ÇEK`in Müdürü Zeki Baştürk ile röportajımızı da sevgili meslektaşım, ÇEK`in Basın Danışmanı Teoman Alper`in organizasyonu ile son hazırlıkları yapılan yurtta gerçekleştirdik. Röportajın sonunda Baştürk, ÇEK`in anı defterine benim de birşeyler yazmamı istedi. İlk sayfasındaki imza eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e ait. Görükle`deki yurdun temelini attığı gün yazmış. Tarihine baktım: 28 Eylül 1996. Ardından bir sayfada daha yazı var ve sonrası boş. Baştürk “İhmal etmişiz bugüne kadar” dedi. Heyecanlandım birden bire. Deftere üçüncü yazıyı ben yazıyordum ve ne ilginçtir ki Demirel`in yazdığı tarihten on sekiz yıl bir gün sonra: 29 Eylül 2014`te.

Bu küçük “kendine pay çıkarma”dan sonra hemen yurdu anlatmalıyım size. Yüz öğrenci kapasiteli yurtta şimdilik doksan beş öğrenci barınacak. Tamamı Bursa`nın köylerinden gelen orta öğretim öğrencisi kızlar. Odalar iki ve tek kişilik. Ranza yerine tekli yatakların olduğu ferah odalarda bilgisayarlar da olacak. Banyolar en fazla dört öğrencinin kullanabileceği şekilde planlanmış. Yemekhane, dinlenme odası, spor salonunun yanı sıra bir de öğrencilerin kişisel kullanımları için çamaşırhane bulunuyor. Her detay en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş.Şimdi ben size bunları anlatıyorum fakat ÇEK için bu proje çoktan bitmiş bile. Çünkü onların aklında Görükle`de inşa etmeyi düşündükleri lise projesi var. Onun ayrıntısını anlatmayı da Baştürk`e bırakayım.

Kötü komşu insanı mal sahibi yapar derler. Bizim de Çekirge`deki yurdumuzu elimizden almak istediklerinde yeni bir yer ihtiyacı doğdu. O nedenle buranın yapımına karar verdik. Arsayı Nilüfer Belediyesi`nden kullanma hakkı alarak değerlendirdik. Geçen yıl 19 Mayıs`ta temeli atıldı. Bu yılda 29 Ekim`de resmi açılışını yapacağız. Ancak öğrencilerimizi 13 Ekim`de taşımayı planladık. Burası doksan altı öğrenci kapasiteli. Ama ihtiyaç olması halinde kapasite artırılabilecek düzeyde. Öğrencilerimizin konforlu biçimde barınabilmesi için iki ve tek kişilik olarak düzenledik.

Barınmanın dışında hangi ihtiyaçlarını karşılıyorsunuz öğrencilerin?

Öğrencilerimiz sadece barınma hizmeti almıyor. Her kurumumuzda model olmayı düşündüğümüz için yurtlarımızda da öğrencilerimizi her bakımdan iyi ve geleceğin liderleri olarak yetiştirmek istiyoruz. O yüzden öğrencilerimizin ilgilerine göre sosyal etkinlikler de düzenliyoruz. Bu yıl farklı bir etkinlik yapacağız. Bir yerden müzik aletlerini bağış olarak bulduk. Bir müzik odası oluşturacağız. Dileyene bağlama, dileyene keman, gitar, org veya benzeri gibi müzik aletlerini çalma eğitimleri vereceğiz.

Burada katkısı olanların isimlerini söyleyelim mi?

Çok önemli iki katkısı olanı söyleyebiliriz. Birisi Osman Köseoğlu; buranın inşaatında büyük katkısı oldu. İkincisi de bir dernek; Bursa İli Eğitim Hizmetlerine Yardım ve Eğitimi Geliştirme Derneği. Onlar da Osman Bey`e yakın bir destekte bulundu. O derneğin amacı da özellikle köylerde çalışan öğretmenlerin çocuklarının burada ücretsiz barındırılmasıyla ilgili.

