28 yaşında erkek hasta.

Yaşamında hiçbir şikâyeti olmamış. Kendini sağlıklı hissederek doktora gitme gereği görmemiş.

Hasta 4 yıllık evli ve çocukları olmamış.

Ayrıca hastanın annesi kronik böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giriyormuş ve 2 yıl önce vefat etmiş. Dayısı da böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi görüyormuş.

Hasta son zamanlarda halsizlik şikâyetleri başlayınca geçer diye düşünmüş. Halsizlik şikâyeti giderek artmış ve bulantı kusma şikâyetleri de eşlik etmiş.

Doktora gitme kararı almış.

Bize başvurduğunda rengi soluk ve çarpıntısı mevcuttu.

Yapılan tetkiklerde Hepatit B’ye bağlı hepatit ve böbrek yetmezliği tespit ettik. Ayrıca böbrek yetmezliğine bağlı derin kansızlığı da vardı.

Hastanın önplanda şikâyetlerinin böbrek yetmezliğine bağlı üre-kretinin ve kansızlığa bağlı olduğunu düşündük.

Hata-1

Hasta hem annesi hem de dayısı böbrek hastası olmasına rağmen doktora gitmesi gerekirken gitmemiş ve böbreklerini kaybetmiş.

Hata-2

Böbrek hastalığı başta olmak üzere, kanser gibi birçok önemli hastalığın başlangıçta belirti vermeyerek son döneme gelebildiğini bilmemesi.

Tedavi

Hastaya periton diyaliz uygulandı, şikâyetleri geçti ve 6 ay sonra ikiz çocukları oldu. Daha sonra böbrek nakli oldu. Şu an sağlıklı yaşıyor.

Sonuç:

Öncelikle yakınlarınızda hastalık varsa mutlaka doktora gitmelisiniz. Gitmediyseniz ve başınıza böyle bir durum geldiyse de karamsarlığa kapılmayın. Doktorunuza güvenerek ve moralinizi yüksek tutarak hayata tutunun. Hayat sizi değil siz hayatı yenin ve güzelleştirin.