Bakımlı ve güzel bir yoldan Kaş’a gidiyoruz. Sadece deniz ve güneş değil, kültür turizmimizin de çok güçlü olduğu Kaş’a…

Şurası bir gerçek ki, Akdeniz’de Kaş, Ege’de ise Alaçatı, ülkemizin yükselen iki turizm yıldızı. Turizmi bilinçli,severek ve Türkiye’ye yakışır şekilde yapıyorlar. Alaçatı’nın başı şimdi belada, Allah Kaş’ı korusun..

Eşen’i geçiyoruz. Asfaltı yarıya kadar gelmiş, gerisi kayalar üzerinden gidilebilen tarihi Pinara’yı geride bırakıyoruz. Yol üzerindeki Yakabağ Köyü’nün kenarındaki bir tahta barakada çay-kahve satarak hayatını kazanan emekli ebe Hatice Hanım’la, hükümlü cezasının geri kalanını cami, tuvalet ve parkları temizleyerek geçiren beyiyle tanışıyoruz. Hayatlarından memnunlar, paraları yok ama ihtiyaçları çok olmasına rağmen, yine de şükretmesini biliyorlar.

Hükümlülerin kamu hizmetinde çalıştırılmaları modeli çok faydalı… Hele turizm bölgelerinde yol kenarlarının ve refüjlerin temizlenmesi, çöplerin toplanması, sulamaların yapılması işleri kolayca görülebiliyor. Şimdiki Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak önce Muğla’da başlatmıştı bu modeli. Şimdi görüyorum ki, diğer illerde de tıkır tıkır yürüyor.

Bilmem son yıllarda Kalkan’ı gördünüz mü? Görmediyseniz, siz yine hayalinizdeki eski Kalkan’ı yaşatın. Çünkü bugünün inşaatları dağlara kadar tırmanmış ve altyapısının neredeyse tamamının bulunmadığı Kalkan, insanın moralini bozuyor ve ruhunu karartıyor. Bu kadar güzel ve muhteşem bir yer böylesine nasıl rezil edilebilir, insanın inanası gelmiyor. Bugünün Kalkan’ının yapısal bir makyaja, disipline ve altyapı takviyesine ihtiyacı var.

Bunu tespit ettikten sonra, daha bir bakımlı ve düzenli Kaş’a geliyoruz. Kaş birkaç yıl içinde toparlandı ve kendine geldi. Bunda şimdiki Belediye Başkanı Halil Kocaer’in rolü büyük. İki dönem önce bağımsız seçilen, ancak parasızlıktan iş yapamayacağını fark edip AKP’ye geçen Kocaer, Ankara’ya musluğu açtırınca yıllarca bekleyen projeler devreye girmeye başlamış. O dönemde hayli iş yapan Kocaer, buna rağmen seçimleri kaybedip koltuğu CHP’li rakibine devretmiş. Şimdi tekrar seçilince, Ankara’ya kesenin ağzını iyice açtırmış ve böylece büyük projeleri hayata geçirmeye başlamış.

Halil Kocaer ilginç bir siyasetçi. Örneğin yollara Uğur Mumcu ve Barış Manço’nun adını veren o. Zaten akıllı bir işadamı gibi duruyor. 10 milyon liralık bütçesi ve 115’i taşaron işçisi olmak üzere 250 personeliyle sadece Kaş’ın değil,Kalkan ve tüm dağ köylerinin toplam 50 bin nüfusunun hizmetini görüyor.

Kaş’ın kanalizasyon işi, Çukurbağ Yarımadası hariç bitmiş. Onu da bu kış tamamlayacaklar. Elektrik ve telefon kabloları yerin altına alınmış, havada tek tel yok.Saklıkent’ten gelecek destek suyunu Kalkan ve köylere de ulaştıracak olan projenin isale hattı ihale aşamasına gelmiş. Kaş’ın 25 bin su abonesinin sayısı bugün 40 bin aboneyi aşmış ama gelirini Antalya Büyükşehir’e kaptırmışlar. Bu yüzden sadece sudan 1 milyon liralık bir kayıpları var. Kaş-Gömbe Yaylası,Korkuteli ve Bucak yolunu istiyorlar. Öyle olursa, İç Anadolu Bölgesi’ne daha kolay yoldan bağlanacaklar. Seydikemer-Kalkan arasındaki 60 kilometrelik yolun da ihalesi yapılmış. Yine Kalkan’dan Finike’ye yeni duble üst yol çalışmalarına başlanmış. Bu da gösteriyor ki, Kaş artık modern yollarla kısa zamanda her tarafa kolayca bağlanacak.

Şimdi geliyorum Kaş’ı uçuracak asıl projeye… Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, iki ciddi proje üzerinde çalışıyor. Bunlardan biri, şehrin merkezine 10 dakika mesafedeki 1600 metrelik piste müsait Gediefe Tepesi… Diğeri ise Kaş’a 25 dakika uzaklıktaki Demre Gürses Bölgesi. Bunun da pist uzunluğu 2000 metre ki, büyük uçaklar da rahatça inebilir. 2 yıl içinde Kaş’a havaalanı yapılırsa, bölge dünyanın sayılı ve güçlü turizm merkezlerinden biri olur.

Kaş pazarını gezdim, gördüğüm bolluğa şükrettim ama zemini tarla gibiydi. Tüm esnaf ve halk çok şikâyetçiydi. Bunu Belediye Başkanı’na ilettiğimde, (yakında kapalı ve çok modern bir pazaryeri yapacağım. Onun için mevcut pazarın zeminine dokunamadım) dedi. Oradan Kaş’a büyük hizmetleri geçen merhum gazeteci ağabeyimiz ve cemiyet başkanımız Beyhan Cenkçi’nin mezarını ziyaret ettim ve bir Fatiha okuduktan sonra Antalya’ya yöneldim..