Ahmet Emin Yılmaz
Ahmet Emin Yılmaz

Siyasetin ilgisi meydandan çıktı, ev ev siyaset başlıyor!

Açıkça söylemek gerekirse… Seçim dönemleri en çok meydanlardan keyif alanlardanız. Çünkü meydan mitinglerini siyaset festivali olarak kabul ediyoruz.

Dahası…

Siyasetin coşkusunun meydan performansıyla ortaya çıktığını, partilerin kendi motivasyonları kadar seçmen tabanlarının seçime hazır olup olmadığının da meydan yansımaları sayesinde gözlenebildiğini düşünüyoruz.

O nedenle…

Elimizden geldiğince siyasi partilerin meydan mitinglerini izlemeye ve gözlem yapmaya çalışıyoruz.

Aynı durum…

Referandum kampanyalarına da meydan coşkusu olarak yansıyor.

Nitekim…

1987’deki siyasi yasakların kaldırılması referandumu bugüne kadar gördüğümüz en çekişmeli ve en renkli kampanyaydı.

Bir yanda…

Dönemin başbakanı ve güçlü siyasetçisi olarak rahmetli Turgut Özal vardı. Meydanlarda “hayır” için topluluklara seslenirken, çevresindeki bakanları da “No no” yazılı tişörtler giyiyordu.

Diğer yandaysa…

12 Eylül darbesiyle yasaklanan rahmetli Süleyman Demirel küllerinden doğan bir enerjiyle meydanlarda fırtınalar estiriyordu.

Hatta…

Demirel için mitolojide küllerinden doğan kuş olarak kabul edilen Anka benzetmesi yapılıyordu.

Sonraki referandumlar 1987 referandumu kadar hareketli, gergin ve renkli geçmedi. Şimdi de önümüzde cumhurbaşkanlığı sistemi getiren anayasa değişikliği referandumu var.

Fakat…

Siyasi partilerin genel eğilimlerine baktığımızda, bu referandumda meydanların ikinci planda kaldığı izlenimi ediniyoruz.

Çünkü…

Gördüğümüz kadarıyla AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dışında yaygın anlamda referandum planlayan parti yok.

Onun yerine…

Bugüne kadar AK Parti’nin en büyük saha çalışması kozu olarak yansıyan kadınların ev ev ziyareti yöntemi bu referandum öncesinde tüm partilerin çalışma programında birinci madde olarak görülüyor.

Kısacası…

Meydanlarda alışık olduğumuz siyaset coşkusu, bu referandumda sokaklara yayılıyor ve bir anlamda ev ev siyaset alanı açılıyor.

Bu da siyasetin yeniliklerinden biri olsa gerek.

 

Riskli, ama önemli: Sosyal medya siyaseti

 

Nisan ayında yapılacak anayasa değişikliği referandumuna yönelik siyasi partilerin çalışma alanı planlamaları kapsamında sosyal medya da yer alıyor.

Son dönemde kullanıcı sayısı bakımından sosyal medya çok önemli bir iletişim alanı haline geldi.

Ne var ki…

Geniş kitlelere ve kesimlere ulaşabilmenin yanında sosyal medyanın kontrolsüzlüğü başta olmak üzere çeşitli zaafları aynı zamanda risk oluşturuyor.

O nedenle…

Siyasi partilerin doğrudan paylaşımlarından çok, taraftarlarının sosyal medya siyaseti sanılandan daha renkli ve bir o kadar da gergin geçeceğe benziyor.

 

Güvercin uyarısı: Kutuplaşmaya yol açacak söylem olmasın

 

Kuşku yok ki… Beyaz güvercin barış ve dostluk anlamında çok önemli bir sembol. Amblemi mavi zemin üzerinde beyaz güvercin olan DSP de ilk günden beri söylemlerinde barış ve demokrasi kavramlarını özellikle vurguluyor.

DSP’de örgütten gelen, belediye meclisi üyeliği yapan, Bursa İl Başkanı olarak görev üstlenip son 2 dönemdir de Genel Başkan Yardımcısı olan Murat Özbilge bu kavramları yaşamıyla da içselleştiren kişilerden biri.

Nitekim…

Referandum kampanyaları henüz başlamamasına karşın söylemlere bakarak önemli bir uyarıda bulunma gereği duydu:

“İktidarı ve muhalefetiyle siyaset kurumunun toplumu gerip kutuplaşmaya yol açacak tavır ve söylemlerden kaçınması gerekir. Oysa karşılıklı, gerilim politikası ile karşı karşıyayız.”

Böyle bir süreçte DSP olarak “sorumlu siyasal tavırla toplumu aydınlatmaya” devam edeceklerini vurgulayan Özbilge şuna dikkat çekti:

“Anayasa değişikliğinin neler getirip neler götüreceğinin tartışılması gerekirken, gerginlik söylemlerine tanık oluyoruz.”

Bu arada…

Genel Başkan Yardımcısı Özbilge referandumda DSP’nin hayır diyeceğini de açıkladı.

 

Doğu minibüslerine zorunlu güzergah başlamadan bitecek mi?

 

Gelişmeyi… Bu sütunların okurları 24 Kasım 2016 günü okudular. Ankara Yolu’ndaki trafik sıkışıklığını rahatlatmaya yönelik planlanmalar arasında, kentin doğusundaki minibüs hatlarının yeniden düzenlenmesi vardı.

Özellikle…

Bursaray’a paralel yolcu taşıyıp kent merkezine gelen minibüsler için zorunlu güzergah belirleyen UKOME kararı ise 1 Mart’ta yürürlüğe girecek ve mahalleden Bursaray İstasyonu’na dikey hatlar oluşturulacak.

Bu durumdan en çok etkilenen de, sayıları ve kapasiteleri nedeniyle Kestel-Gürsu minibüsleri olacak.

Ne var ki…

Kararın uygulanmasına az bir süre kala, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık ile Kestel Belediye Başkanı Yener Acar’ın bu durumu Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile görüştükleri ve “kimsenin mağdur olmayacağı bir çözüm” sözü aldıkları bilgisi geldi.

Bu da…

UKOME kararının uygulamaya girmeden değişime uğrayacağı izlenimi verdi.

 

Acıbadem’de Huriye Güdül Direktör, Sibel Pasin Başhekim oldu

 

Bursa’daki sağlık kuruluşları arasında önemli bir yeri olan Acıbadem Bursa Hastanesi’nde yönetim katında yeni görevlendirmeler yaşandı.

Kuruluşundan beri Direktör olarak görev yaptığı Acıbadem Bursa Hastanesi kurumsal yapısını güçlendiren isimlerin başında gelen Arzu Karataş bir süre önce Bursa’nın yanı sıra Bodrum Acıbadem Hastanesi direktörlüğünü de üstlendi.

Karataş iki görevi bir süre birlikte yöneten ve bu süre içinde bir de kanserle savaş verip kazandı. Sonra da Bursa Hastanesi Direktörlüğü’nü, yine 17 yıldır birlikte görev yaptığı yardımcısı Huriye Güdül’e bıraktı ve Bodrumlu oldu.

Bu arada…

Acıbadem Bursa Hastanesi Başhekimi olarak görev yapan Prof. Dr. Nadir Şener de doktorluğa daha fazla zaman ayırabilmek için görevinden ayrıldı.

Yerine de…

Daha önce İl Sağlık Müdür Yardımcılığı da yapan ve Acıbadem’de Hastane Sorumlu Müdürü olarak görev alan Dr. Sibel Pasin atandı.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X