O gece demokrasiye darbe girişimini ilk duyduğumuz saatlerde bir yakınımızın mutlu günü için salondaydık.

Yanımdaki dostlara şunu demiştim:

“Bu kez başaramayacaklar.”

17-25 Aralık’tan ders çıkarmayan hainler, bu kez top, tank, tüfek, uçak ve helikopterlerle halkın karşısına çıktılar.

Ama Türkiye bildik o eski Türkiye değildi artık.

Çok şükür öyle de oldu.

Başaramadılar.

Bu ülkenin kazanımlarını 50-100 yıl daha geriye götürecek, demokrasisini kesintiye uğratacak cunta girişimi, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı, Türk halkının cansiperane tavrıyla sokaklara dökünüldü ve geri püskürtüldü.

Dini motiflerin arkasına sığınarak 40 yılı aşkın süredir devletin bütün kurumlarına sızan FETÖ’cü teröristler, bu ülkeye vurucu son darbeyi 15 Temmuz gecesi askeri üniformanın altına gizledikleri hain yüzleriyle indirmeye kalktıklarında hesap edemedikleri bir direnişle karşılaştılar.

Tankların üstüne çıkan, paletlerin altına yatan Türk halkı, darbeci teröristleri çılgına çevirdi, planlarını altüst etti.

Polisimiz ve Özel Harekat canla başla cuntacıların oyununu bozdu.

161 yurttaşımız, güvenlik görevlimiz şehit oldu.

15 Temmuz gecesi olağanüstü bir gece idi.

Herkesin ne olup bittiğini öğrenmeye çalıştığı anda bu işin FETÖ’cü paralellerin asker içindeki sızıntılarınca yapıldığını öğrenmek uzun sürmedi.

Genelkurmay’daki uzantılarıyla komutanlarını esir alan, bildiri imzalatmaya kalkan, helikopterlere bindirip kaçıran hainler emellerine ulaşamadı.

Bu milletin vergileriyle satın alınmış uçak ve helikopterlerle TBMM’yi , MİT’i, Özel Harekatı bombalayan, Ankara ve İstanbul’da alçak uçuşlarla halka, siyasilere gözdağı veren, tanklarla köprüleri kapatan, sivil insanların üstüne ateş açan, TRT’yi ve özel kanalları basan haşhaşiler, Anadolu’daki uzantılarıyla da kentlerimizin idare merkezlerini ele geçirmeye kalktılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı oteli helikopterler basıp öldürmek isteyenlerin ne kadar gözlerinin döndüğünü, canileştiğini hep birlikte gördük.

Türk milletinin uçak ve helikopterleriyle milleti esir almaya kalkan hainlerden bir kısmı bunu başaramayınca kullandıkları hava aracıyla komşu Yunanistan’a kaçtılar.

Sıkıştıklarında yaptıkları en kolay yöntem buydu.

Ama orada da hesaplar tutmadı.

Şimdi tıpış tıpış geri gönderilecekler ve yargıya hesap verecekler.

Türkiye son 3 gündür sokaklarda.

Türk halkı muazzam bir direnişle demokrasisine sahip çıkıyor.

Tehlike kısa sürede geçecek gibi değil.

Çetenin uzantılarının, tıpkı Mısır’da olduğu yeni bir kalkışma çılgınlığı yapabileceği ihtimali üzerinde de duruluyor.

Halk gibi 15 Temmuz gecesi ve sonrası medya da topyekûn bir sınav verdi.

Cuntanın yasadışı kalkışmasının bastırılmasında Türk medyasının rolü asla unutulamaz.

Yapılan yayınlarla Türk halkı demokrasisine sahip çıkmaya davet edilmiş, halkına kurşun sıkan hainlerin ihanetleri dakika dakika aktarılmıştır.

Türkiye’nin ve Türk halkının cuntacılara gösterdikleri mukavemet yabancı ülkelerden takdir toplamıştır.

Bombalarla sindirilmeye çalışılan TBMM’nin şanlı direnişini de es geçemeyiz.

Bombalar patlarken demokrasiye sahip çıkan milletvekillerinin siyasi parti ayrımı yapmaksızın kararlı tutumlarını ve sonrasında 4 partinin ortak deklarasyonu takdire şayandır.

Peki, şimdi ne olacak?

Cumhurbaşkanı’na suikast düzenleyen, havalimanlarını kapatan, kuvvet komutanlarını ve Genelkurmay Başkanı’nı rehin alan, milletin silahıyla halka kurşun sıkan eşkıyalar basit birer adi suçlu kategorisinde mi yargılanacaklar?

Türkiye her darbe döneminin çok konuşulan bir konusunu bugün yeniden tartışmaya başladı.

Vatana ihanet suçunu işleyenlerin idamla cezalandırılması Türkiye’nin yeni gündem maddeleri arasına girmiş görünüyor.

Halktan gelen bu talebe siyasilerin yaptıkları açıklamalarla da çok uzak olmadığı anlaşılıyor.

Tabii ki, haşhaşilerin tüm devlet kurumlarından uzaklaştırılmaları da hızlanacaktır.

İçimizde halen bu çeteye destek verenleri de Allah ıslah etsin.

Kime destek verdiklerini umarız 15 Temmuz gecesi anlamışlardır.

Ülkemize büyük geçmiş olsun.