Toplam kaç öğrenciye hitap ediyorsunuz?

Görükle`de yüksek öğrenim yurdumuzda üç yüz otuz öğrenci var. Bugüne kadar Çekirge`deki yurdumuzun kapasitesi elli yedi idi. Bu yurtla bu sayıyı ikiye katlamış oluyoruz. Yaklaşık dört yüz otuz civarında toplam yatılı öğrencimiz var.

Yeni hedef lise. Onunla ilgili ne durumdasınız? Arsa tahsisi yapıldı mı?

Arsamız var, yeri belli. Görükle`de 3 Mart`ın yanına yapacağız. Çünkü Uludağ Üniversitesi`nin verdiği arazi büyük bir arazi. Orada yerleşke olacak zaten. İlkokul, ortaokul, lise hatta öğrenci yurtları da yine oraya yapılacak. Biz Türkiye geneline yayılmak ve belki illerin en başarılı çocuklarını alıp burada kendi lisemizde okutmak ve yurtlarımızda barındırmak istiyoruz. Hedefleri biraz büyük tutuyoruz. Yirmi dört derslikli olacak lisemizin yeri de projesi de belli, sadece kaynak sağlayacak bir destekçiye ihtiyacımız var. Bir temel atacak kadar bulursak sonra gerisini getiriyoruz.

Toplam proje bedeli nedir? Ne kadarlık bir desteğe ihtilacınız var?

Şu an itibariyle sekiz milyon liraya ihtiyacımız var. Tabii bu anahtar teslimi rakamı. Başlangıç için şöyle bir-iki tane birkaç milyon bulsak ya da isim verecek bir destekçi bulsak da temelini atsak sonra biz mutlak surette tamamlarız onu.
 

Türkiye`ye açıldık

ÇEK`in yurdunda kalan çocukların profili nasıl?

Bu yurda kadar bizim kaynağımız Bursa`nın köyleriydi; özellikle de Bursa`nın dağ yöresi diye adlandırdığımız Harmancık, Keles, Büyükorhan, Orhaneli gibi yerlerden gelen kız öğrenciler. Zaten koşul olarak ailesinin mutlak surette köyde oturması gerekiyor. Ayrıca gelir durumunun da alt seviyede, yani ihtiyaç halinde olan kızların kabul edildiği bir yer. Bu koşulları taşıyan öğrencileri alıyorduk. Bu yurtta hedefimizi biraz daha büyüttük. İhtiyaç sahibi olan Bursa dışındaki illerden de öğrenci almaya başladık. Örneğin bu yıl Kayseri, Aydın ve Manisa`dan öğrencilerimiz var. Yavaş yavaş Türkiye genelinde kendi alanında lider olabilecek öğrencileri de alarak Çağdaş`ın gerçek kadrolarını oluşturmak istiyoruz.

Erkekler vakıfa kızlar Çağdaş`a

Atatürkçü söyleminiz öğrenci almanızda aileler açısından bir önyargı oluşturuyor mu?

Yok hiç öyle bir zorluk yaşamıyoruz. Hatta çok ilginç konular vardır. Biz bugüne kadar dört-beş imamın kızını da barındırdık. Aynı evde erkek çocuklarını bir vakıf yurduna yerleştiren ailelerin kız çocuklarını Çağdaş`ın yurduna yerleştirdiklerini gördük. Aynı evde zıt grupların oluşmasını da gözlemledik. Ancak bizim yetiştirdiğimiz kızlar gerçekten çok özgüvenli insanlar oldukları için kendi ailelerinin içinde de söz sahibi oluyorlar ve daha bir güven duyuluyor onlara. Hatta öğrencilerimiz daha önce kız çocuğu okur muymuş, diyenlerin çoğunlukta olduğu köylerine gidince, köy muhtarı, okul müdürü veya diğer aileler dahil olmak üzere kendilerinden fikirlerini sorduklarını anlatıyorlar. Gerçekten köylerde etkili oluyorlar, model oluyorlar.