Akademik Bakış
Akademik Bakış
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Türkiye’nin Doğu Akdeniz Enerji Stratejisi: Kaynaklar, jeopolitik dinamikler ve gelecek senaryoları

Köşe Yazısını Dinle
Doç Dr. Mevlüt Akçapa Bursa Teknik Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü [email protected]

Enerji, ulusal gücü belirleyen temel faktörlerin başında gelmektedir. Bununla birlikte uluslararası politika açısından da enerjinin stratejik bir önemi vardır. Ekonomik gelişmenin bir aracı olarak enerji politikaları toplumsal refahın sağlanmasında, sanayileşmede ve ekonomik faaliyetlerde önemli bir rol oynamaktadır. Bu sebeple bir ülkenin dünya ekonomi politiği içerisindeki konumunu belirleyen hususların başında enerji yer almaktadır. Uluslararası ilişkiler açısından ise enerji deyince daha ziyade doğal gaz ve petrolün gündem konusu olduğu görülmektedir. Çünkü bu iki hidrokarbon kaynağı uluslararası ticarete konu olan stratejik bir meta haline dönüşmüş durumdadır. Bu noktada devletler için öne çıkan en önemli kavram enerji güvenliğidir. Enerji, sadece ekonomik bir konu değil, aynı zamanda ulusal güvenlikle de doğrudan ilişkilidir. Hızla tükenmekte olan fosil enerji kaynakları konusunda yeni rezerv alanlarının keşfi büyük bir önem arz etmektedir. Bu bağlamda Doğu Akdeniz enerji kaynakları tüm dünyanın ilgisini çekmiş durumdadır. Doğu Akdeniz hem bölgesel hem de küresel güçlerin ilgilendiği aynı zamanda uluslararası enerji şirketlerinin faaliyet gösterdiği bir alana dönüşmüştür.

Doğu Akdeniz enerji kaynakları?

Doğu Akdeniz, sahip olduğu zengin hidrokarbon rezervleri (doğal gaz ve petrol) ile son yıllarda büyük bir ilgi odağı haline geldi. Bölgenin hem enerji kaynaklarının keşfi hem de bu kaynakların uluslararası pazarlara ulaştırılması açısından stratejik bir öneme sahip olduğu söylenebilir. Levant havzasında ve Kıbrıs adası çevresinde çok büyük doğal gaz yatakları bulunuyor. Mısır açıklarındaki Zohr sahası, İsrail’in kontrol ettiği bölgede yer alan Leviathan ve Tamar gaz sahaları ve Kıbrıs çevresindeki Afrodit sahası, bölgedeki büyük doğal gaz yataklarının başında geliyor. Bölgesel denklemde Doğu Akdeniz enerji kaynakları; bölge ülkelerini yakında ilgilendiriyor. İsrail, Türkiye ve Mısır gibi bölgesel aktörlerin yanı sıra ABD, Rusya ve İngiltere gibi küresel aktörler de enerji denkleminde yer almanın hesaplarını yapıyor. Doğu Akdeniz’de yaklaşık 3,5 trilyon metreküp doğal gaz ve 1,7 milyar varil civarında petrol rezervi bulunduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla bölgedeki enerji rekabetinin giderek artacağını öngörebiliriz.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz Enerji Stratejisi

Öncelikle Türkiye jeopolitik konumu sayesinde enerjinin nakli konusunda çok kritik bir avantaja sahip. Bu çerçevede TANAP, Türk Akımı, BTC (Bakü Tiflis Ceyhan) gibi enerji nakil hatlarıyla hem kendi enerji ihtiyacını karşılıyor hem de Avrupa ülkelerine enerjinin transferini sağlıyor. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının Avrupa’ya transferi için de en uygun rota Türkiye. Bölgedeki siyasi gerilimler ve uluslararası rekabet, enerji kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılmasını zorlaştırıyor. Taraflar arasında diplomatik çözümler bulunması ve enerji kaynaklarının barışçıl bir şekilde paylaşılması, bu gerilimler sebebi ile mümkün olamıyor. Bunun en iyi örneklerinden birisi olarak EastMed projesi gösterilebilir. EastMed projesi özetle Türkiye’yi devre dışı bırakarak Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının Avrupa’ya transferini hedefliyordu. İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan; ABD’den de aldıkları destekle bu projeyi Türkiye’siz gerçekleştirmeyi planlamıştı. Ancak zaman içinde Türkiye’nin hem diplomatik hem de sahadaki hamleleri, aynı zamanda bölgesel gelişmelerin de etkisiyle EastMEd projesinden vazgeçildi. Sonuç olarak bu bölgeden Avrupa’ya enerji transferinde Türkiye en uygun rota olarak gözüküyor. Bu gelişmelere Rusya’nın Avrupa’ya doğal gaz ihracatında Ukrayna ile işbirliğini bitirmesini de eklediğimizde, Türkiye’nin bir enerji merkezi olmasının önünün açıldığını söyleyebiliriz. Bölgenin enerji merkezi olması için kuşkusuz Türkiye’nin yapması gereken şeylerin olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bölgesel ve küresel gelişmeler Türkiye için yeni fırsatlar sunuyor. Türkiye’nin doğru hamleleri yaparak bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmesi gerekiyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X