Bana göre esas maç her ne kadar formsuz olsalar da Ataman’ın Pana’sı ile oynanan yarı final idi. Zira son şampiyon ve MVP Nunn’a sahip olmalarına rağmen yapılan mükemmel sert savunma, Devon Hall, McCollum, Melli’nin ekstra oyunları ile kazanıldı.
Finalde ise yılın en istikrarlı takımı Olympiakos’u beklenmedik şekilde eleyen ve tarihinde ilk kez finale çıkan James ve Diallo ile hücum, takım olarak çok iyi savunma yapan atletik Monaco idi.
Maç; karşılıklı savunma ağırlıklı başladı ve devre sonuna kadar kopma olmadı. 3. çeyrekten itibaren Hall, ve Nigel sazı ele aldılar ancak Guduric’in katkısı (19 sayı, 6 ribaund) maçın kazanılmasında en önemli etken oldu. Can yakan topları soktu ve Monaco’yu umutsuzluğa itti.
Baldwin de iyi oynayınca şampiyonluk rahat geldi. James ise yapılan iyi savunma ile ancak 19’da 6 saha içi isabeti bulup maç sonunda zorlamalarıyla takımına fayda sağlayamadı ve yine bir şampiyonluk kazanamadı.
Final-Four’dan akılda kalanlara bakarsak; Koç Jasikevicius’un ilk şampiyonluğu ona ve Fenerbahçe Beko’ya çok yakıştı. Koç Saras modern Euroligi’i hem oyuncu hem de Koç olarak kazanan ilk isim oldu.
F4 MVP’si bana göre Devon Hall olmalıydı ama sezon içi oyunlarından etkilenerek Nigel’i seçtiler. O da 14’de 14 faul sokarak MVP oldu. Ancak Hall’ın oyuna katkısı ve ekstra yaptığı işlere biraz haksızlık oldu.
Maalesef Türk oyuncu olarak devşirme Tarık dışında iki maçta toplam 3 dakika süre alan Sertaç oldu ve 0 istatistik yaptı. (Milli Takıma oyuncuyu göndermiyorlar da acaba hangi oyuncuları)
Şampiyonluktan sonra kaptan Melih’in yaptığı saçma sapan açıklamalarda basketbol da Avrupa’nın en büyüğü olmuş takımı yerine hala futbol üzerinden göndermeler yapması kulüp olarak ruh halinin yansımasını bizlere gösterdi ama hiç yakışık almadı.
Tüm sezon boyu sakatlıklar, uzun oyuncu problemi ve birçok sorunla mücadele eden çok uzun bir maratonu mutlu sonla bitiren Fenerbahçe Beko’yu kutluyorum. Şampiyonlukları ülkemize ve camialarına hayırlı olsun.