Haftanın ilk günüydü… Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Şam’da Avrupalı ve Rus parlamenterlerden oluşan bir heyeti kabul etmişti.
Görüşmede Rakka sorunu gündeme geldiğinde Esad, Şam’la koordine edilmeden düzenlenecek operasyonları ülkeye yönelik saldırı olarak değerlendireceklerini belirtmişti.
Suriye lideri ayrıca IŞİD’le mücadelede Amerikan koalisyonunun hiçbir zaman ciddi bir tutum takınmadığını da savunmuştu.
***
Haftanın dördüncü günüydü…
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Binbaşı Adrian Rankine-Galloway, Rakka yakınlarındaki Tabka bölgesine havadan asker indirdiklerini açıkladı.
Pentagon’da gazetecilere yaptığı açıklamada Binbaşı Galloway, bölgeye indirilen askerlerin Amerikalılarla birlikte Kürt ve Arap militanlardan oluştuğunu belirtti.
Ne var ki, koordinasyon yoktu ve o nedenle daha ilk günden aralarında çocukların da bulunduğu 33 sivil yaşamını yitirdi.
Muhaliflere yakınlığıyla tanınan, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, hava saldırısının “ABD liderliğindeki koalisyon uçakları tarafından yapıldığının düşünüldüğünü” duyurdu. (İfadeye dikkat! ABD vurdu diyemedikleri için lafı böyle uzatıyorlar. Oysa Rusya veya Suriye kuşkusu olsaydı, “Ruslar vurdu”, “Rejim vurdu” diye kesin ifadeler kullanırlardı.)
Neyse devam edelim…
Suriye’de mevcut yönetimi yok sayan Washington, yanına PYD/YPG’yi alarak Rakka operasyonunu başlatmış görünüyor.
Pentagon, operasyona katkıyı ‘Suriye Arap Koalisyonu’ndan aldığını söylese de gerçek PYD/YPG’nin varlığı elbette.
Gerçi bu adı önce “Demokratik Suriye Güçleri”, sonra da “Suriye Arap Koalisyonu” olarak değiştirmiş olsalar da ağırlık PYD’de.
Üç ayrı adı olan örgütün Rakka operasyonu hakkında dün, sosyal medyadan yaptığı açıklamaya bakalım:
“ABD öncülüğündeki operasyonun amacı, stratejik Tabka bölgesinin ele geçirilmesi ve Suriye ordusunun bu yolda ilerlemesinin engellenmesidir.”
Şimdi oldu! Bu itiraf Ortadoğu’da herkesin aydınlanmasını sağlamış oldu.
Yoksa Suriye ordusu, Rusya’nın hava saldırıları desteğinde IŞİD’i temizleyerek Tabka kentine giriyordu. 18 kilometre kalmıştı ki, ABD uçakları bölgeye asker indirdi.
***
Rusya, nedense ses çıkarmadı, gelişmeleri seyretmekle yetindi.
Ancak Moskova başka bir şey yaptı: Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Suriye’deki saldırıları nedeniyle İsrail’i uyardı. Sert bir şekilde değil ama nazik bir şekilde uyardı: Başbakan Benyamin Netanyahu 9 Mart’ta Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le “Suriye sorunu üzerine bir dizi anlaşma” yapmıştı.
Şimdi Lavrov, “Bu anlaşmaların İsrailli partnerlerimiz tarafından ne ölçüde uygulandığını somut eylemlere göre değerlendireceğiz” diyordu.
Buna bir anlamda kulak çekme de diyebiliriz.
***
İsrail Başbakanı bu hafta da Çin’in başkenti Pekin’deydi. Çin Başbakanı Li Keqiang’la bir görüşme yaptı. Görüşmenin önemli konularından biri de Suriye krizi ve Ortadoğu barış süreciydi.
Bir kulak çekme olayı da Pekin’de yaşanmış olabilir.
Ortadoğu denilince artık Rusya’yı tek başına saymak doğru olmaz. Rusya’nın yanına Çin’i de koymak gerekir.
***
ABD’nin, Suriye’nin kuzeyini kendi parseli haline getirmeye çalıştığı herkesin malumu. Ancak, yalnız değil artık. Rusya da var. Onun yanında, sahada görünmese de, Çin de var. Ve Türkiye de var…
ABD’nin Rakka operasyonu öyle uzaktan seyredilecek bir operasyon olmayacak gibi görünüyor!