokrasi Çukuru adını verdiler.”

Dinlerken şunu düşündük:

Savaş sahnelerini aratmayacak gaddarlıkla bombalanan Meclis’te o gece milletvekilleri genel kurul oturumunu açık tutarak demokrasiye sahip çıktılar.

Dünyanın en büyük üniformalı terör saldırısı sırasında kendi askerinin kullandığı uçaklardan atılan bombalarla Meclis’in harabeye döndüğü ve bahçede koca bir çukurun açıldığı sırada milletvekilleri iyi ki bahçede değildiler.

Gerçekten o gece ülkeyi de, milleti de, vekillerini de Allah korudu.

 

Dursun Çiçek CHP’ye darbeyi anlatacak

 

CHP İl Başkanı Şadi Özdemir yeniden düzenlenen İl Başkanlığı’ndaki 120 kişilik salonda Salı Söyleşileri adıyla bir çeşit genel eğitim tarzında parti içi bilgilendirme etkinliği düzenledi.

Her ayın 2. ve 4. salı günleri için planlanan söyleşilerin ilkine Çankaya eski Belediye Başkanı Bülent Tanık katıldı. 26 Temmuz Salı, yani yarın akşamki ikinci söyleşinin konuğu ise Ergenekon soruşturması kapsamında ıslak imzalı belge iddialarıyla gündeme gelip tutuklanan CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek olacak.

Çiçek yarın akşam “Demokrasinin önündeki engel: Askeri darbeler” konusunu anlatacak.

 

Darbe görmüş Ecevit’in partisinden demokrasi mesajı

 

15 Temmuz darbe girişimi gecesi her siyasi görüş ve parti darbeye karşı demokrasi birliği için sokaktaydı. O geceyi Bursa sokaklarında ve meydanda demokrasi dayanışması ile yaşayanlardan biri de DSP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özbilge’ydi.

Sohbet ederken…

Daha baştan “Demokrasi vazgeçilmezimiz. Hiçbir gerekçe darbeyi haklı kılamaz. Demokrasinin temeli seçimle gelen seçimle gider” diye tavrını çok açık bir şekilde koyduktan sonra şunu söyledi:

“Siyasi tarihimizde demokrasi uğruna darbelerle bir ömür mücadele etmiş tek bir lider var. O da Sayın Bülent Ecevit’tir.”

Ardından…

“Ülkemiz siyaseti tıkanmışlık döneminin tam ortasında” dedi ve yakın geçmişi anımsattı:

“Ecevit gibi milliyetçi, demokrat bir devlet adamının ülke yönetiminden uzaklaştırılması ile başlayan süreç yasama, yürütme, yargı, üniversite, medya gibi kurumlarda devam etti ve dört bir yanımız adeta kuşatıldı. Bölücü ve ekonomik terör ülkemiz üzerine bir kabus gibi çöktü.”

Bu noktada…

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın 2 hafta önce tüm milletvekillerine mektup gönderdiğine işaret edip mesajını verdi:

“Bu gidişatı durdurabilecek tek yer TBMM, tek parti de DSPdir. Farklılıklarımızın ayrıştıran değil , birleştiren kültürel bir zenginlik olduğunun farkına varmak, laikliğin ülkemizin aşil topuğu olduğunu unutmamak zorundayız.”

 

Kendini yenileyen BDK, yerelden genele sahaya çıkıyor

 

2009 yılında 40 üyeyle kurulduğunda, düzenlenen konferanslarla hızlı bir başlangıç yapan Bursa Düşünce Kulübü bir süredir tempo düşürmüştü. 22 Haziran’daki genel kurulunda kendini yenileyen BDK bu kez yerelden genele güncel konularla vites büyütüp yeniden sahaya çıkıyor.

Nitekim…

BDK Başkanı Ercan Yakut önümüzdeki döneme ilişkin hazırlıklarını anlatırken, yalnızca tartışan bir sivil toplum örgütü olmaktan çıkıp öneren bir yapı olmayı hedeflediklerini ve Mustafakemalpaşa ile 4 dağ ilçesi dışındaki ilçelerde şubeler oluşturduklarını söyledi.

söyledi.

Başkan Yardımcısı Orhan Kadiroğlu, yönetim kurulu üyeleri Mehmet Şah Sevinç, Beyhan Yıldırım, İlyas Bacak ve yedek yönetim kurulu üyesi Birsen Eker’le birlikte ziyaretimize geldi.

Heyette..

Yeni döneme ilişkin projeleri gösteren Sağlık ve Turizm Komisyonu Başkanı İlyas Kavçan, Avrupa Birliği Stratejileri Geliştirme Komisyonu Başkan Yardımcısı Orhan Aslan da vardı.

Dahası….

Başkan Yardımcısı Kadiroğlu aynı zamanda Bursa’nın güncel konusu olan kentsel dönüşüm politikaları ile ilgili başlattıkları çalışmalar hakkında bilgilendirme yaptı.

BDK’nın gündemindeki öncelikli konulardan biri de yeni anayasa olacak.