İstanbul’dan başlayıp Bursa’dan geçerek İzmir’e ulaşacak olan ve son dönemin en büyük ulaşım projesi kabul edilen Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu’nu kentleri birleştiren yol olarak kalmayacak, batıdaki iki bölgeyi birleştirecek.
Ülke nüfusunun büyük bölümünün yaşadığı bu iki bölge sanayi ve tarımsal üretim, ticaret, eğitim, kültürel ve sosyal etkinliklerin de merkezi.
O bakımdan…
Yalnızca bir yol olmayacak, ülkenin batısını birleştiren hat olacak.
Ne var ki…
Bittiğinde çok büyük misyon üstlenecek otoyol projesi inşaat aşamasında bazı sıkıntılar yaşıyor. Bunların bir kısmı önceden öngörülemeyen teknik sorunlar.
Örneğin…
Orhangazi’deki Samanlı Tüneli ile dağı aşan otoyolun Dürdane’nin arka tarafındaki Melikgazi Tüneli’nde önceden öngörülemeyen kötü zemin ve heyelan nedeniyle takılması bu sorunlar arasında yer alıyor.
Ancak…
Uygulamayla ilgili başlangıçta etraflıca düşünülmemiş işler ortaya çıktı.
Örneğin…
Güzergâhın neredeyse tamamı kamulaştırma yoluyla elde edilirken Karacabey’deki 70-80 kilometrelik bölümün arazi toplulaştırması yoluyla elde edilmek istenmesinin nedeni henüz anlaşılabilmiş değil.
Doğal olarak…
Köylüler verimli arazilerini nereden verileceği ve hangi özelliklere sahip olacağı bilinmeyen toprak için terk etmek istemiyorlar. Onun için de Bursa Çevre Yolu’nun İzmir çıkışına kadar projelenen otoyol Karacabey’de durdu.
Aslında…
Arazi toplulaştırması çok da kötü bir uygulama değil. Pek çok ülkede de farklı yerlerdeki toprakları bir araya getirip çiftçiye tek parçada daha büyük alan oluşturmayı hedefliyor.
Ne var ki…
Toplulaştırma uygulaması otoyol için yapıldığında hem amaca ulaşmıyor, hem de arkasında başka amaçların arandığı kuşku ortamına yol açıyor.
O bakımdan…
Tarım Bakanlığı’na bağlı Toprak Reformları Genel Müdürlüğü’nün yaptığı arazi toplulaştırması planları bölgedeki çiftçiler tarafından yargıya taşındı.
Burada dikkat çeken nokta şu:
Çiftçilerin yargıya yaptıkları başvurularda hedef otoyol değil, onlar mağdur olacaklarını düşündükleri toplulaştırma karşıtı davalar açmış bulunuyorlar.
Eğer…
Projeyi yürüten irade toplulaştırma yerine köylülerin haklarını alabilecekleri kamulaştırma kararı alsa Karacabey bölgesinde de yolun projelendirilmesi yapılabilecek.
Yoksa…
Büyük umutlar bağlanan otoyol kolay biteceğe benzemiyor.
Başbakan Davutoğlu seçimde başarılı mıydı, değil miydi?
Ankara’da koalisyon için senaryolar üretilip partiler arasında el altından temaslar kurulurken, bir yandan da seçim değerlendirmeleri sürüyor.
Bunlar arasında…
AK Parti’nin yaşadığı 9 puanlık kaybı sonucu 13 yıllık tek başına iktidarını kaybetmesi yeni tartışmaların da çıkış noktasını oluşturuyor.
Dahası…
Oy kaybı, Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Ağustos 2014’te cumhurbaşkanı seçilmesiyle AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerini üstlenen Ahmet Davutoğlu’nun tartışılmasına yol açıyor. Hatta arayışlar başladı bile.
Biz de…
Siyaset Sosyoloğu olarak görüşleri Türkiye genelinde önemsenen Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay’a bu durumu sorduk.
Tespiti şu:
“Bir akademisyenin siyasi lider olarak ilk genel seçimi oldu. Üstelik, Recep Tayyip Erdoğan gibi karizmatik liderin yerine gelmiş bir akademisyen için ilk seçim daha kritik özellikler taşıyor.”
Gözlemi de şu:
“Seçime kısa süre kala göreve gelmiş olmasına karşın çalışkanlığıyla tüm illeri dolaştı. En zor olan, Erdoğan’ın gölgesinde bir seçim süreci yürütmek zorunda kalmasıydı. Erdoğan faktörü onu etkiledi.”
Ardından…
“Eğer kendisi olup bir seçim süreci yürütebilseydi sonuç farklı olabilirdi” deyip nedenini de söyledi:
“Çünkü seçime Erdoğan ağırlığını koydu. Başkanlık sistemi ve barış süreci için Erdoğan’ın söylemleriyle Davutoğlu’nun söylemek istedikleri çelişti.”
Şu sonucu çıkardı:
“13 yıl iktidarda kalan ve seçime yeni genel başkanla giren bir parti için bu kadar oy kaybı çok büyük başarısızlık değil. Üstelik yeni genel başkan Erdoğan gibi bir siyasetçi değil.”
Düşüncesi şu:
“Onun için, Ahmet Davutoğlu liderliğindeki AK Parti için yüzde 41’i başarısızlık görmek haksızlık olur.”
Davutoğlu’nun durumu Beşiktaş gibi!
Siyaset Sosyoloğu Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay siyaset değerlendirmesi yaparken “Ahmet Davutoğlu seçimde başarılı oldu mu, olamadı mı?” tartışmasına spordan örnek verdi:
“Davutoğlu’nun durumu aynı Beşiktaş gibi… Saha yok, sürekli deplasmanda oynayan bir takım ve parasızlık. Şampiyon olamadı, üçüncü oldu diye eleştiriliyor. Başbakan’ın da bundan bir farkı yok.”
Siyaset geleneğiyle ramazan geleneğini iftarda buluşturdu
Kuşku yok ki… Bursa siyasetinin son döneminde Ali Mollasalih’in çok özel bir yeri var. Saadet Partisi’nde İl Gençlik Kolları Başkanı olarak siyaset vitrinine çıkan Mollasalih toplumun ilgisini tiyatral siyaset ve farklı uygulamalarıyla çekti.
Sonrasında…
SP Yıldırım İlçe Başkanı olarak da, HAS Parti’de önce Yıldırım İlçe ve sonra İl Başkanı olarak da siyasetini sürdürdü.
En büyük özelliğiyse, ekip siyaseti yapmayı önemsemesi. Ekibini siyaset geleneği haline getirdi ve hangi görev ya da pozisyonda bulunursa bulunsun hep birlikte oldu.
Gerçi…
Bugün siyasette aktif değil, ama birlikte siyaset yaptığı arkadaşlarıyla her fırsatta buluşmayı sürdürüyor. Her ramazan, yemek servisini bizzat yaptığı iftar geleneği de bu anlayışın çok güzel bir yansıması oluyor.
Siyaset geleneğiyle ramazan geleneğini buluşturan Ali Mollasalih’in gelenekselleşen iftarları da hep aynı yerde, Uzunoğlu Düğün Salonu’nda.