Türk futbolunda artık yavaş yavaş kırılma anına doğru gidiyoruz. Kulüplerin bu mevcut kur ve gider tabloları ile ayakta kalma şansları her geçen gün zorlaşıyor. Kurtuluş reçetesi belli; üretim, yani altyapılar. İnsan her zaman ektiğini biçiyor… Milyonlarca euro dolar verip, bütçen buna uygun değilken, boynunu aşan transferler yaptıysan bunun bedelini ödeyeceksin. Altyapıdan oyuncu yetiştirip sattıysan bunun da sefasını süreceksin. Bu kadar basit… Olmayan parayı harcamayacaksın. Bakın diğer kulüpler gibi Bursaspor’da cebelleşiyor. Umut olarak yeni yapılan stat vardı o da büyük hayal kırıklığı yarattı.
Yeni stat; loca satışı, isim hakkı, reklam alanları ve bünyesinde yer alan dükkanlar ile kalıcı gelir
kapısı için bire bir projeydi. Gelin görün ki, bu projede havada kalmışa benziyor. Planlananların
pek çoğu hayata geçirilemedi. Bursa’nın simgelerinden olan bu eser, maalesef yanlış planlama mı dersiniz, yanlış proje mi dersiniz istenileni veremedi… Bakın daha bir milli maç bile alamadık. Stadın Timsah figürü, proje yarışmasında birincilik getiren en önemli etkenlerdendi. Ama yıllar geçmeye davam ediyor. Timsah’ın kafası hala bitirilemiyor.. Çevre düzenlemeleri ile stat içerisindeki eksikler için gereken miktar sayın Alinur Aktaş açıklamıştı; 100 milyon TL. Artı önümüzde başka bir sıkıntı daha var… Şehir planlamacıları boş alanı değerlendirmek adına nasıl olupta stadın hemen yanına hastane yapılmasına onay verdi? O da tartışılması gereken başka bir husus. Ne demek isteğimi hastane hizmete girdiğinde maç günleri hep beraber göreceğiz…
Gelelim asıl meseleye.
Mart ayında yerel seçimler var. Gerek Büyükşehir gerekse İlçe Belediye Başkan adaylarının vaatleri arasında genelde Bursaspor’a her zaman yer açılır. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş “Bursa Şehir Tasavvuru” başlığı altında Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde seçildiği taktirde yapmayı planladığı projeler hakkında önceki gün gazetelere tam sayfa ilan verdi. Bursaspor ve spor kısmında Aktaş, “Şampiyon apoleti ile şehrin simgesi kabul edilen Bursaspor’umuzun yanı sıra gençlerimizi diğer spor branşlarında da başarı sağlamaları için katkı koyacağız. Gerek takım gerekse bireysel branşlarda dereceler elde edecek, şehrimizi ve ülkemizi başarıyla temsil edecek sporcu gençliğin inşaaası için birlikte çalışacağız” diyor. Bence Belediyeler de Bursasporlu yöneticiler de bıktı… Pansuman yerine artık hastayı ayağa kaldıracak projeler lazım. Belediyeler artık Bursaspor’a balık vermesin, balık nasıl/nerede tutulur onu öğretsin... Kalıcı gelir diye diye ağızımızda tüy bitti. Bu tam olarak nasıl olur bilmiyorum… Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri ortak çalışma mı yapar? Yoksa farklı formüller mi üretilir? Bursa’nın rantından Bursaspor’un payına ne düşmesi gerekiyor ise bu sürekli gelir getirici bir projeye döndürülerek yeşil beyazlı kulübe teslim edilsin. Belediyelerin asli görevleri çok başka biliyorum. Ama maalesef ülkede kötü yönetilen spor kulüplerinin kapısını çalacağı çok az yer var… Aslında bu iş Türkiye’nin önde gelen ve Bursa’da faaliyet gösteren şirketlerine düşüyor ama onlardan da her zaman olduğu gibi bir ses çıkmıyor. Ama tekrar edelim balığın büyüğü ve lezzetlisi Vakıfköy’de…