Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı TOKİ eliyle yurt genelinde Yüzyılın Konut Projesi adıyla 81 ile 500 bin konut yapacak.
Kampanya dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından açıklandı. 1+1 ve 2+1 konutlardan Bursa’ya 13 bin 730 adet inşaa edilecek.
10-19 Kasım’da başlayacak başvurular da yüzde 10 peşinat, kalanın da 240 ayda geriye ödenmesi planlanmış.
Düşük taksitlerle uzun vadede ödenecek konutların maliyeti 1.8 milyon liradan başlayacak. Yani, 180 bin TL peşinat ile kampanyaya 18 yaşını doldurmuş, tapuda eşi, kendisi ve çocukları üzerine kaydı bulunmayan Türk vatandaşı herkes başvurabilecek. İlk konutlar ise Mart 2027’de tamamlanacak.
TOKİ’nin projesiyle sadece İstanbul’da kira fiyatlarının düşürülmesine dönük 15 bin adet kiralık konut da inşaa edilecek.
Bunun da kamuoyunda büyük ilgi göreceğini, özellikle büyük kentlere yüksek kiralar nedeniyle atanmak istemeyen devlet memurlarını da sevindirecek.
Peki, hükümetin 81 ile 500 bin sosyal konut projesinden Bursa’ya ayrılan 13 bin 730 adetlik kontenjan yeterli olacak mı?
Sanmıyoruz.
Başvuru halinde kentimizden on binlerce hemşehrimizin buna talip olacağını düşünüyoruz.
Bursa, ülkemizin dördüncü büyük kenti. Buraya ayrılan konut sayısının daha fazla olması gerektiğine inanıyoruz.
Türkiye’de ve kentimizde konut fiyatlarının alıp başını gittiği malum.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bursa’ya her zaman olduğu gibi yine üvey evlat muamelesi yapmıştır.
Bunu, kentsel dönüşümlerde, yarısı sizden yarısı bizden kampanyasına yaşadık.
Şimdi de büyüklüğüne göre daha az sayıda sosyal konut planlayarak, Bursa’nın Ankara’dan taşra şehri göründüğünü bir kez daha anladık.
Birinci derece deprem kuşağından yer alan Bursa’yı ne yazık ki, Bakanlık yarısı sizden yarısı bizden desteğinden mahrum bırakmıştır. Bunu kabullenmek mümkün değil.
O destek Bursa’ya gelene dek biz de, sütunlarımızdan Bakan Murat Kurum’a hatırlatmaya devam edeceğiz.
Emlak vergisi artışına balans ayarı gerekliydi
Şu bir gerçek.
Belediyeler ülkede toplanan vergi gelirlerinden yeterince pay alamıyorlar. Özellikle de büyük kentlerin ilçe belediyelerinde bu gerçekten bir haksızlık. Hele buna, vergilerini başka kente ödeyen firmaların oluşturduğu haksızlık da eklenince, büyükşehir ve ilçe belediyelerin geliri daha da azalıyor.
Nüfusu yüksek, yüzölçümü büyük ilçeler gelir yetersizliğiyle vatandaşın beklediği hizmetleri zamanında götüremiyor. Önce bunun düzenlenmesi gerekiyor.
Fakat, ilçe belediyeleri de gözünü vatandaşın mülkünden alacağı emlak vergisine dikmemeli.
Kimi il ve ilçelerde 2026 yılından itibaren 40 kata varan oranlarda emlak rayiçleri artırıldı. Bunu komisyonların da bir hadsizliği olarak değerlendiriyoruz.
40 kat vergi artışı mı olur?
Oldu olacak vatandaşın mülküne de çökün.
Bütçeleri astronomik vergi artışlarıyla dengelemek isteyen belediye başkanlarımızın da vatandaşın mülkündeki rant artışına göz dikmesini doğru bulmuyoruz. Bunu, Anayasa’nın mülkiyet hakkına bir tecavüz olarak bakıyoruz.
Hükümet de bunun farkında ki, TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu’nun belediyelerin topladığı emlak vergi artışlarına sınırlama getirecek yeni bir yasa taslağı üzerinde çalıştığı görülüyor. Bunun da kısa süre Parlamentoya sevk edileceği konuşuluyor.
Yani, 2026 yılı için astronomik emlak vergisi artışlarıyla bütçe yapan belediye başkanlarının evdeki hesapları TBMM’den çıkacak kısıtlama ile şaşabilir.
Nilüfer Çayı Büyükşehir olmadan temizlenemez
Bursa’nın can damarı sayılan Nilüfer Çayı’nın kirliliğinin temizlenmesine dönük Bursa Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin açıkladığı rapor dün Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e de verilmiş.
BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar ile raporun hazırlanmasında emeği olan Hüsamettin Çoban’ı makamında kabul eden Başkan Bozbey de bu girişime destek değil, bizzat içinde olacaklarını açıklamış.
Zaten Büyükşehir Belediyesi olmadan Nilüfer Çayı’nın kaynağından çıktığı gibi, döküldüğü yere temiz olarak ulaşması mümkün değildir.
Bu yüzden, Büyükşehir Belediyesi ve BUSİAD’ın birlikte hareket etmesini son derece değerli buluyoruz.Buna Valilik de eklendiğinde o çay temizlenir.
Kentimizin sanayicileri ile Büyükşehir Belediyesi ve diğer yerel yönetimlerimiz el ele verdiğinde Nilüfer pırıl pırıl olacaktır.
Yeter ki, istensin.

Flipboard